İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Tuna Nehrinin Adalar Bölgesinden Sahaya Özgü Sanat” Sergisi Macar Kültür Merkezi’nde!

Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi 16 Eylül – 13 Kasım tarihleri arasında 17. İstanbul Bienali paralel etkinliği olarak Macar sanatçı kolektifi IN SITU’nun Tuna Nehrinin Adalar Bölgesinden Sahaya Özgü Sanat sergisine ve kolektiften iki sanatçının atölyesine ev sahipliği yapıyor.

Bir grup sanatçı ve mimardan oluşan Macar topluluk IN SITU, Slovakya’nın Zitny ostrov (Macarca’da Szigetköz) bölgesinden Vajka köyünü merkez olarak kullanıyor. Bu köy, Tuna Nehri’nde yapay olarak oluşturulmuş bir adada, eski nehir yatağı ile Gabcíkovo (Macarca’da Bos) hidroelektrik santralinin su alma kanalı arasında bulunur. Taşkın yatağının doğasıyla teknolojinin çatışması, izole edilme duygusu (adanın sakinleri yalnızca bir feribotla Zitny ostrov’a bağlanır) ve dinamik nüfus değişimi (yerli halk azalır ve Bratislava’dan kentsel nüfusun hızlı akışı gerçekleşir) gibi unsurlar IN SITU’nun sanatsal ifade biçimine katkı sağlarken doğa sanatı ve sahaya özgü sanat üslubunu oluşturur.

Su yosunları ve saçlar

Andrea Pézman’ın Spirulinabaşlıklı projesi ilhamını, çevresinin temizliğine büyük ölçüde bağımlı olan yeşil su yosunlarından (alg) alıyor. Eser, denizlerde olduğu kadar tatlı suda da bulunan su bitkilerinin özelliklerine atıfta bulunuyor. Doğa ve insanlar üzerindeki faydalı etkilerine, kompostlama malzemesi olarak çok yönlülüklerine dikkat çekiyor. Sanatçının projedeki performansı bir yanda yakın bir kişinin tekrar eden sabah bakımına, diğer yanda insan ve doğanın iç içe geçişine, hoşgörüsüne dayanıyor. Sanatçının saçıyla birlikte yosunları da taraması onlarla kurduğu ilişkinin bir simgesine dönüşüyor.

Béla

Köksap – rizom

Gábor Gyenes’in Rhizomeprojesi, Türkiye’de de tanınan Fransız düşünürler Gilles Deleuze ve Félix Guattari’nin aynı başlıklı felsefi kavramına ve bu kavramın, günümüz bilgi akışındaki yapısı ve işleyişindeki uygulanmasına dayanmaktadır. Proje kendisini miselyum ve mantarlar üzerinden ifade eder. Miselyum, çevresini tüketen, değiştiren ve dönüştüren ve mantar yetiştiren bir köksap ağıdır. Nesneler olarak kitapların ilk döngüsünde Gyenes, klasik bilgi emilimini rizomatik hale dönüştürmenin bir metaforu olarak mantarlarla çalışır. Yazar, mantar yetiştiren miselyum tarafından “yenilen” ansiklopedi dizisi ile klasik bilgi özümseme biçiminden rizomatik yapıya geçişi ifade eder. Aydınlanmanın, bilimsel bilginin ve rasyonel dünya görüşünün sembolü olan ansiklopedi, yeni iletişim ağının “toprak”ı olur,  rizom/miselyum oluşur.

Mayalanan görüntüler

Erika Szoke’nin Bellek Fosilleri serisi, doğal süreçlerin, fermantasyonun ve sürekli dönüşümün özünü yansıtmayı amaçlar. Maya bir anlamda, hafızanın canlanmasına referansta bulunur. Sanatçı, kelimenin tam anlamıyla hayat bulan görüntüleri yapmak için ekmek mayası kullanır, bu tekniğe ise mayaogram adı verilir. Diğer ana bileşen, jel kıvamındaki alt katman olarak agar’ısiyaha çeviren ve canlı organizmalar için temel bir element olan karbondur. Görüntü, 48 saat içinde UV ışığı ile agar yüzeyinde oluşur. Bu, fotograma benzer bir işlemdir. Görüntü, maya hücrelerinin kaplandığı (negatif bir görüntü ile) ve böylece UV ışınlarından korunduğu yerde gelişir.

Bitkilerle toprağı temizlemek

Bianca Török’ün projesi, çevreci bir yöntem olan ve bitki kullanarak toprak alanları temizlemeye yarayan “fitoremediasyon”a odaklanıyor. Fitoremediasyonda kullanılan hiperakümülatör bitkiler, topraktaki zararlı elementleri, özellikle ağır metalleri temizlemek veya kabul edilebilir bir risk düzeyine indirmek için kullanılır. Arazinin kirlenmesi ve aşırı kullanımı da kurumaya ve çölleşmeye yol açabilir. Süreç umutsuz bir sembolik girişimdir denebilir: çaresizlik duygusunun bir haritasını çıkartır. Dünyayı temizleme şansı için güçlü bir özlemi dile getirir.

Moncsi

Sanatçı atölyeleri

Sanatçılar Erika Szoke ve Andrea Pézman, “Mavi Baskı” atölyesinde Cyanotype diye bilinen, 1842’den kalma en eski kopyalama ve alternatif fotoğraf tekniği atölyesini yönetecekler. Nesnelerin negatif görüntülerini çıkartmaya yarayan bu yöntem ile imajlarla deneyler yapmak mümkün olacak. Atölyenin sonunda katılımcılar kendi el yapımı baskılarını alabilecek. 

Gábor Gyenes ise “Bellek Çeviri” atölyesinde katılımcıların belleğindeki unsurları kağıda aktarmalarına yardım edecek. Gyenes’e göre benlik duygusu, dilin olmadığı ve gerçekliğin mükemmel biçimde yeniden inşa edilmediği görüşüne dayanıyor. Hatalar, yanlışlar ve yanlış anlamalar yaratıcı güçlere dönüşüyor, katılımcılar kadar sanatçı da atölyeden çıkacakları dört gözle bekliyor! Sanatçı, İngilizce veya Türkçe konuşmadan ziyaretçilerin sözlü anılarını çizmeyi taahhüt ediyor.

IN SITU sanatçı grubu

Richard Aradsky, Máté Csanda, Béla Ferdics, Norbert Funczik, Gábor Gyenes, Mónika Kubicsek, László Pálmai, Andrea Pézman, Erika Szoke, Bianka Török, Kinga Václav, Júlia Egervári

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir