İnceleme: Aynur Kulak
Uzak Doğu uygarlıklarının kadim hikâyeleri edebiyatın başvurduğu kaynak eserler olagelmiştir hep. Uzak Doğu ülkelerinin hiç şüphesiz en gizemli ülkelerinden olan Çin bu konuda başı çekiyor dersek eksik söylemiş olmayız. Çin’de günümüzde gerçekleşen festivallerde (Fener, Ay, Mavi Ejderha vb…) canavarlara benzeyen mitolojik kahramanları şöyle bir gözümüzün önüne getirelim. Muazzam bir görsel şölenin yanı sıra Çin’in bu garip canavarlarının her birinin geçmişten gelen birer hikâyeleri vardır. Edebiyat işte bu noktada devreye girerek bu garip canavarları tanıma imkânı sunar bizlere.
Çinli yazar Yan Ge’nin kaleme aldığı Çin’in Tuhaf Canavarları Selen Özcan’ın Çince aslından çevirisiyle Uzak Doğu’nun Çin menşeili canavar hikâyelerini merak edenler için raflardaki yerini aldı. Sadece bir dizi canavar hikâyeleri toplamı olarak yaklaşılmaması gereken bu romanla Uzak Doğu mitolojik hikâyelerini, (hatta masallarını da diyebiliriz) felsefesini ve günümüz toplum yapılanmasını da okuyabiliyoruz.
Çin’in Tuhaf Canavarları, tuhaf kavramının hakkını verir derecede son derece tuhaf dokuz canavarın hikâyesinden oluşuyor. Olayların yaşandığı ve neredeyse bin yıla dayanan hikâyelerin anlatıla geldiği hayali Yong kasabasında bizlere canavar hikâyelerini aktaran isimsiz kahramanımız bir zooloji öğrencisi. Boş zamanını sıklıkla bir barda geçiren, bu barda tanıdıklarla karşılaştıkça hayali Yong kasabasında geçen canavar hikâyelerini anlatmaktan büyük haz duyan öğrencimiz anlattığı bu egzotik canavar hikâyelerini derlemeye karar verir. Kapsamlı canavar hikâyeleri derlemesi için daha fazla hikâye öğrenmeli ve anlatmalıdır. Bir profesörle tanışması ve onunla birlikte hikâyeleri bir araya getirmeye başlamasıyla öğrencimizin hayatında da değişimler başlar. Daha bilinçlidir artık. Canavarların hikâyelerindeki asıl meseleleri, anlatılma sebeplerini ve bin yıl geriden gelmelerine rağmen güncel anlamlarıyla tüm hikâyelerin neden gelip kendisini bulduğunu çözmeye başlar. Anlattıkça hikâyeler çoğalır, hikâyeler çoğaldıkça bin yıllık geçmişi olan hikâyelerin 21. yüzyılı nasıl niteleyebildiği de fark edilir çünkü insanlarla birlikte yaşayan bu canavar ruhların hikâyeleri geçmişten gelmekle beraber geçmişte kalmamıştır. Bu anlamda aslında zamansız hikâyeleri anlatmakta ve derlemekte olan öğrencimiz içinde yaşadığı 21 yüzyıl sisteminin Çin’de yaşanan sosyal eşitsizlikleri nasıl körüklediğini, çevre felaketlerini ve Sars salgınını da içine alan küresel salgınları hatırlatmasıyla da sadece egzotik canavarların hikâyelerini değil günümüz yaşantısına projeksiyon tutmasıyla da önemli bir gizemli canavar hikâyeleri toplamı yaptığını keşfedecektir.
Canavarların tek bir türü yoktur üstelik. Keder, neşe, kurbanlık canavar, zavallı yol canavarı, görkem, bin mil, delice seven, genç ve geri dönen canavar olmak üzere anlatılan canavar hikâyeleri birçok farklı kavramı nitelemesi adına bir seçki de sunuyor okura. Böylece hayali yer Yong’dan bize seslenen egzotik, gizemli bazı canavarların aslında insanlığın içinde var olan kötülük, bencillik, vahşet ve tüm bunları istinaden akıl gücünü kötüye kullanmayı tercih edişlerini okurken, bazı canavarların da bu davranışların tam karşısında yer alan iyi huylar, yardımseverlik, merhamet, doğa dostu olmalarını okuruz. Ying&Yang böylece oluşmuş olur. İnsanın kendisiyle ötekisi arasında kurduğu denge romana bir tür üst kurmaca olarak yansırken karşılaştırmalı bir okumayı da beraberinde getiriyor aslında. Yaşamlar, kültürler, sosyal sınıflar, hiyerarşik düzen ve ideolojik yaklaşımları gizemli canavarların eşlik ettiği hikâyelere dönüştüren Çin’in Tuhaf Canavarları’nda yazar Yan Ge katmanlı bir okuma sunarak, çağdaş edebiyat içerisinde önemli bir romana imzasını atıyor.
Tam da bu noktada yazarla ve romanla ilgili bazı dipnotlar düşmek gerekiyor: Yan Ge ilk olarak 2005’te -aslında öğrencilerden oluşan bir okuyucu kitlesini hedefleyerek- bu hikâyeleri Çince yayınlayan bir dergide tefrika olarak yayımlamaya başlar. Konsepte uygun olarak her yeni sayıda belirli bir garip canavarı tanıtan Yan Ge’nin ailesinden miras klasik Çin edebiyatına merakı önüne geçemediği şekilde onu tüm bunları yapmaya yönlendirir. İnsanın soyut yönlerini yansıtan bu hikâyelerin içine annesinin ölümüyle birlikte iyice dalan Yan Ge’nin bu çalışmaları sonunda Çin’in Tuhaf Canavarları kitabında bir araya gelerek bir romana dönüşür. Çin çağdaş edebiyatı içerisinde çok iyi tanınan ve severek okunan Yukiko Motoya ve Hiromi Kawakami gibi sürrealist yazarlar arasında yerini şimdiden alan Yan Ge’nin ismini önümüzdeki dönemlerde sıkça duyabiliriz.
Yaratıcı hikâyeleri ve anlatımıyla Çin’in Tuhaf Canavarları’nı okumanız dileğiyle.
İlk yorum yapan siz olun