Edouard Manet’in Kış Bahçesinde adlı tablosunda bir adam ve bir kadın görürüz. Nedir, adam ve kadın arasındaki ilişki açık olarak belirlenmiş değildir. Evli bir çift midir, flört mü ederler, yoksa sadece rastlantı sonucu oluşmuş bir görüntü müdür önümüzdeki?

Her ikisinin de sol ellerinde bir yüzük vardır, belki bir alyanstır bu – diyelim ki evlidir ikisi de, yine de birbirleriyle evli olduklarından emin olamayız. Manet, kadının diğer elini eldivenli resmetmiştir, demek yüzüklü elin çıplak kalması, yüzüğün görünmesi amaçlanmıştır diyebiliriz.

Tabloda etkin konumdaki adamdır, bunu bize söyleyen de parmaktır. Adam parmağını kadına uzatmıştır: Belki bir şey anlatıyordur, havadan sudan konuşuyordur ama o parmak bir konuyu işaret etmekten çok kadına dokunmak ister gibidir – ne dersiniz, kadını ufak bir dokunuşla konuşmaya, tablodaki ana döndürmek istiyor olabilir.

Döndürmek: Adamın kadına odaklanmış bakışının aksine, kadın dalgındır ve uzaklara bakakalmıştır. Düpedüz boş bakmaktadır; adamdan, her ne anlatıyorsa konudan kopup gitmiştir. Adam açısından, kadının tablodaki âna döndürülmesi elzemdir.
Yine de, her ne olursa olsun, yaşanan anda gerilim yoktur, vücut dilleri sakin, adam da kadın da kendilerini rahat hissediyorlar. Fakat adamda belirgin bir ısrarcılık var: ah, o parmak!
Şu da var: Adam diğer elini saklamış, böylece parmağıyla başlayıp gövdesiyle kadına doğru yoğunlaştırdığı kuşatmanın boğuculuğunu azaltmak ister gibi – kadının kuşatmadan umuru yok gözükse de.

Kadının umursamaz, handiyse donuk ve adamı kâle almaz görüntüsü söz konusu kuşatmaya karşı bir savunma taktiği olabilir mi? Bu sorunun anahtarı, kadının eldivenli eli: Nasıl adamın hikâyesi parmağında okunuyorsa, kadının hikâyesi de eldivenli elde okunacak. Gel gör ki, o eldiven önümüzdeki en büyük engel. Eldivenin gizlediği elin şemsiyeyi nasıl kavradığını bir görebilsek, tablodaki tüm hikâyeyi öğrenmiş olacağız.
İlk yorum yapan siz olun