“Oyunculukta her karakter bir mihenk taşıdır aslında” diyen ve kendisini Ahçik, Sakın Yalan Söyleme, Sen Küçüksün, Aşkın Zaferi, Savcı, Unutabilsem, Feride, Fanatik gibi daha bir çok film ve dizilerden tanıdığımız başarılı oyuncu, aynı zamanda Tiyatro P.A.S’ın (Profesyonel Artı Sonsuz) kurucusu Sayın Murat Batıkan Avcı ile keyifli ve samimi bir röportaj gerçekleştirdik.
Mine Alpan: Öncelikle değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. İlk olarak biraz sizi tanıyalım, Murat Batıkan Avcı kimdir ?
Murat Batıkan Avcı: Mersin’de doğdum. Çocukluğumdan itibaren uzun yıllar tiyatro eğitimi aldım. Lise yıllarına kadar bu eğitim devam etti. Lise yıllarında yazları Marmaris’te günlük tur rehberliği ve animatörlük yaptım. Liseden sonra İstanbul’a geldim. Profesyonel tiyatroya adım attım. Sene 1989. Ayrıca 1990-1997 yılları arasında İGS – UKİ – BEYMEN –SARAR – DERİMOD- KOM gibi markalarım modelliğini ve podyum mankenliğini yaptım.. 1992-1994 yılları arasında da iki yıllık bir özel kurumda sertifika düzeyinde sinema televizyon eğitimi aldım. Birçok dizi ve sinema filmi çalışmalarım oldu. Bir süre seslendirme yaptım. Uzunca bir süre özel tiyatrolarda çalıştıktan sonra Bakırköy Belediye Tiyatrosu’na girdim. Sonra da 2017 Şubat ayında İstanbul Şehir Tiyatroları oyuncusu olan eşim Sayın Sevtap Çapan hanımefendiyle birlikte Tiyatro P.A.S’ı kurduk. BANKTA İKİ KİŞİ ve GÜNIŞIĞINA MEKTUP iki senede prodüksiyonunu yaptığımız iki projedir.
–Sizin için oyunculuk nasıl başladı? Tesadüf müydü seçim miydi?
-Tesadüf değildi. Seçtim ve devam ettim.
-Tiyatro P.A.S’ın (Profesyonel Artı Sonsuz) kurulma hikayesi var mı ?
-Var tabi ki. Özellikle eşim Sevtap Çapan için kurmak istedim. Çok iyi bir oyuncudur. İstediklerini serbestçe, kafasındaki gibi, kimseye hesap vermeden, kısıtlanmadan gerçekleştirmesini istedim.
–Mesleğinizin en sevdiğiniz ve en tahammül edemediğiniz noktaları neler?
-Bu mesleği yaparken ciddiye almayan, işini iyi yapmayan, özenli yapmayan disiplinsiz ve sığ insanlar. Çünkü sanat hayal gücüne, çok çalışmaya ve ciddi disipline dayalı bir iştir. Sığ insanlar bu işi yapamaz.
–Türk sinema tarihi içinde kendinizi yakın bulduğunuz, benzettiğiniz bir isim var mı?.
-Tabiî ki sevdiğim aktörler var. Benzetmeye gelince; Yaşımın erken olduğu dönemlerde Sayın Murat Soydan beyefendiyle iki filmde rol aldım. Birinde gençliğini , birinde oğlunu oynamıştım. Beni Murat Beyin gençline çok benzetirlerdi.
–Yaşamınızda rol aldığınız birçok dizi ve sinema filmi geçmişiniz var. Peki, oynadığınız hangi karakter sizin kariyerinizdeki mihenk taşı oldu?
-Her karakter bir mihenk taşıdır aslında. Her biri sizi daha tecrübeli daha bilgili ve daha olgun kılmaya yönelik merhalelerdir. Hiç birini daha çok ya da daha az sevmemelisiniz. Hepsini çok sevmelisiniz. Yoksa aktör olamazsınız.
–Dizi ve tiyatrodaki iki farklı oyunculuk deneyimleriniz birbirini nasıl besliyor? Yani setteki Batıkan Avcı ile sahnedeki Batıkan Avcı karşılaştırmasını istesek, aralarında nasıl bir ilişki kurarsınız veya nasıl farklar var?
-Birbirlerini bir konserde falan görseler tanımazlar… (gülüyor)
Aslında bir fark yok. Aktörlük aktörlüktür. Duygu, düşünce ve karakteri oluşturma anlamında yani role hazırlanma anlamında bir fark yok. Tek fark teknik farklılıklar. Sinema olayı sihirsel bir boyuta taşıyor.
-Sizce sinemanın tiyatrodan daha fazla ilgi görmesinin nedeni nedir?
-Sinema olayı sihirsel boyuta taşıyor demiştim. Sinemada teknik imkanlar kullanarak hayal gücünüzü istediğiniz boyuta taşıyabilirsiniz. Çünkü her şeyi, dünyaları bile istediğiniz ölçülerdeki bir perdeye ya da ekrana sığdırabiliyorsunuz. İzleyebilmek için, istediğiniz saati ve mekanı kendiniz tayin edebiliyorsunuz. Evde bile ayaklarınızı uzatarak sanal bir gerçeklikle baş başa kalabiliyorsunuz.
Tiyatro ise direk insan temasıyla gerçekleşen bir sanattır. Seyirci ve aktörler arasında duygu geçişinin o anda ve gerçek olarak yaşandığı canlı bir sanattır. Hayattır! Yaşamı daha fazlaca hissettiğiniz bir olgudur. Çünkü insan olduğunuzu gerçekten hissedersiniz.
–Son olarak şunu sormak istiyorum ; Sanatçı olmak isteyen, fakat bu konuda karamsar bir tablo çizenlere nasıl bir tavsiyede bulunursunuz ?
-Karamsar olanların sanatçı olma şansı yoktur kanımca. Sevgi, disiplin, sabır, en önemlisi de UMUT ve HAYAL GÜCÜ yoksa sanat olamaz. Sanatçı da olmaz.
Keyifle okudum. Harika bir röportaj olmuş. Her yazınızı hayranlıkla okuyorum. Kaleminize sağlık Mine hanım.
Sayın Nasip Gürpınar ; ilginize ve güzel düşüncelerinize çok teşekkür ediyorum. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum…
Okurken çok keyif aldim.
Sayın Umut Konuşkan ; Güzel düşüncenize çok teşekkür ediyorum, inşallah keyifle okumaya devam edersiniz.