Grup üyelerinden Erdinç Çavuşoğlu ile müziğinin yanı sıra sosyal sorumluk projeleriyle de dikkat çeken Ehlikalem Müzik Grubu’nu ve hangi amaçla hangi projeleri üstlendiklerini konuştuk…
“Ehlikalem, sadece bir müzik grubu değil, çok daha fazlası,” diyor Erdinç Çavuşoğlu. Mali müşavirler olarak bir araya gelip kurdukları bu grubu ne de güzel tanımlıyor. Ehlikalem, asıl hikâyesi ve duygusundan uzaklaştırılmış türkülere yeniden hayat veriyor. Aslını bu günlere taşıyor. Sadece müzik yapmak yetmez diye düşünen grup, her konseri ve etkinliğini bir başka sosyal sorumluluk projesine adıyor. Yürüyecek çok yolları, yapacak çok işleri var ve çok heyecanlılar. Onları siz de tanıyın, çok istiyorum.
Karşınızda Ehlikalem…
Röportaj: Damla Karakuş
EVET HEPİMİZ MALİ MÜŞAVİRİZ
– Erdinç merhaba! Seninle Ehlikalem müzik grubu adına konuşacağız. Ancak önce gruptaki konumundan bahseder misin? Grubun diğer üyelerinden de tabii J
Teşekkür ederim. Grubumuzu, dostluklarını müzik paydasında pekiştiren, bu doğrultuda sürekli üreten, sanatın birden fazla alanında ilgisi olanların birlikteliği olarak niteleyebiliriz. Ehlikalem, sadece bir müzik grubu değil, çok daha fazlası…
Her ne kadar hepimizin birliktelik içerisinde bir görevi varsa da organizasyon ve etkinlik planlama noktasında toparlayıcı ve genelin ortak kararını uygulamaya geçiren birine ihtiyaç duyulur. İşte bu noktada grubun üyelerinin de istek ve kabulüyle grubun sözcüsü ve iki yıl önce kurduğumuz Ehlikalem Kültür ve Gösteri Sanatları Derneği’mizin başkanı olarak seçildim. Grubumuzun idari yapısı mali ve idari işlerden sorumlu ve başkan yardımcımız Muhammet Ünlü , organizasyon ve etkinlik sorumlularımız Önder Kaya ve Emel Halis Altunsabak, sosyal etkinlik ve yardım projeleri sorumlumuz Şayan Kaya, Fatma Baran ve Nilgün Varol, denetim sorumlumuz Mehmet Coşkun ve Muharrem Hüseyin Güzel, sosyal ilişkiler sorumlumuz Gülsemin Kaya Altunışık’tan ibarettir.
– Bu grup nasıl bir araya geldi? Hepiniz aslında mali müşavirsiniz. Zor olasılıklar buluşmuş J
Bizleri asıl bir araya getiren mali müşavirlik mesleği ve İstanbul odamızın Halk Müziği Korosu. Evet hepimiz mali müşaviriz. Zor ve toplum tarafından çokça rastlanılan ve bir o kadar az da bilinen, geniş bir camianın mensuplarıyız. Rakamların ve kanunların gri dünyası ile bezeli sanılan dünyalarımızın aslında ne kadar renkli ve çeşitli olduğunu da ifade etmek istedik. Sanatın aslında birçok alanında ilgili ve yetenekli arkadaşların bir araya gelmesi hakikaten zor bir olasılık. Ne güzel bir şans ki biz ona sahip olduk. Grubumuzun üyelerinin sadece müzik icralarında var olduğu sanılmasın. Kendi içimizde çeşitli yetenek ve becerileri olan arkadaşlarımız da var. Örneğin Gülsemin Kaya Altunışık isimli arkadaşımızın taş boyama ve görsel ürünler çıkarma yeteneği bunlardan sadece biri.
– Aslında daha da etkileyici olanı müzik tarzınız. Bizimle yaptığınız müziği paylaşır mısın? Çünkü bize türkülerimizin aslını çalıyorsunuz, değil mi?
İcra ettiğimiz tür her ne kadar Türk halk müziği olsa da müzik türü açısından Türk müziği, özgün ve etnik müzik icralarında da varız. Evet, asıl icra alanımız Halk Müziği. Her birimiz bu toprakların değişik bölge ve yörelerinin çocuklarıyız. Kadim bir coğrafyada yaşıyoruz. Medeniyetlerin beşiği. Binlerce yıllık hikâyesi sözlü ve melodik olarak günümüze kadar aktarılmış. Bizler ise o hikâyeye, aslına ve duygusuna bağlı kalarak avaz oluyoruz. Sevdaya, özleme, acıya ve sevince dair o kadar çok hikâyemiz var ki! Aslında bizi bize anlatıyoruz melodik olarak. Dediğim gibi her türkünün bir hikâyesi, bir duygusu var. Ne yazık ki günümüzün sürekli tüketen ve üretmeyen çarkı, o hikâyeden ve duygudan uzaklaştırmış türkülerimizi. Hassasiyetimiz bu yönde. Derdimiz, aslına uygun bir anlatım.
– Peki türkülerimizin aslına dönüp söyleme fikri nasıl oluştu? Bir hikâyesi var mı?
Aslında hemen hemen grubun tamamının aslına uygun bir icra hususunda bir istek ve bilgisi olsa da bir isimden bahsetmeden geçmek olmaz diye düşünüyorum. Feyz ve ilham aldığımız bizce bir Anadolu dervişi sevgili Nevzat Karakış, bu fikir dairesinde eyleme geçmemizde etkin bir rol oynamıştır. Daha sonrasında ise birlikte çalıştığımız, bize çok katkısı bulunan müzik eğitimcisi Temmuz Can Uğurlu ise, aslına bağlı kalarak icranın köşe taşlarını oluşturdu diyebilirim. Bizler müzikal her ürünün anlattığı duyguyu işliyoruz. Şiarımız onu anlatmak ve hissettirmek.
KONSER VE ETKİNLİKLERİMİZDE MUTLAKA BİR SOSYAL SORUMLUK DUYGUSU BESLERİZ
– Çok emek veriyorsunuz gerçekten. Bu işe gerçek bir mesai harcıyorsunuz. Hatta müzik dersi alıyorsunuz. Bir yandan mesleklerinizi sürdürürken bir yandan da Ehli Kalem ile ilgilenmek zor olmuyor mu? Nasıl yetişiyorsunuz?
Sanatın aslında her alanı için geçerli bir unsur olan yetenek önemli. Bunun yanı sıra verdiğiniz emek kadar başarılı oluyorsunuz. Özellikle müzik alanındaki başarının temel taşı, repertuarınızdaki parçanın hikâyesini ve duygusunu doğru ve aslına uygun verebilmenizdir. Dinleyiciye geçtiğinde ve gönül teline dokunduğunuzda, işte o zaman başarıya ulaşıyorsunuz.
– Nasıl program yapıyorsunuz?
Maalesef salgın tüm dünyayı etkiledi. Bizler de nasibimizi aldık. Bir araya geliş ve repertuar çalışmalarımız sekteye uğradı. Fakat müzik aşkı öyle bir şey ki, bulunduğumuz mekanlarda üretmeye çalışıyoruz. Severek yaptığınız her neyse, onun tüm zorlukları ve olumsuzluklarına da katlanıyorsunuz.
– Pandemi sürecinde de üretmeye devam ettiniz. Bu süreçte yaptıklarınızı ve yapmaya devam ettiklerinizi de anlatır mısın?
2020 yılı başı itibarıyla salon konserlerine ara verip diğer etkinliklerle dinleyiciye ulaşmak istedik. Pandemi dönemi pek tabii planlarımızı aksattı. Fakat 2020 yılı Haziran dönemi itibarıyla Youtube kanalımız üzerinden canlı müzik yayınları gerçekleştirmeye başladık.
Her hafta cuma akşamı grubumuzdan iki solist ile canlı müzik programı yaptık. Beste çalışmalarımız da devam etmekte. An itibarıyla grubumuzun üyelerinden Nilgün Varol, annesinden derlediği bir Trakya türküsü ile yakında sizlerle olacak. Tabii ki bu bir başlangıç.
Şahsımı ve birkaç arkadaşımızı solo performansı ile pek yakında yeni bestelerimizle izleyeceksiniz. Pandemi dönemini sürekli üreterek geçiriyoruz diyebilirim.
– Bu türküler bir de sosyal sorumluluk projelerini ifade ediyor. Her konseriniz bir başka sorumluluk taşıyor. Bunu da dinleyebilir miyiz senden?
Türküler dediğim gibi bir şey anlatır. Fakat kesinlikle anlattığı insana dairdir. Mazlum ve mağdurun tarafındadır. Bizler de konser ve etkinliklerimizde mutlaka bir sosyal sorumluk duygusu besleriz. Örneğin konserimizin birinde kadına şiddet ve kadın cinayetlerine işaret ettik. Repertuarımızı buna uygun belirledik. Bir diğer konserimizde, “Türküler bizden kitaplar sizden,” dedik ve seyircilerimizden kitap getirmelerini istedik. Bizler bu toplumun bireyleriyiz. Olan hiç bir şeye kayıtsız kalamayız diye düşünüyoruz.
– Bu nasıl hissettiriyor peki?
Bizler özellikle müzik icrası ile dokunduğumuz yüreklere, diğer faaliyetlerimizi de anlatmaya çalıştık. Sosyal yardım projelerimizi, konser ve etkinliklerimizde duyurduk izleyicilere.
Müzik ile bir hikâye anlattık. O hikâyeye naçizane yeni bir hikâye ekledik. Cehalet ve karanlığın, bu coğrafyanın kara yazgısının nedeni olduğunu düşünerek, ihtiyaç sahibi okul ve öğrencilerimize kitap yardımlarında bulunduk. Bunun için çevremizden de destek gördük.
Kitap teslimlerimiz akabinde gelen görsellerden çocuklarımızın ve gençlerimizin gözlerindeki ışık, ne kadar güzel ve doğru bir şey yaptığımız inancını daha da artırdı. An itibariyle daha da azimliyiz.
SALT MÜZİK İCRA ETMENİN EKSİK KALACAĞINI DÜŞÜNDÜK
– Şimdiye kadar kaç proje hayata geçti?
Dediğim gibi her birimizin toplumsal hassasiyetleri söz konusu. Salt müzik icra etmenin eksik kalacağını düşündük. Şu ana kadar Şişli Belediyesi katkılarıyla 4, Sarıyer Belediyesi katısıyla da 1 konser gerçekleştirdik. Sosyal medya mecralarında ise şu ana kadar 10 canlı yayın gerçekleştirdik. Konserlerimizin tamamı ücretsiz ve halka açıktı. Her konserimizin bir sosyal mesajı vardı. Bahsettiğim gibi kadına şiddet ve kadın cinayetleri, ihtiyaç sahiplerine teslim edilmek üzere kitap yardım kampanyası ve eğitim bursu sağlayan sosyal yardım projelerimiz söz konusu. Bunun yanı sıra çeşitli etkinlikler de gerçekleştirdik.
– Peki, amacınız ne? Grup olarak sosyal sorumluluk kapsamında nasıl bir hedefiniz var?
Asıl amacımız, emek ve gönül verdiğimiz müzik ve sosyal yardım projelerimizi, geniş katılımlı bir platformda geliştirip daha fazla insana dokunabilmek. Müzik sanatın bir dalı. Müzikal etkinliklerimizi sanatın diğer dalları ile zenginleştirip, bizi bize anlatan yelpazeyi genişletmek istiyoruz. Bu anlamda sanata ve müziğe gönül vermiş, toplumsal değer yaratabileceğimiz platformlarda var olmak hedefimiz.
– Bundan böyle de her konseriniz bir başka projeye hizmet edecek o halde…
Kesinlikle. Özellikle kendi bestelerimizi bireysel olarak seslendireceğimiz çalışmalarımızla yakında izleyici karşısına çıkacağız.
İlk yorum yapan siz olun