İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Klimt’in Kadınları

“Kim benimle ilgili bir şey bilmek istiyorsa –en önemlisi bir sanatçı olarak– resimlerime dikkatle bakmalı ve onlarda benim kim olduğumu ve ne yapmaya çalıştığımı görmeye çalışmalıdır.” Gustav Klimt

Eserin Kimliği” adlı yazımda bir eseri anlamanın bir sanatçı tanımakla eşdeğer olduğundan bahsetmiştim. Gustav Klimt de kendisini ve sanatçı kişiliğini anlamak isteyenleri resimlerine yönlendirir. Seyircilerin tüm sorusu resme bakarken cevaplanacaktır. Yeter ki bakmayı bilelim.

1862 – 1918 yıllarında yaşayan başarılı ressam, sanat hayatının büyük bir bölümünde kadın figürleri üzerine çalışmıştır. Klimt’in hayatı incelendiğinde kadın figürlerine yönelmesinin nedenlerinden biri olarak annesi ve iki kız kardeşi gösterilmektedir. Tüm sanatçıların özellikle sanat yaşamlarındaki ilk senelerde çevrelerindeki insanları model olarak kullandığı bilinir. Klimt’in modelleri ise kız kardeşleridir.  

Sanatçının kariyerinin ilk yıllarında geleneksel resim anlayışıyla resim yaptığı görülür. İlerleyen dönemde ise kadın figürlerini geliştirmeye başlar. Kadını, kadının cinselliğini ön plana çıkarırken, figürleri son derece zarif resmetmiştir. Bizans mozaiklerinden etkilenerek yaptığı dekoratif süslemelerle karakteristik bir üslup oluşturur. Kadının farklı ruh hallerini resme yansıtan sanatçı, orgazm anında kadını hafif bir uykuya dalar gibi resmeder. Yaşadığı dönemde cinsellikle ilgili resimler hoş karşılanmazken kendisini şu sözleri söyleyerek ifade eder: “Tüm sanat erotiktir.” Fikri bu olan bir ressamın resmettiği her resimde bir miktar erotizm olmalıdır!   

Danae

Danae, Klimt’in en başarılı resimlerinden biri olarak görülür. Danae, Yunan mitolojisinde Argos kralının kızıdır. Bir kahin babasına, doğacak torununun kendisini öldürerek krallığı ele geçireceğini söyler. Kral, kendini korumak için kızını bir kuleye hapsettirir. Zeus, Danae’nin güzelliğinden etkilenir ve hapsedildiği kulenin içerisine altın yağmuru olarak girer ve Danae ile birlikte olur. Bu birliktelikten hamile kalan Danae, Perseus’u doğurur. 

 Çıplak olan Danae’nin bacaklarının arasından altınlar süzülürken, güzel kadının gözleri kapalı, dudakları aralıktır. Cinsel birleşmenin verdiği haz yüzünden okunur. Bir başka teori ise Klimt’in bu mitle alay ettiği yönündedir. Danae’yi bir kulede kendini tatmin ederken resmettiği düşünülür. Bir eli yüzünün yanında olan genç kadının diğer eli bacaklarının arasındadır. Klimt, gerçeküstü olayların yaşandığı bir miti gerçekçi bir üslupla yorumlayarak, altın bir toz bulutuyla birleşme sahnesini, genç kadının kendini tatmin etmesi şeklinde yorumlar. Uzun dalgalı kızıl saçlara sahip olan Danae’nin göğüsleri dolgun, kalçası ise büyük çizilerek çekiciliği vurgulanır. 

Judith

Bir başka çekici kadın Judith’tir. Eski Ahit’te, Yahudi ve dul bir kadın olarak geçen Judith, halkını Asurlu istilasından korumak için şehri kuşatan general Holofernes’i önce baştan çıkarır ardından sarhoş eder ve başını keserek öldürür. Resimde Judith alımlı ve güzel bir kadın olarak görülür. Dudakları yarı aralık bir şekilde seyircisini süzer. Göğüslerinden biri açıktır ve bu durum Judith’i rahatsız etmez. Diğer göğsünü kapayan tülden vücut hatları görünmektedir. Resmin sağ yanında Holofernes’in kafasına tutan Judith, dişiliğinin farkında olan ve bunu düşmanına karşı kullanan bir kadın olarak görülür. Cesur bakışlarıyla meydan okumaktadır. 

Kadının Üç Çağı

Mitlerden ve dini hikayelerden etkilenerek yaptığı resimlerinin yanı sıra Klimt’in, kadının farklı ruh hallerini ya da fiziksel görünümünü resme yansıttığı da bilinmektedir. Kadının Üç Çağı adlı resminde üç kadın figürü görülür. Kadının çocukluk, gençlik ve yaşlılık çağlarının anlatıldığı resimde çocuk, huzurlu bir şekilde uyurken gösterilir. Çocuğu kucağında tutan genç kadın olgundur. Saçları parlak ve çiçeklerle süslü kadın alımlı gösterilmiştir. Yaşlılık çağını temsil eden kadının ten rengi ve saçları sağlıksız görünür. Yaşından dolayı yaşam verimliliği düşen kadın, ölümün kıyısındadır. 

Umut

Bir başka önemli eser olarak 1903 yılında yapılan Umut serisinden ilki olan Umut I adlı çalışma karşımıza çıkar. Resimde hamile bir kadını çıplak şekilde resmetmiştir. Toplumsal normlara ve katı kurallara başkaldırı niteliği taşıyan eseriyle yaşadığı dönemde dikkatleri üzerine çeken sanatçı, hamileliği yaşamın umut verici bir mucizesi olarak görür. Saçları çiçeklerle süslenmiş kadın iki elini karnının üzerinde birleştirir. Göğüsleri dolgun gösterilen kadının cinsel organının üzerindeki tüyler görülmektedir. Ancak kadının bakışlarına odaklanıldığında çıplaklığın ya da hamileliğin saf bir kavrama dönüştüğü görülür.

Bakire

Bakire adlı resim kadın evrenini ve kadının ruh halini anlattığı bir başka resim olarak görülür. Bakire kadınların cinsel yaşamlarını anlattığı resminde, kadınların tamamı oval bir çerçevenin içerisinde yer alır. Üzerindeki örtüyle bedenleri gizlenen kadınların kimisi utanır, kimisi hüzünlüdür kimisi ise kendini bırakır. Tüm bu duygular, bakire kadınların cinselliğe verdikleri tepki olarak görülür. Eserlerinde çok fazla altın yaldız kullanan sanatçı, bakire adlı çalışmasında çok az altın yaldıza yer vermiştir. 

Öpücük

Son olarak Öpücük, Klimt’in en ünlü resimlerinden biridir. İlk bakışta tutkulu bir çiftin aşkına şahit olduğumuzu düşündüren resimde, egemen bir erkek figürüyle utangaç bir kadının bir araya getirildiği görülür. Çiçeklerle dolu zeminin üzerinde duran çift bir uçurumun kıyısındadır. Kadının ayakları uçurumun ucundadır ve her an düşebilir bir etki yaratmaktadır. Figürlerin elbiselerindeki kare ve daire şekilleri cinsiyetlerini vurgular. Kadın ve erkek figürlerinin bir araya gelerek oluşturduğu şekil erkek cinsel organına benzetilmektedir. Kadın figürünün üzerinde ise doğurganlığı simgeleyen semboller görülür.

Erotizmi zarif bir dille resme işleyen sanatçı, duyguların ilkel ve saf halini resme aktarırken kadın bedenini kullanmıştır. Yaşadığı dönemde resmin merkezine erotizmi yerleştirdiğinden dolayı eleştiriler alsa da göze hitap eden resimleriyle büyük bir beğeni toplar. 

Kaynaklar

Avşar-Algan, Pelin-Turhan “Gustav Klimt’in Eserlerindeki Kadın İmgesi” Uluslararası Hakemli Tasarım ve Mimarlık Dergisi, Sayı:2, Cilt:1, Yaz Dönemi, İstanbul, 2014, sayfa: 27-41

 Hodge, Susie “Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Sanat Fikri” Domingo Yayınları, İstanbul, 2016, sayfa:94

Yazan: Elif Patan

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir