İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Belma Bozkurt ile Yeni Sergisi “Lotus Gravitas”ı Konuştuk

Belma Bozkurt, çocukluk odasından dışavurduğu ‘Shades of Branches’ isimli kişisel sergisinden sonra, bilge ve yaratıcı Lotus kadın arketipini incelediği ‘Lotus Gravitas’ isimli yeni sergisinde sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Yaratıcı ve bilge kadının gücünü izleyeceğimiz ‘Lotus Gravitas’ kişisel sergisi Armada AVM’ de yer alan, Galerim Sanat Galerisi tarafından,  Ankara’ da 28 Aralık-16 Ocak 2025 tarihlerinde düzenlenecek. Biz de bu vesile ile sanatçı Belma Bozkurt’a Lotus Gravitas’ı sorduk.

– Lotus çiçeğinin çamurdan yükselerek açması, hayatın zorlukları karşısında kadınların direnişi ile nasıl bir paralellik taşıyor? Bu sembol, kadınların kendi içsel güçlerini keşfetmelerine nasıl ilham veriyor?

Arınma ve yeniden doğma anlamına gelen Lotus çiçeği, çamurlu ve bataklık bölgelerde yetişip, zorlu koşullardan sıyrılarak çiçek açmayı başarır ve görenleri kendisine hayran bırakır. Lotus gravitas kadın arketipi bilge, yaratıcı, kazanan kadının doğa ile kavuşması ve vahşi gücüne geri dönüşüdür. Geçmişten bu yana bildiğimiz Amazon kadınları, Kibele gibi tanrıçalardan sonra geldiğimiz noktada ataerkil sistem ve sözde modern hayatın maalesef kadınların gücünü negatif yönde etkilediğini gözlemliyorum.

Kadınların lotus çiçeği gibi özünde dirayetli olduğunu ve bu vahşi güce ulaşarak hayatta daha sağlam temelli yaşayabileceklerini lotus çiçeği metaforu ile ifade ediyorum. Lotus gravitas arketipi pusula olursa, kadınlar hayata bilgeliği, tutkuyu, yaratıcılığı, zarafeti, yeniden doğuşu, doğurganlığı ve sezgilerinin gücünü katarak yaşamı ve kendilerini şifalandırırlar. Erkekler ise lotusun ışığı ile kendilerini daha iyi keşfedebilirler.

– “Lotus Gravitas” kadın arketipi fikrini sanat pratiğinizde nasıl şekillendirdiniz? Bu sergi aracılığıyla seyircilere bilge ve yaratıcı kadın figürünü nasıl aktarmayı hedefliyorsunuz?

Çok güzel bir söz vardır, ‘kendimin aslında ağaç olduğunu farkettikten sonra, bir dal aramayı bıraktım’. Lotus Gravitas manifestomu çok desteklediğini düşünüyorum. Sanat terapisi uygulayıcısı ve coactive coach bir sanatçı olarak kendi varoluşumu anlatan simgenin ağaç ve dalları olduğuna inanıyorum. Shades of Branches kişisel sergimde insan olma değerini dallar ile çocukluk odamdan bakarak izleyici ile paylaşmıştım. Lotus Gravitas kişisel sergimde ise insandan yola devam ederek kadın olma değerine büyüteç ile bakmayı ve dikkat çekmeyi hedefledim.

Lotus çiçeği kadına dair çok önemli değerleri içeriyor, kadının ince ve zarif doğal güzelliğini, dişil enerjisi ile zorlukları bertaraf etmesini, sezgisel gücünü, duygu kontrolünü, doğurganlığını, yeniden doğabilme özelliğini, farkındalık seviyesini, düşünceli ve incelikli hallerini, kadının tutkusunu, saflığını ve bilgeliğini. Bu sergide kadının kendi döngüsündeki çeşitli duygu durumlarını, iniş ve çıkışlarını, umudunu, mücadelesini ve vazgeçişlerini, özgüvenini ve hayal kırıklıklarını, neşesini ve hüznünü, sevgisini ve nefretini lotus gravitas manifestosu ışığında naif bir dille sanatseverlerle paylaşmayı hedefliyorum. Her ziyaretçi cinsiyetten bağımsız olarak kendisinden bir parça bulacak ve her eserin hikayesi ile bütünleşerek kendisini sergiye ait hissedecek

– Günümüz global dünyasında kadınlara yönelik estetik beklentiler ve toplumsal normlarla ilgili eleştirileriniz var. Sizce bu normlar, kadınların özgünlüklerini ve doğal güzelliklerini nasıl etkiliyor?

Öncelikle önyargısız olarak herkesin ihtiyacı olan estetiksel ve davranışsal durumu gerçekleştirme hakkını savunuyorum ve haklı buluyorum. Bununla birlikte nöroestetik açıdan bir kadının güzelliğini ölçümlemeye baktığımızda ortaya çıkan simetri kavramı dominant görünüyor ve global düzeyde sektörü oluşmuş pazarın giderek büyüdüğü aşikar. Güzellik kavramı kültürden kültüre değişen bir durumken dünyadaki insanaların günden güne birbirine benzemesi, özgünlüğe alan kalmaması dikkatimi çekiyor.

İnsanlar bunu ne uğruna yapıyorlar? Çok farklı yanıtlar almak mümkün, eleştirdiğim konu bu sorulara verilen yanıtların altında durumsal olarak değerlendirilebilir. Batıdan doğuya kadar tüm kültürlerde kadınlardan peri masallarındaki gibi güzel, zayıf olması beklenen bir estetik kalıp pompalanıyor. Halbuki güzel kadında özgün bir tarz, özgüvenli bir duruş, doğal ve içten bir gülümseme, üretkenlik ve sofistike bir zevk anlayışı olmazsa olmazdır.

Yukarıda bahsettiğim yaptırımlara maruz kaldıkça kadınlar , vahşi doğal güzelliklerinden uzaklaşıyorlar ve özgürlükleri ellerinden fark etmeden kayıyor. Bir kadın kendisine dair olan özgün öğeleri kendi içinde benimseyip barıştığında bu hayatı daha özgürce yaşayabiliyor. Bir kadın toplumun beklediği ölçülerde hanımefendi, nazik, şirin, kibar, güzel, neşeli, dışadönük, şehvetli, başarılı, anne kısaca mükemmel olamasa da bu dünyaya dahil, eşit ve bu dünya için gereklidir. Lotus gravitas arketipinde her kadın özünde biricik olarak bir lotus gibi görkemlidir.

– Lotus kadını olarak tanımladığınız bu ruhani dönüşümü kadınlar nasıl bir yolculukla gerçekleştirebilirler? Bu süreçte karşılaşabilecekleri içsel veya dışsal zorluklara dair neler söyleyebilirsiniz?

Şimdi yola çıkalım desek uzun bir yolculuk ama güzel olan yolda olabilme hali, çünkü varabilmek tatlı acı gayreti içeriyor. Cesaret edebilirsek eğer, her şey farkındalıkla başlayacak ve dönüşüme niyet etmekle devam edecek. Bunun sihirli bir formülü maalesef yok. Anda kalarak, kendimizi geliştirerek, sorgulayarak, merak ederek, ulaşmak istediğimiz yeri belirleterek hayatımızda doğru adımları atmaya devam etmeliyiz. Kendimizi bulmak uğruna tüm iç ve dış sesleri bastırarak yola çıkabilmek, sadece içimizdeki lotusun iç sesini fark edebilmek kadına güç verir.

– Sanatın şifa verici yönüne değiniyorsunuz. Sanat terapisi alanındaki çalışmalarınız ve “Lotus Gravitas” sergisinin, izleyicilerin içsel iyileşme süreçlerine nasıl katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?

Bilmiyorum astrolojiye inanır mısınız ama ben yengeç burcu, duyguları ile yüzleşmekten korkmayan bir sanatçıyım. İş hayatında da bulunduğum için rasyonel kararlar almayı, karar algoritmalarını yeterli düzeyde bilirim. Bununla beraber sezgilerime danışmadan, duygusal gözlemlerimi değerlendirmeden net bir sonuca ulaşamam. Küçüklüğümden beri insan ve sevgi değeri ışığında birleştirici, kapsayıcı ve bütünleyici olmayı, empati ile insanlara karşı önyargısız ve hoşgörülü olabilmeyi başarabildim. Odaklanırsam aktif ve iyi bir dinleyiciyimdir, tercihen merak ettiğim az sayıda insana verebildiğim güçlü yanım diyebilirim, çünkü oldukça yorucu bir süreç.

Kendimi bildim bileli psikoloji, felsefe ve spiritüel konular özellikle ilgimi çekmiştir. Bahsettiğim bu detaylarla yolum sanata, sanat terapsi uygulayıcılığına ve co active koçluğa çıktı ve hayatımda bir tutku haline geldi. Yaşamımızı hayatın bizden beklediklerine göre yaşarsak, anlaşılmak için önce hayatı anlarsak onu anlamlandırabiliriz. Lotus Gravitas sergime gelen izleyiciler yaratıcı ve bilge kadın değerlerimle lotus ışıma yaklaşıp uzaklaşmalarımı, onu arama ve bulma ve bazen kaybetme yolculuğuma tanık olacaklar. Yansıma ışığı ile kendilerini ait hissettikleri bir hikaye bularak hemhal olacaklarını düşünüyorum.

– Sanat yolculuğunuzda “Lotus Gravitas” sergisi nasıl bir yere sahip? Bu sergi, kişisel ve sanatsal gelişiminizde neyi temsil ediyor?

Lotus Gravitas sergisi, yaklaşık 30 eser ile 28 Aralık 2024 Galerim Sanat Galerisi’nde Ankara ve çevre illerde yaşayan sanatseverlerimize ulaşmayı hedefliyor, 1 Mart 2025’ te ise İstanbul Koşuyolu Bakraç Sanat Galerisi’ ndeki sergimiz ise İstanbullu sanatseverlere ulaşacak. Meral Öztürk ve Sait Günel’ e sonsuz destekleri ve güvenleri için teşekkür ediyorum.

Serginin manifestosu kadınları toplumda kendi güçleri ile temas ettirerek güçlendirmek olduğu için ayrı bir öneme sahip ve toplumda farkındalık yaratabilirsek sanat yolculuğuma paralel olarak ayrı bir katkısı olacak. 2 yıllık sanat pratiğimin sonucu olan eserlerimi bu kez farklı bir teknikle çalıştım, Artankara 2024, İaaf İstanbul 2024 ve Antalya Çağdaş Sanat Fuarı 2024 fuarlarında sınırlı öngösterimlerle paylaştığım eserlerim için sanatseverlerden oldukça pozitif yönde geri bildirimler aldım, benim için oldukça heyecan verici bir dönem.

– Manifestonuzda, lotus kadınının doğuştan gelen ve kendi içindeki ışığı tekrar parlatacak güce sahip olduğunu belirtiyorsunuz. Bu güç, yaratıcı ve bilge kadının hayatın zorluklarına karşı duruşunda nasıl bir rol oynuyor?

Anda kalarak, kendimle bağlantı kurmayı önemsiyorum ve yoğun olduğumuz zamanlarda bilinçdışından verdiğimiz kararlarla ya kendimizi sabote ediyoruz, bazen de çok önemli fırsatları yanlış perspektiflerle değerlendirebiliyoruz, en çok kendimize yeniliyoruz. Bazen sessizlik, susmak, harekete geçmemek bize akış sağlayan hobilerimizle ilgilenmek vereceğimiz yanlış ve kısa süreyi kurtaran bir kararın önüne geçer, daha uzun soluklu, hayatta mutluluğu hedefleyen, sürdürebileceğiniz bir karara varabilirsiniz ve bu da hayatınızı dönüştürür.

Yoğun insanlar her şeye evet der, durup düşünme şansları olmadığı için bu yoğunluk asla bitmez ve bu su hiç durmaz. Sınır çizebilmek, gerçekten ne istediğimizi bilmek ve kendi özümüze, içimizdeki ağaca ve dallarına inanarak o sorundan daha büyük olduğumuzu görmek bize ve çevremize lotus ışığını saçar. Kadınlar olarak kendimizi gerçekleştirebilmek için fırsatlar oluşturduğumuzda, özgürlüğümüze alan açtığımızda, kararlarımızı kendi inisiyatifimizle aldığımızda ve bunun için mücadele ettiğimizde bizden
sonra gelen kadınlara ve kız çocuklarına da yol göstermiş oluruz.

Kadınlar olarak anaerkil gücümüzün dünyayı güzelleştirmesi için Lotus özündeki tinsel varlığımızı, güç veren duygu, düşünce ve çabalara yoğunlaştırılmalı, bizi zayıf düşüren modern dünya düzenine hizmet eden beğenilme, takdir, nezaket, mükemmellik, rekabet, onay arayışı gibi döngülere girmekten uzak durmalıyız. Lotus kadını özgün, telaşsız, özgüvenli, kız neşesini yaşatan, tutkulu, bilge ve yaratıcıdır.

Bir kadın, kişisel sergi düzenleyerek, manifesto yazarak, tüm toplumu elbette değiştiremez. Bununla birlikte değişimi ön görerek başlatabilir. Kendi lotus gravitasını değiştirerek, bedenini, ruhunu, neşesini ve en önemlisi öz değerini kendi kontrolüne alarak başarır.

Gelecek sergi programı
28 Aralık 2024-16 Ocak 2025, Ankara, Galerim Sanat Galerisi, Armada AVM
20-23 Şubat 2025, Artankara, Esther Art Gallery
1-16 Mart 2025, İstanbul, Bakraç Sanat Galerisi

Belmabozkurt.art
belmabozkurt83@gmail.com

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir