Kavramsal — protest sanatçı ve yazar Erhan Us’un on beşinci kişisel sergisi Illégalité: Gücün Transferi, T. Rowe Price Gallery’de, ABD’nin en eski sanat okulu Maryland Institute College of Art [1826] himayesinde izleyici ile buluştu.
2019’da Art Basel Fuarı sırasında Miami’de ilk kişisel sergisini Filmgate’te Amerikan izleyicisi ile buluşturan Us, şimdi de manifestosu ile izleyiciyi, birey—yönetici—güç zehirlenmesi üçgeninde sergilenen on dört eseri ile yeniden incelemeye davet ediyor.
Manifesto
II. Dünya Savaşı sonrasında dünya durdu, döndü ve kendine baktı. Baktı ama sorunun insanların içindeki insanlar olduğunu görmedi. Sosyal psikoloji tamamen otorite—birey ilişkisini çözmeye yönelmişti. İnsanın doğası, hırsı, güç arzusu, en sıradan bireylerin bile görevi kötüye kullanmaya varan, yükselmek için her şeyi yapan ancak bu uğurda başlangıç amaç ve hedeflerindeki meşrûiyeti kaybettiği bir güzergâhta ilerliyordu. Çağlar ve medeniyet, bunu asla değiştiremedi.
İnancın, gerçeğin manipüle edildiği, toplumun gündemsizleştirilerek popülist söylemlerle kutuplara
çekildiği bu süreç sonunda güç el değiştirdiğinde, verilen sözler unutulur, dünün mağdurları bugün,
yarının zalimlerine dönüşür. Yöneticiler değişse de istibdat hep tozlu bir bekleme sürecindedir.
Yeni sistem de eskisinden farksız olarak, pompaladığı başarı kriterleri dışındaki kodları tanımaz. Kontrolsüz eleştiri ile yaratıcılığı öldüren, kendinden olmayanı dışlayan, nefretle beslenen içerikle bireyi kalıpların içinde tutar ve hiçbir başarı cezasız kalmaz.
Ve gücün kendini sürekli kılması için bir korku imparatorluğuna ihtiyacı olur. Alternatif zaferlerle şahane gösteriler yapar, her fırsatta düşmanlar yaratıp kitleleri ona inandırmak sûretiyle göz açıp kapayana kadar kadrolaşma, sansür ve baskıyla kendi otokratik oligarşisini oluşturur.
Sonunda birey, yükseldikçe kimliksizleşir, iktidarın sonunda ya yalnızlık ya da ölüm vardır.
İlk yorum yapan siz olun