Eray Kağan Şimşek: Sanatın girişimcilere farklı düşünmeyi öğreteceğine inanıyorum

Robsys Robotic Systems İcra Kurulu Üyesi, Yurt Dışı Satış Müdürü Eray Kağan Şimşek ile girişimcilik ve sanat arasındaki ilişki üzerine konuştuk.

-Merhaba Eray Bey. Bir girişimci olarak, sanatın iş dünyasındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Girişimci ruh ile sanatçı ruh çok farklı disiplinlere ait görünseler de birçok açıdan birbirine çok benzeyen özellikleri olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple her girişimcinin sanatın herhangi bir dalıyla iç içe olması gerektiğini ve orada edindiği tecrübe ve bilgi birikimini girişimine aktarması gerektiğini düşünüyorum.

–Bir girişimcinin sanata olan ilgisi veya sanatçı ruhu, iş hayatında ne gibi faydalar sağlayabilir?

Burada sanatçı ruhu dediğimizden ne anladığımız önemli. Ben sanatçı ruh denildiğinde, icra ettiği sanatına kendinden bir şeyler katmaya çalışan, gece gündüz bunu düşünen, daha iyi olabilmek için geçmişin üstüne bir basamak daha ekleyebilme azmiyle çabalayan ve düştüğü zaman kalkmanın bir yolunu bulabilen birini anlıyorum. İş dünyasında kendine bir yer açabilmek için uğraşan girişimcinin de bu disipline sahip olması gerektiğini düşünüyorum.

–Sanat ve girişimcilik arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için neler yapılabilir?

Bunun yolu bence eğitimden geçiyor. Şu an gördüğüm, eğitim sistemimizin insanların kendini bulmasından çok dönemin şartlarına uygun insan yetiştirmek üzerine kurgulandığı. Girişimcilik üzerine eğitim verilen okullar ya da bölümlerde mutlaka sanat dersleri olmalı. Temelden sanatın herhangi bir dalıyla haşır neşir olan bir girişimcinin bakış açısının değişeceğini ve güçlü bir zihne sahip olacağına inanıyorum. Zaten temelden sanat ile içli dışlı olunduğunda bu ilişki otomatik olarak güçlenecektir. Eğitim sisteminin içinde yer almasının haricinde bireysel olarak girişimciler zevk aldıkları bir sanat dalı ile ilgili özel etkinlik veya kurslara giderek bu ilişkiyi güçlendirebilirler.

–Girişimcilerin sanatla ilişkili olmaları veya sanat projelerine destek vermeleri iş dünyasında nasıl bir değer yaratabilir?

İki alanın da çok zenginleşeceğinden eminim. Ortaya çıkacak en büyük değer bu olacaktır. Sanat, iş dünyasına ve girişimcilere farklı bakış açıları katacaktır. Günümüz dünyasında maddi kaynakların gerekliliği yadsınamaz bir gerçek. İş dünyası da sanata bu anlamda katkı sağlayabilir ve sanatçıların fark yaratmasını sağlayabilirler. İki alanın iç içe geçerek ortaya çıkaracağı sinerji her iki tarafı da yukarı taşıyacaktır.

–Sanat, bir girişimci için yaratıcı düşünme ve problem çözme becerilerini nasıl geliştirebilir?

Sanat ile ilgilenen insanların hayata farklı baktığı bir gerçek. Girişimcinin de en temel özelliklerinden birisi iş dünyasına bir yenilik getirebilme dürtüsü olmalıdır. Bu açıdan baktığımızda girişimci yaratıcı düşünmek, karşısına çıkan engelleri aşmak durumunda. Sanat, girişimcilere bu yetiyi kazandıracak önemli bir güç. Dolayısı ile sanat ile ilgilenen girişimciler problemleri farklı değerlendirmeye ve farklı çözümler üretmeye başlayacaklardır.

–Girişimcilikte başarıyı artırmak için sanat ve kültürle ilişkili projeler veya etkinlikler düzenlemek nasıl bir fırsat olabilir?

Sanatın girişimcilere farklı düşünmeyi öğreteceğine inanıyorum. Farklı bakış açıları geliştikçe toplam başarının artacağını düşünüyorum. Bu minvalde düzenlenecek proje ve etkinliklerin toplumda topyekün bir gelişim sağlayacağını söyleyebilirim.

–Son olarak, sanat ve girişimcilik alanlarında yeni başlayanlara veya genç girişimcilere ne gibi tavsiyelerde bulunursun?

Genç girişimcilere şunu söyleyebilirim, başarılı olmak için sadece çok çalışmak yeterli değil. Farklı bakış açısıyla girişimlerinin iş dünyasına değer katacağına inanmaları ve karşı tarafı da inandırmaları gerekiyor. Bunu sağlayabilmek adına hangi sanat dalı olursa olsun fark etmez ama mutlaka bir sanat dalıyla içli dışlı olsunlar. Bu sayede sadece iş hayatında değil hayatın her alanında kalıpların dışında düşünebilen, özgün bireyler olabilirler.