İzleyiciler ve eleştirmenler, Stanley Kubrick’in The Shining (Cinnet) filminin ilk bakışta göründüğünden çok daha derin bir anlatı yapısına sahip olduğu konusunda ortak bir görüş içerisindedir. Bu sebeple film analistlerinin birçoğu anlatıyı bölümlere ayırarak incelemenin kavramsal bir bulmacanın eksik parçalarını tamamlamak için en doğru yöntem olacağını söylemiş ama bu yöntem de cevapladığından daha fazla soruyu gün yüzüne çıkarmaktan öteye gidememiştir. Bu sebeple olacak ki Kubrick’in filmleri, sinema tarihindeki en çok çalışılan eserler arasında yer almaktadır.
Şahsen, Kubrick’in çalışmalarını analiz etmedeki en önemli prensibin, bilinçaltı anlatılarının, tutarlı şekilde belli aralıklarla tekrar etmesi olduğu kanısına vardım. Film boyunca karşılaştığım ayrıntıların yönetmenin estetik seçimi ya da devamlılık hatası olarak görülemeyecek olma sebebi ise; bu ayrıntıların gruplandığında, şans ihtimaline meydan okuyan, kusursuz kalıplar oluşturmasıdır.
çizgi film ve peri masalı
The Shining’deki çizgi film ve peri masalı referanslarının çokluğu, analizlerin, incelemelerin tamamında görmezden gelinemeyecek kadar fazladır. Bunları Rob Ager’ın “Stanley Kubrick’i Derinlemesine Bir Analiz” makalesinde tam liste olarak görmek mümkündür.
- Danny ve Wendy’nin film içerisindeki ilk sahnesinde, Danny sandviç yerken televizyonda Road Runner çizgi film müziğini duyarız.
- Danny dişlerini fırçalarken, ilk psişik rüyasından hemen önce, solda çizgi film çıkartmaları görünmektedir. Bunlar arasında Charlie Brown çizgi filminden Snoopy, yedi cücelerden biri olan Minnie Mouse ve Mickey Mouse’un sihirli bir şapka taktığı çıkartmalar yer almaktadır.
- Çizgi film simgelerinin en belirgin kavramsal kullanımlarından biri, doktorun Danny’i muayene ettiği sahnededir. Wendy, pencerenin altındaki Goofy figürüyle neredeyse aynı kıyafetleri giymiş olmasıdır. Sarı botları, kırmızı kazağı ve mavi tulumuyla Goofy karakterinin giyimini birebir yansıtmaktadır. Ayrıca Shelley Duvall’ın Goofy gibi kocaman gözleri ve dişleri vardır.
- Mutfakta dolaşırken Wendy, Hansel ve Gretel peri masallarına bir atıfta bulunmakta, “Bu yer çok büyük bir labirent, geldiğimde her zaman ekmek kırıntısının bir izini bırakmak zorundayım gibi hissediyorum” .
- Danny, Bugs Bunny’nin takma adı Doc ile film içerisinde birkaç kez anılmaktadır. Wendy: “Ona bazen Doktor diyoruz, bilirsin, Bugs Bunny çizgi filminde olduğu gibi.” Halloran: “Her neyse, doktor gibi görünüyor değil mi? (Bugs Bunny hakkında bir izlenimde bulunuyor) Ne var ne yok Doc?
- Wendy’nin beysbol sopasını aldığı sahnede, Jack ile ilk şiddetli çatışmasından hemen önce, Road Runner çizgi filmi televizyonda tekrar görülmektedir.
Şimdi sizlere, filmdeki çizgi film referanslarının hikayeyi tematik olarak nasıl etkilediği hakkında bazı görüşler sunacağım. Kubrick’in, Wendy karakteri ile Disney’in karakteri Goofy arasında kurduğu estetik benzerlikler bana Kubrick’in bir sözünü hatırlattı;“Eğer Leonardo, Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik?: “Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var” Bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi.” Tahminime göre Kubrick, bu karakterlerin işlevlerini, kodlarını daha önceden biliyordu ve karakter seçimini buna uygun olarak gerçekleştirdi.
Jack Nicholson’ın hayat verdiği Jack Torrance karakterinin alt metninde ise yine bir Disney karakteri olan Big Bad Wolf (Büyük kötü kurt) olduğu görüşündeyim. Jack Toraance’ın dağınık saçları, tıraşsız sakalları, sahnelerde uzun süre gösterdiği dişleri buna örnek verilebileceği gibi filmin en çok konuşulan sahnesi olan kapı kırma sahnesi de bu görüşü destekler niteliktedir. Masallardaki kötü kurt prototipinin aşması gereken en büyük eşik olan kapı metaforu filmde de çok önemli bir yer tutmaktadır. Öyle ki Jack Nicholson’ın ünlü kapı kırma sahnesi 127 tekrar çekilir.
Kapı kırma sahnesinin başında Jack Torrance “Minik domuz, beni içeri al minik domuz! Pembe domuz, yakarım, her tarafı yakarım! Sonra kapını da kırarım!” der. The Three Little Pigs and Big Bad Wolf çizgi filmine birebir göndermede bulunmaktadır.
Kubrick, The Shining filminde masallar ve çizgi filmlerle birçok bağlantı kurmuştur, bunu neden yaptığı konusunda ise birden fazla olasılık olduğu kesindir. Fakat benim şahsi görüşüm: Kubrick, çizgi filmleri, peri masallarını kullanarak distopik bir yapı oluşturmak istemiştir. Çocukların eğlenerek izlediği çizgi filmlerin ütopyasını kendi sanat süzgecinden geçirerek nasıl bir distopya haline gelebileceğini bizlere sunmuştur.
Kubrick, filmin alt metnini yalnızca filmin anlatısında gizlememiştir aynı zamanda filmdeki sahnelerin bolca tekrarlanması, özel kamera kullanımları, özellikle Jack Nicholson’ın üst düzey performansı gibi özel durumlar yaratarak izleyicinin alt metinden kopmasına sebep olduğu da düşünülmektedir. Kubrick’in doğaüstü bir korku filmi yapma arzusuyla The Shining’i çekmedi iddiasına bende katılmaktayım. Gerçekten rahatsız edici unsurlar elbette var, ancak bunlar gerçek psikolojik süreçlere dayanıyor. Kısaca, Kubrick hayalet hikayeleri ve klasik çizgi film temalarıyla alay ediyor, onları bilinçaltı düzeyindeki gülünç çizgi filmlere ve masallara dönüştürüyor.
Son olarak: Meraklısına bir duyuru!
Kubrick’in The Shining filmine yerleştirdiği mesajlara değinen belgesel Room 237 ve çekimler sırasında yaşananları kayda alan Making ‘The Shining’e de göz atılabilir.
Elinize sağlık. Keyifli bir okumaydı.
GazeteSanat ailesi adına teşekkür ederim.