İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fikrin Sanata Dönüşmesi

“Kafa, düşünce yönünü değiştirebilsin diye yuvarlak yapılmıştır.” Francis Picabia

Kosuth, “Felsefeden Sonra Sanat” adlı makalesinde sanatın Duchamp’tan önce ve Duchamp’tan sonra olarak ikiye ayrılabileceğinden bahseder. Duchamp’ın çeşme adlı eserinden sonra “Sanat nedir?” sorusu tartışmalı bir hale gelmiştir. Estetik değerler ve güzellik ölçütleri anlamını yitirmiştir. İlk bakışta insanı büyüleyen eserler ortadan kalkarak bunun yerine izleyicinin anlamlandıramadığı eserler ortaya koyulmaya başlanmıştır. Toplumsal ve çevresel sorunlardan etkilenen sanatçılar, yaptıkları eserlerle seyircisini düşündürmek ve bilinçlendirmek istemiştir. Böylece sanat, dile ve felsefeye yaklaşmış, biçimsel olmaktan uzaklaşarak kavramsallaşmıştır. İşte tam da bu nedenden dolayı Kavramsal Sanat, Fikir Sanatı olarak da anılmaktadır.

Kavramsal Sanatçılardan Jenny Holzer, sanatını ışıklı panoları kullanarak yaratmıştır. Eserleri, tüketim toplumuna dokunmak için vardır. Bu sebeple reklam panolarını çağrıştıran bir tarz benimsemiştir. Kapitalizm ve tüketimin birey ve toplumu yok ettiğini düşünen sanatçının, kamusal alanlarda sergilenen enstalasyonları insanların kolektif bilinçlerine seslenir: “Beni Arzuladığım Şeylerden Koruyun.” Peki insan neyi arzular? Arzuyu ne yönlendirir? Holzer, insanı bir dakikalığına arzuladığı şeyi düşünmeye yönlendirir. Acaba televizyonda görülen son model bir araba mı yoksa medya ile dayatılan güzellik standartlarına uygun vücut mu? Reklamların insan zihnine olan etkisi ve insanın daha iyi olana yönlendirilerek tüketim çılgını bireye dönüştürülmesi karşısında Holzer, güçlü bir mesaj vermektedir. Bireyin korku, arzu, merak ve kaygılarına yönelik kısa cümlelerden oluşan bu panolar, bireye kim olduğunu hatırlatmak için vardır.

Piero Manzoni da tıpkı Holzer gibi tüketici toplumunu hedef alan “Sanatçının Dışkısı” eseriyle sarsıcı ve sivri bir eleştiriyi seyircisine sunar. Manzoni, konserve kutusunun içine 30 gram ağırlığındaki dışkısını koyarak kapitalist sistem ve tüketim çılgınlığına bir gönderme yapar. Ancak eseri 30 gram altın fiyatına satılır. İnsanın ne tükettiğini umursamadan sadece tüketmesi fikrine yönelik eleştiri de ironik bir şekilde tüketim aracı haline gelmiştir. Manzoni, doksan adet konserve kutusunun içine dışkısını koyarak 61.000 $ kazanmıştır.

Sanatçının Dışkısı

Joseph Kosuth, Holzer ve Manzoni gibi toplumsal eleştiri niteliğinde eserler üretmek yerine kelimelerin insan zihni üzerindeki etkisine yönelik eserler vermiştir.  Eserlerinde nesne ve gerçeklik algısını “gerçek, taklit, kopya ve temsili” irdelemiştir. Üç sandalye eserinde görselden dile, dilden nesneye uzanan süreci ortaya koyar. Gerçek sandalyenin kendisidir. Sandalye fotoğrafı ise gerçeğin kopyasıdır. Sandalyenin tanımının yapıldığı görsel ise Sandalyenin temsilini içerir.

Nesne ve imgeye yönelik ilk eserleri ortaya koyan Rene Magritte, “İmgelerin İhaneti” adlı eserinde bir pipo resminin altına “Bu bir pipo değildir” notunu düşmüştür. Görünenin yalanlanması nesneye yönelik sorgunun oluşmasına neden olur. Magritte, görseldeki piponun cebimizdeki gibi bir gerçekçiliğe sahip olmadığını söyler. Pipo bir kopyadan ibarettir.

Kavramsal Sanat’ta öne çıkarılmak istenen fikir ve kavram olduğundan sanatsal üretim şeklinde çeşitlilik görülür. Estetik değerin geri planda tutulduğu akımda önemli olan düşüncenin kendisidir.

“Fikirler tek başına sanat eseri olabilir, er ya da geç bir şekle bürünecek gelişim zincirinin içindedirler.” Sol LeWitt   

Yazan: Elif Patan

Bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir