Bu röportajı hem Türkçe hem İngilizce okuyabilirsiniz. İngilizce kısımlar parantez içindedir. (You can read this interview in both Turkish and English. English parts are in brackets.)
Eski Türk temaşa geleneğinde de ayrı bir yeri olan kuklanın kökenleri 14. yüzyıla kadar gidiyor. Çağımızda kukla gösterilerinin en iyi örneklerini veren ekiplerden biri de Bufos Puppet Theatre. Yunanistanlı ekip, kurulduğu 2011 yılından bu yana pek çok sokakta, tiyatro sahnesinde, festivallerde boy gösterdi. Yunanistan’ın Atina şehrinde Anneta Stefanopoulou tarafından kurulan Bufos Puppet Theatre, Mart 2018’de İzmir’deki 4. Kukla Şenliği’ne katılarak Türkiye’ye de merhaba demişti. Bufos Puppet Theatre festival ve organizasyonlarda planlı bir şekilde gösteriler düzenlerken, sokaklarda daha spontane performanslar da sergiliyor. Ekibin kurucusu Anneta Stefanopoulou ile yaptığımız söyleşiyi aşağıda bulabilirsiniz.
(EN: Puppet tradition, which also takes an important place in performing arts goes back to 14th century. Bufos Puppet Theatre is one of the crews that gives the best examples of puppet performances in our ear. Since its establishment in 2011, this Greek crew has had many experiences on the stages ,in the streets and different festivals. Bufos Puppet Theatre,which was founded by Anneta Stefanopoulo İn Athens attended in the 4th Puppet Fest organised in İzmir in March,2018. Buffos Puppet Theatre does not only performs in festivals and events, but also performs as spontaneous acts in streets. You can read the interview we’ve made with the founder of this crew, Anneta Stefanopoulou.)
Anneta hoş geldin. Önce bize kendini tanıtır mısın? (Welcome Anetta! First, can you introduce yourself a bit?)
Merhaba sevgili arkadaşlar. İsmim Anneta, 38 yaşındayım ve 2000 yılından beri kukla sanatı üzerine çalışıyorum. Aynı yıl Atina’daki Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi’nde tiyatro teorisi okumaya başladım. Çocukluğumdan beri resim yapmayı ve bir şeyler inşa etmeyi seviyordum. Hikayeleri de severdim. Etrafımızı çevreleyen dünya, insanlar, bu insanların karakterleri, yaşantıları ve tutumları hakkında tutkulu bir merakım ve canlı bir hayal gücüm olduğunu düşünüyorum. (EN: Hello dear neighbors! So, my name is Anneta, I am 38 years old and I study the art of Puppetry since 2000. In the same year I started studying Theory of Theatre in National and Kapodistrian University of Athens. Since I was a child, I loved painting and constructing things. I also loved stories and I had a strong curiosity and a vivid imagination about the world that surrounds us, the human creatures and their character, movement and attitude.)
Atina’daki Kapodistrian Üniversitesi’nde aldığın tiyatro eğitimi sana neler kattı? (What are the things that Kapodistrian Univesity in Athens gained your life positively in general?)
Önemli olduğunu düşündüğüm birincil şey şudur ki, üniversite aracılığıyla zihinsel ve eleştirel bir düşünme yöntemi geliştirmeye dair birçok yön olduğunu öğreniyorsunuz. Sanat ve hayat kavramlarına daldığınızda, mutlak bir doğru ya da mutlak bir yolun olmadığını görürsünüz. Araştırma yöntemiyle bilgilerinizi daima derinleştirebilirsiniz. Her şey hakkında sorgucu davranmak bazen yorucu olabilir, ancak bu sizi yeni düşünme yollarına iter. Bunların yanında üniversite bana felsefe, tiyatro, şiir, sinema tarihi alanlarında bazı harika öğretmenlerden tahsil görmeme imkan tanıdı. Ve de çok çeşitli temalar üzerine harikulade kitaplarla haşır neşir olmamıza vesile oldu. (EN: The main think that I feel it was important is that through university you can open and deepen your mind and you can practice a critical way of thinking. You find out that there are many aspects on how you understand art and life itself, there is no “correct” way . Through research, you can always deepen your knowledge . That posing questions about everything might be tiring sometimes, but leads you to new paths of thinking. It also gave me the chance to attend lessons of some great teachers on philosophy and history of theatre, poetry, cinema. Also, we had the chance to have many wonderful books on a wide range of themes.)
Kuklacı olma fikri nasıl, ne zaman doğdu? (When did you say that “I will be a puppeteer” and how did this duration progress?)
26 yaşımdayken bu fikir kafamda güçlendi. Ama bunu nasıl yapabileceğim hakkında kafamda henüz bir fikir oluşmamıştı. Atölye çalışmaları ve yapımcılık yoluyla kuklacılık üzerine çalışmaya devam ettim. Bu atölyelerde yaptığımız egzersizlerle kendi bireysel çalışmalarımı da harmanlayarak ayna önünde defalarca deneyler yaptım. Daha sonraları drama öğretmeni olarak çalışmaya başladım ve kukla çalışmalarımı bu uğurda bir araç olarak kullandım. Keza ilk deneyimlerim öğrencilerimin seyirci rolü oynaması ile mümkün oldu. Daha sonra öğretmenim Franscisco Brito, kendisinin çalışmalarında rol almam için bana bir teklifte bulundu ve en ciddi deneyimlerimi bu sahnede yaşamaya başladım. 2011’de Jovan karakteri ortaya çıktı . Onunla sürekli olarak sokakta çalışmaya başladım ve iyi bir kukla sanatçısı olabilmek için yaşayacağım tecrübelerin bir çoğunu yaşadım. Nefes, göz odaklanması , dudak senkronizasyonu, ağırlık, ritim, duraklama… Şovu başlatma ve bitirme şekli, sahnede kullanılacak ışıkların seçimi ve bunların nasıl ayarlanması gerektiği gibi unsurlar gibi. 2013’ten itibaren uğraş alanlarıma giren diğer her şeyi bıraktım ve kuklaya odaklandım. Bu çalışmaların sunduğu deneyimlerin bana ne kadar zenginlikler, zor zamanlar ve aynı zamanda harika enstantaneler yaşatacağını hayal bile edemezdim. (EN: When I was around 26 years old, the idea became strong in my head. But I didn’t know the way yet about how it could happen. I continued studying puppetry through workshops and making experiments through the exercises we did at these workshops, or by myself in front of the mirror. I started working as a Drama teacher, using a lot the puppet as a tool, so the first practice with an audience was with the help of my students. Then, my teacher Franscisco Brito, suggested to work for his performance. I started having the first experience on stage. In 2011, when Jovan appeared I managed to work constantly with him on the street, exploring all the small or big issues you have to face in order to be a puppeteer. Breath, eye focus, lip synchronisation, weight, rhythm, pause. Also, the way you have to start and end your show, how you must choose and adjust the lights, the way you have to hanndle the management of your work ect. From 2013, I quit everything else and focused on puppetry. I couldn’t imagine how rich- difficult and at the same time wonderful- experiences this work offers to you.)
Bufos Puppet Theatre’yi 2011’de Atina’da kurmuşsun. Ekipte kimler var? (You established Bufos Puppet Theatre in Athens. Who are the others involved in the team there?)
Gösteride Jovan ve iki oyuncu karşımıza çıkıyor, ancak bu üçlünün arkasında daha birçok arkadaş ve aile üyeleri bulunuyor. 2011 yılında iş arkadaşımlarımdan biri olan Lita Aslanoglou bana bir kukla alıp sokakta gösteri yapmamı tavsiye etti. Kuklayı yaptım ve arkadaşlarım Vangelis Adamidis ve Agni Papadeli- Rossetou ile gösteriler üzerine çalışmaya başladık. Sonraları kuzenim Georges Mitropoulos da benimle birlikte bu işlerle uğraşmaya başladı. Kendisi bir müzisyendir ve bana müzisyenlik konusunda birçok bilgi vermiştir. Sonra Jovan ile daha da büyümeye başladık ve bu arada diğer kuklacılardan bana yardım etmelerini istedim. Angeliki Gounaridi, Evgenia Tchihlia ve Lita Aslanoglou bu projemi desteklemek için geldi benim yanımda yer aldı. Son 3 yılda da birkaç proje üzerine ağırlıklı olarak Lita ile çalışıyoruz. Ancak bu işlerime destek olan daha da çok insan var. Bu kişilerden biri de, mesleği mimar olan, bu yıllarda teknik desteğini benden hiç esirgemeyen, çocukluk arkadaşım Natasa Stamouli. Babam Michael Stefanopoulos’un mesleği kaptanlıktı. Malzeme ve yapılarla uğraşmaktan hoşlanan babam bize birçok açıdan ilham verdi. Annem de bu girişimimizi sevmişti ve bize destek ve yapıcı eleştirilerde bulunmaktan hiç imtina etmezdi. Yine okuldan bir arkadaşım olan Danae Stamouli, bana her daim herhangi bir fikir hakkında tavsiyelerde bulunur. Ve tüm bu kişilerin yanında adlarını zikredemediğim birçok arkadaşım, performanslarımı, fotoğraflarımı ve videolarımı muhtelif mecralarda yayınladılar ve geri bildirimde bulundular. Jovan’ın, kolektif ve sıcak bir ailenin altında doğmuş, kendine has bir kukla olduğunu hissediyorum. (EN: In the show we can see Jovan and two performers, but many friends and family members are behind the three of us! In 2011, my friend and coworker Lita Aslanoglou told me “Take a puppet and go perform on the street!”. I constructed the puppet and we started performing with my friends Vangelis Adamidis and Agni Papadeli- Rossetou. Soon, my cousin Georges Mitropoulos started performing with me. He is a musician and he offered me a lot of knowledge on this part. Then, Jovan started growing up and I asked some puppetteers to help me. Angeliki Gounaridi, Evgenia Tchihlia and Lita Aslanoglou came to support this project. The last 3 years, we mainly work with Lita for several projects. But there are more people behind him…Our technical support on many aspects all these years is Natasa Stamouli, a childhood friend, who is an architect. My father, Michael Stefanopoulos, who was a captain and loved messing up with materials and constructions inspired us on many aspects. My mother loved our attempt as well and gave us her emotional support and fair critisism. Another friend from school, Danae Stamouli, always gives me a feedback on any idea. Through the years though, many more friends helped us with their photos, videos, booking performances or even with their feedback. I feel Jovan is a personal puppet born under a collective family.)
Bugüne kadar nerelerde gösteri düzenlediniz? (In which places have you experienced to show your plays so far?)
İlkin sokakta sahne almaya başladık. Kısa bir süre sonra kafelere ve barlara gittik. İnsanların bulunmak istediği yerlerde bulunduk. Ardından hastanelerde ve enstitülerde sahne almaya başladık. Bunun yanı sıra özel günlerde evlerde sahne aldık. Ayrıca Dimitris Mystakidis ve Eleni Tsaligopulou gibi bazı büyük müzisyenlerin konserlerine katıldık. 2015 yılında Charleville-Mezieres’de Dünya Kapalı Kukla Tiyatrosu Festivali Programı’nda bazı gösteriler verdim. Tüm bunlardan sonra, dünya üzerinde gerçekleştirilen çeşitli uluslararası festivallere katılmaya başladık. Bunlardan ilki Portekiz’deki Fimo festivaliydi. O zamandan beri otuzdan fazla ülkeye seyahat ettik ve Avrupa başta olmak üzere Türkiye, Rusya ve Kore gibi ülkelerde sanatımızı icra ettik. Fakat bizim en çok sevdiğimiz sahne her zaman sokak olmuştur. (EN: We started performing on the street. Soon we went to cafes and bars. We wanted to go where the people already are. Then, we started performing in hospitals and institutes. We performed in houses, as well. We also participated in musical concerts of some great musicians- Dimitris Mystakidis and Eleni Tsaligopoulou. In 2015 I gave some shows at the Off Program of World Puppet Theatre Festival in Charleville-Mézières. After this, we started participating in several International Festivals around the world. The first one was Fimo festival, in Portugal. Since then, we have travelled to more than 30 countries with him, mainly in Europe but also in Turkey, Russia and Korea. We have performed in many scenes, but the scene we love most is always the street.)
2018’de katıldığınız İzmir’deki kukla festivali nasıl geçti? (How was the puppet festival you attended in İzmir in 2018?)
Çok güzel bir deneyimdi. Jovanlar’ın kökleri İzmir’dendir. Bu deneyim adeta bir memleket ziyareti gibiydi. Türkiye’yi ve oranın insanlarını seviyoruz. Her ne kadar Türkiye’deki bazı politikacılar İzmir olgusu üzerinde bir nefret kampanyası yürütmeye uğraşsalar da oranın insanının birbirine, kültürlerine ve bu tip aktivitelere ne kadar bağlı olduklarını biliyorum ve bu çok dokunaklı. İzmir Kukla Festivali her bakımdan çok zengindir. Dünya çapında çok sayıda performansa ev sahipliği yapmıştır ve biz de burada yapılan sergileri gezme ve deneyimli insanların burada verdiği kuklacılık etütlerinden muntazaman istifade etme şansını bulmuşuzdur. İzmir şehrini ve insanlarını da seviyoruz. Denize kıyısı olması, ortamlarındaki sürekli olan hareketlilik, geleneksel ürünlerin sergilendiği yerler ve tarihinde köklü izler bırakmış olması duygusu dahi bize her zaman ilham vermiştir. (It was a beautiful experience. Jovans’ roots are in Izmir, it was like visiting his home town. We love Turkey and its people and it is very moving how attached the people are, even though the politicians try strongly to create “hate”. Izmir Puppet Festival is very rich. Except the numerous performances that it hosts, we had the chance to visit exhibitions and attend lectures on puppetry from people around the world. We also love the city and its people. The connection to the sea, the atmosphere of a constant movement, the traditional products, the sense that the past is present always awakens a lot of feelings and inspiration.)
Sokaklardaki performanslarınızla festivallerdeki performanslarınız arasında nasıl farklar var? (What might be the differences between the performances which you are realizing at street and festivals?)
Sokak, en güçlü ve özgür tiyatro sahnesidir. Kimse orada durup şovunuzu izlemek zorunda değil, kimse bunun için bir bedel ödemek zorunda değildir. Buradaki seçme özgürlüğünü, sürpriz ve mutluluk duygusunu, izleyicinin gözlerinin içinde görebilmek çok mutluluk verici bir şey. Yunanistan’da sokak performansları bazen zor olabiliyor, özellikle de son zamanlarda insanların daha stresli ve gergin olduğu yıllardan geçerken… Bazen dükkan sahipleri veya diğer sokak sanatçıları kaba davranışlarda bulunabiliyorlar. Nadiren, 2020 yılında olmamıza rağmen sokakta performans sergilerken, sırf kadınım diye basmakalıp zihniyetteki bazı insanlardan tepki gördüğüm dahi olmuştur. Neyse ki bu olumsuz durum pek yaygın değil. Kuzey Avrupa’da insanlar, sokak performansı konusunda daha eğitimli. Festivallerin yapıldığı yerlerde, arkasında bu durumu destekleyen bir organizasyon kuruluşu ve bu festivallere ilgi gösteren seyirci topluluğu olduğu takdirde endişelenmenizi gerektiren bir durum yoktur. (EN: The street is the most powerful and free theatre scene. No one has to stay and watch your show, no one has to pay for it. This freedom of choise, the surprise and happiness you might see in the audience’s eyes, is very moving. The street in Greece might be hard sometimes, especially the last years that people are more stressed and nervours. Sometimes, shop owners or other performers might be rude. Rarely, I had to confront some bizarre stereotypical attitude just because I am a woman and I perform on the street, even though we are in the year 2020! But fortunately this is not quite common. In Nothern Europe, people are more educated about Street Performance. At the festivals, you never have to worry as there is an organisation behind who sets the condition and the audience is prepared for the show.)
Bufos Puppet Theatre’nin parlayan yıldızı, rembetiko söyleyen kukla kahraman Jovan. Bize Jovan’dan bahseder misin? (It seems like Jovan is the shining star of Buffos Puppet Theatre and also he sings rembetiko while performing. Can you tell us more about Jovan?)
Jovan bir şekilde tek başına ortaya çıktı. Karakteri ve hareketleri önceden tasarlanmamıştı. Ben bir kukla yaptım ve hemen sokağa çıktık. Yani onun canlandırılması, karakteri ve eylemleri, beynimin bilinçli kısmından inşa edilerek yaratılan bir olgu değil. Bu durum da ona kendisi olma özgürlüğünü sağladı. O, kendi izleyicisinin yardımıyla bir karakter oldu. İnsanlar onun yönetmeni görevini üstlendi. Sadelik ve sevinç duygularıyla iletişim kurmayı seviyor ve bence bu, insanların ona ilgi göstermesinin nedenlerinden biri haline geldi. Ayrıca o, çeşitli duyguları barındırır bünyesinde. Üzgün, sıkılmış ya da mutlu hissedebilir ve her halükarda samimi olmaya çalışmaktan çekinmez. Onu bir kukla olarak yaptığım dönemde Rebetiko’yu dinlemeye yeni başlamıştım ve hayal gücümde bu tür ile onu yaratan insanlar ve o insanların hayatlarını birleştirmeyi çok sevdim. Bu müzik türünü icra edenler de marjinalleştirilmiş ve yoksulluk içine yaşamışlardı ama bu durum onların durumlara hassasiyetle yaklaşmalarına ve kaliteli müzik yaratmalarına engel olmadı. Şarkı sözlerinin sadeliğinin ve derin duyguların ne kadar güzel bir şekilde ifade edildiğinin de ismiydi Rembetiko. Ve ben onu çok sevmiştim. (EN: Jovan appeared somehow by himself! His character and actions were not pre-designed. I constructed the puppet and I went immediately to perform on the street. So, his animation, character and actions are not from the conscious part of my brain. This gave him a freedom to be himself. He built his character with the help of the audience. The people were his main director. He loves communicating with simplicity and joy with them and I think this is one of the reasons why people show interest to him. He also expresses a wide range of feelings. He might feel sad, bored, happy, moved and he tries to be as sincere as possible. The period Ι constructed him, I loved listening to Rebetiko and imagining the people who created it and their lives. They were marginalized and in poverty but this didn’t stop them of being tender and creating high quality music. I also liked how deep feelings appeared from the simplicity of the lyrics.)
Jovan nasıl bir gösteri sergiliyor? (How is Jovan performing?)
Jovan, mafsallı (eklemli) bir gövdesi olan masaüstü kuklasıdır. Yüzü ve elleri köpükten, gövdesi de oyulmuş ahşap ve tel bağlantılarından oluşturulmuştur. Ellerinde ve ayaklarında sopalar var. Düzgün hareket etmesi için iki oyuncuya ihtiyacı vardır. Bir elimi kafasına sokup ağzını oynatıyorum ve diğer elimle sağ elini hareket ettiriyorum. Diğer oyuncu Lita, buzuki çalarken sol elini, yürürken ise ayaklarını tutar. Bu, Muppet Show’un yaratıcısı Jim Henson tarafından yapılan bir tür kukla olan muppet karışımı ve Bunraku tarzında kuklalardandır. Bu, performans esnasında 3 kişinin çalışmada bulunduğu, Japonya’dan gelen çok eski bir tekniktir ki bu teknikte orta büyüklükte bir kukla sopalarla hareket ettirilerek performans sergilenir. (EN: Jovan is a tabletop muppet with articulated body. His face and hands are from carved foam and his body from wood and wire. He has some sticks on his hands and feet. He needs two performers to move properly. My hand in in his head, moving his mouth and with the other I move his right hand. The other performer, Lita, has his left hand when he plays the bouzouki and his feet when he walks. It is a mix of muppet, a type of puppet made by Jim Henson, the creator of Muppet Show, and of Bunraku Style marionnets. It is a very old technique that comes from Japan, where there are 3 puppetteers who move a middle sized puppet with sticks.)
Kukla yapmaya meraklı olanlar için bir atölyeniz de var. Burada çalışmalarınız sürüyor mu? (You also have a workshop for the ones who are interested in making puppets. Are you still working on this issue?)
Çocuklar ve yetişkinler için atölyeler düzenliyorum ama henüz kendi atölyem yok. Birçok teknik kullanarak harika kreasyonlar (kuklalar, bunraku, gölge tiyatrosu, kara tiyatro, çorap kuklaları, durdurma kuklaları) ve bunların da yanında envaiçeşit kuklalar yaptık. Bir yıl boyunca sadece belli bir proje üzerine çalışmalar yapan gruplarımız ve onlarla eş güdümlü çalışan başka bireyler var. Bu pandemi senesi özelinde bir ilkokulda drama ve kukla öğretisi yapma şansına sahip olduk. Bu hafta ilk çalışmamızı tamamladık ve bunun akabinde yapacağımız çok iş var. Her yaştan insanların hayal güçlerini nasıl somutlaştırdığını ve kuklalarımızın bizlere nasıl ifade özgürlüğü verdiği gerçeği bizleri çok mutlu ediyor. (EN: I organize workshops for children and adults but I do not have my own workshop yet. We have done wonderful creations from many techniques- marionnets, bunraku, shadow theatre, black theatre, sock puppets, stop motion puppets and of course muppets! I have groups only for once or others that we make a project for a whole year. For this year, due to Covid and some really good luck , I have the joy to teach Drama and Puppets in a primary school. This week we did our first constructions and there are a lot more that will follow! It is amazing to see how people of any age materialize their imagination and the freedom of expression our puppets offer us.)
Bilmeyenler için rembetiko müzik türünü de biraz anlatır mısın? (Can you tell about rembetiko for the ones who have never heard about this music genre?)
Basın bültenimizden kısa bir açıklamayı size aktarmak isterim : “Rembetiko 1920’lerde Yunanistan’da halk müzisyenleri ve Türkiye’den gelen Yunan göçmenler tarafından oluşturulan bir müzik türüdür. Şarkı sözleri çoğunlukla aşk, neşe ve keder temalarına dokunur ve aynı zamanda marjinalleştirilmiş bir altkültürün yaşam tarzını yansıtır.” Dolayısıyla Rembetiko, popüler hale gelmeden ve geniş çapta bir kitle tarafından kabul görmeden önce dahi uzun yıllar yasaklanmış bir türdür. (EN: A very small description from our Press release is the forward: “Rembetiko is the music genre shaped in the 1920s in Greece by folk musicians and Greek immigrants from Turkey. The lyrics touch the themes of love, joy and sorrow but also reflect the lifestyle of a marginalized subculture, and thus Rembetiko was prohibited for many years before it became popular and widely accepted”. Rembetiko is very popular nowadays. You can find it everywhere and people of any age are attached to it.)
Pandemi sürecinde hayat nasıl gidiyor? (How is your life going on recently, especially in the duration of pandemic?)
İlk başta şunu itiraf etmeliyim ki, bu süreçte alanımda çalışmayı bırakmam gerektiğini kabullenmek zor oldu. Tüm projelerimiz veya festival organizasyonları iptal edildi. Türkiye, Slovenya, Bulgaristan, İtalya, Portekiz ve Kore’ye turnelere gidecektik ancak karantinada kalmamız gerekti. Ayrıca, Yunanistan’daki kültürel alana yapılan destek her zaman kısır seviyelerde olmuştur. Pandemide ise bu olumsuzluk katlanarak büyüdü ve hiçbir anlamda destekçi bulamadık. Gerçekten çok zor bir dönemden geçiyoruz. Odeon’da gösterici olarak çalıştığım için oldukça şanslıydım. Çok güzel bir tiyatro ve çok uzakta olmayı çok özledim. Mart ayından itibaren tiyatro alanından, yaptığımız güzel işlerden oldukça uzaklaştığım için onları çok özledim. Şimdilik, önceki bölümde de bahsettiğim o ilkokulda drama ve kukla öğretmeni olarak çalışıyorum. Geçenlerde 5 yaşındaki vaftiz çocuğumla bi diyaloğumuz oldu ve ona bu yıl için öğretmen olacağımı açıkladım. Bana sorduğu bu soruyu da üzüntü ile karşıladım: “Anneta, neden artık kukla işleri yapmıyorsun?” Umarım bu eğitim yuvası, öğrencilerin bu süreci en iyi şekilde atlatmalarını ve onların hayatlarına sıkı sıkı bağlanmalarını sağlayacak gerekli ilhamı onlara iyimser ve eğlenceli bir şekilde sunar. (EN: At first, it was very hard to realise that I have to stop working on my field. All of our projects or festival participations were cancelled. We were supposed to go to Turkey, Slovenia, Bulgaria, Italy, Portugal, Korea, but we had to stay at home. Also, the support in the cultural domain in Greece is always in the minimum and with the pandemic, it is like all the people that work in the field of Arts do not exist. We have no support at all. It is very hard. I was quite lucky to work as an usher in Odeon of Herodes Atticus for the summer. It is a beautiful theatre and I have alredy missed a lot being away from the theatre space from March. Now, I work as a Drama and Puppets teacher in the Primary school I mentioned above. Recently, I had a conversation with my 5 year old godchild and I was explaining to her that for this year I will mainly be a teacher. It was hard when she asked me “Anneta, why you cannot be a puppeteer anymore?”. Hopefully, the specific school has a very inspiring attitude towards education and the children always offer an optimistic and funny way to see life!)
Her şey için teşekkür ederim. Son sözlerini alabilir miyim? (Thank you for everything. Can I get your final words generally?)
Ben de sizlere teşekkür ederim. Dilerim ki dünyaca cebelleştiğimiz bu zorlu zaman diliminde hepimiz sabır, sağlık ve neşe ile kalalım. (EN: Thank you too. I hope that we all stay with health and joy in this difficult period of time when we struggle around the world.)
İlk yorum yapan siz olun