İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Güneşten Sonra… Engellilik görünmezlikte…

Yazan: Songül Bozacı

2017 Andersen Ödüllü Güneşten Sonra hayata dair çok şey anlatan bir hikâye. Hayatın içinden gördüğümüz ve göremediklerimizi, bize on altı yaş isyanından ulaşıyor. Çocuk gözü ile yaşanılanlar ve o dönemin deneyimi ile çocukların kendilerini suçlamaları. Ebeveynlerin yaşanılanlar üzerine çocuklarıyla konuşmamaları. Onları koruduklarını sandıklarında aslında içlerinden nasıl da kapanmayan bir boşluk oluştuğunu görememelerini, bu roman, derin bir şekilde yüzleştiriyor yetişkinleri.

Engelli bireylerle yüzeysel kurulan ilişkiler, onları önemsemeyen davranışlar, zaten hayata karşı zor bağ kuran öğrencileri daha da dibe çeken öğretmen davranışlarına göz attıran bu romanda, çocukluk travması babanın evden ayrılması ile başlıyor Dario’nun. Yedi yaşın bilinci ile kendini suçlayan bir çocuk olarak büyüyor. Bir eksiklik hissi var içinde. Annesi onunla çok bağ kuramıyor. Konuşmuyor hatta onu sarıp sarmalamıyor. Bir anne olarak seviyor ve her zaman yanında olacağını söylüyor.

Her öğrencinin bambaşka bir aile ortamından geldiğini düşünürsek ve tek bir aile yapısının olmadığını unutmadan her çocuk bir şekilde istemeden de olsa travmalarla büyüyor olabiliyor.  Okulda yaşadığı dışlanma ve ona sürekli Çürük Elma lakabı takan öğretmenleri ile bu süreci aşması tabii ki mümkün olmayacaktır. Çocuğun içinde büyüyen boşluk, onu kaçtığı ve cevapsız kaldığı soruların cevabını bulmaya yönlendiriyor. Romanın kahramanı Dario’nun yaşadığı süreç bu.

Okulda yine Müdürün odasına çağrıldığında ona ceza olarak engelli bir öğrenci ile ilgilenmesine karar verilir. Romanın diğer kahramanı Andy ile o zaman tanışıyoruz. Andy tekerlekli sandalyesinde konuşamayan, hiçbir uzvunu oynatamayan bir karakter. Onu ilerleyen sayfalarda daha çok tanıyoruz. Dario ve onun bakıcılığını üstlenen ve aslında karşısında kim olduğu ile çok da ilgilenmeyen sadece kendi doğrularına inanan bir karakter var; Elisa.

Elisa karakteri aslında hayatın içinde çokça gördüklerimizden. Her işi çok iyi yaptığını sanan, tüm kurallara uyan ama o kuralların karşı tarafa uygun olup olmadığı ile ilgilenmeyen. Duyguları hiçe sayan karakterleri düşünün. Şöyle bir etrafa baktığınızda iyilik yaparken kötülük yaptıklarına farkına varmayanların dünyasında nasıl da yol almaya çalıştığımızı görürüz.

Dario ve Andy arkadaşlığı bize engelliliğin bedensel olmadığını bazen en sağlıklı bedenimiz ile de nasıl da tekerlekli sandalyede yaşıyormuşuz hissinin ağır bastığını gösteren oldukça etkili bir hikâye. Bir babanın sadece kendini düşünerek aldığı bir kararla hiçbir açıklama yapmadan evi terk etmesinin yarattığı travma ve yıllar sonra Andy ile özgürleşme yolunda babasıyla yüzleştiğinde bu travmayı aşan bir çocuğu görüyoruz.

Çocukların büyürken rol model alışları, onların her söylediklerinin çocuklar için aşılmaz gerçekliklere dönüştüğüne ve ne zaman ki çocuk kendi yolunu çizmeye başladığında yeni gerçekliklerini oluşturabildiğini okuyoruz romanın alt metinlerinde.

On altı yaşın isyankârlığı, biraz çılgınlık, biraz cesaret biraz sorumsuzluk biraz da sorumluluk yan yana bu romanın kurgusunda. Andy’nin hareketlerinden ne istediğini anlayabilen Dario onu plansız bir şekilde (aslında biraz da ruhunun derinliklerinde planlı olduğunu anladığımız) okuldan kaçırır. Yolculukları başlar..

Her yolculuk gibi onları dönüştüren, geliştiren, okuyucuyu da sorgulatan bir roman Güneşten Sonra. Hayat yolumuzun engelleri bazen görünür engellerden bazen görünmez engellerden oluşuyor. Görünmez engeller bize en çok zararı veren. Umarım herkes bu görünmez engellerinin farkına varır ve kendilerini özgür kılacak yolları bulurlar.

Romanın kurgusal ve gerçeklik yanları olduğunu yazarın notu ile öğreniyoruz. Engelsiz bir dünyada mutlu olmak dileğiyle.. Keyifli okumalar olsun…

Künye

Güneşten Sonra

Gabriele Clima

Çeviren: Esma Fethiye Güçlü

Genç Timaş

176 Sayfa

Temmuz 2022

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir