Sanatçı Cevdet Erek’in Arter’deki galeri mekânına özel olarak tasarladığı sesli bir mimari yerleştirmeden oluşan “Bergama Stereotip” başlıklı kişisel sergisi açıldı. Selen Ansen’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, hareket noktası olarak aldığı Büyük Bergama Sunağı’nı ve serüvenini yeniden yorumluyor. Bergama Stereotip, 09 Ağustos 2020 tarihine kadar Arter’de, Galeri 1’de ziyaret edilebilir.
Cevdet Erek’in Almanya’nın Bochum şehrindeki Turbinenhalle’de Ruhrtriennale kapsamında ilk kez 2019 yılında sergilediği, ardından Berlin’deki Hamburger Bahnhof Müzesi’nin tarihi binasında gösterilen Bergama Stereo başlıklı yapıtının devamı ve bir varyasyonu niteliğindeki bu yerleştirme, hareket noktası olarak aldığı Büyük Bergama Sunağı’nı yeniden yorumluyor.
Zeus Sunağı olarak da bilinen Helenistik dönem yapısı Büyük Bergama Sunağı, Pergamon Krallığı’nın Galatlara karşı kazandığı savaşın ardından MÖ 2. yüzyılda inşa edildiği ve içinde kurban törenlerinin gerçekleştirildiği tahmin edilen bir açık hava anıtıdır. Günümüzde İzmir’in Bergama ilçesinin merkezinde yer alan antik kent Pergamon’da 19. yüzyılda yürütülen arkeolojik kazılarla bulunan anıtı çevreleyen Büyük Friz üzerinde, gökyüzündeki Olimpos tanrıları ile yeraltı devleri Gigantlar arasındaki savaşın tasvirleri yer alır. 20. yüzyılın başında Büyük Sunak’ın kalıntıları Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki Bergama’dan, yeni kurulan Alman İmparatorluğu’nun başkenti Berlin’e taşınıp burada yeniden kurgulanarak, sunak için özel olarak inşa edilmiş bir müze olan Pergamonmuseum’da sergilenmeye başlandı. Kalıntıların bu tarihi yer değişikliği süregiden tartışmaların konusu oldu.
Bergama Stereo’nun bir bölümünü içinde barındıran Bergama Stereotip, hem Büyük Bergama Sunağı’nın hem de yapıtın önceki versiyonunun mirasına işaret eden bir kalıntı rolü üstleniyor. Sanatçının yapıtı, beyaz mermer kullanılarak inşa edilmiş antik sunağın yapısını soyutlayarak hoparlörler ve hoparlör kasaları da içeren bir ahşap konstrüksiyona dönüştürüyor; Tanrılar ile Giantlar arasındaki savaştan sahnelerin betimlendiği Büyük Friz’i, sergi mekânına farklı sesler yayan bir hoparlör frizi olarak yeniden yorumluyor. Bergama Stereotip, işitsel simetriye vurgu yapan “stereo” kelimesinin yerine, tekrar ve kalıplaşma düşüncesine işaret eden “stereotip” kavramına odaklanıyor. Yapıtın İstanbul’da aldığı Bergama Stereotip ismi, bir önceki versiyonun başlığını devam ettirip aynı zamanda ondan farklılaşarak eseri çevreleyen yorum katmanlarını yansıtıyor.
Bergama Stereotip, Bergama Stereo’da da olduğu gibi, mimariyi, tarihselliği ve sesi merkezine alıyor. Büyük Bergama Sunağı’nda görsel unsurların üstlendiği işlevi, sanatçının bu yapıtında işitsel unsurlar yerine getiriyor. Sesin yolculuğu, aynı zamanda sunağın tarihsel serüvenini açığa çıkarıyor. Bir sesi değiştirerek, gecikmeyle geri gönderen ve sesin kaynağından uzak bir yerde duyulmasına dayanan “yankı” fenomeninde olduğu gibi, sesin Bergama Stereotip’teki yolculuğu da zaman ve mekân olarak uzak olanın duyulabilmesine olanak tanıyor. Bergama Stereotip’te gezinen izleyicinin hareketleri sonucunda farklı kombinasyonlarla işitilen sesler, her tekrar eyleminin bir başkalaşmayı da içerdiğini, değişim ve yenilik imkânının tam da bu başkalaşmada yattığını hatırlatıyor. Bergama Stereotip, şimdinin geçmişe bakıp onu baştan ele aldığı, bakılabilir, dinlenebilir, üzerinde yürünebilir ve hatta ritimleriyle dans edilebilir bir yapıya dönüşüyor.
Bilgi için: arter.org.tr
Adres: Irmak Cad. No: 13 Dolapdere Beyoğlu 34435 İstanbul
Tel: 0212 708 58 00
İlk yorum yapan siz olun