1.) Nümismatik nedir?
Grekçe’de sikke anlamına gelen “nomisma” ile Latincedeki aynı anlamlı “numisma” kelimelerinden türetilen, madeni ve kağıt paralarla ilgilenen ve bunları inceleyen bilim dalına “nümismatik” denir. Nümismatik ile uğraşan kişilere “nümismat” veya “nümismatist” denir. Çoğu zaman tarih biliminin bir alt dalı olarak kabul edilse de benim görüşüme göre nümismatik apayrı bir bilim dalıdır ve hiçbir bilim dalının alt dalı değildir. Nümismatiğin ayrı bir bilimsel dili ayrı bir bilimsel tekniği vardır. Bunlara hakim kişiler ancak “nümismat” veya “nümismatist” ünvanını kullanabilirler.
Nümismatik bilimi çoğu zaman “koleksiyonerlik” olarak da ifade edilmektedir. Bu ifade bir miktar doğru olsa da tamamen doğruluk payı taşımamaktadır. Nümismatik madeni ve kağıt paraların teknik ve fiziki özellikleri ile derinlemesine ilgilenir ve paraları analiz eder; koleksiyonerlik ise bu çalışma şeklini tamamen kapsayamayabilir. Nümismatik biliminin bu bağlamda bilimsel bir nitelik kazanması 20.yüzyılın başlarına rastlamaktadır. Ondan önceki zamanlarda daha pek koleksiyonerlik ve değerli paraları toplamak şeklinde bir uğraş yaygındı ve söz konusuydu. Yine de nümismatiğin gelişmesinde koleksiyonculuk uğraşının büyük bir katkısı söz konusu olmuştur. Eski ve değerli sikkeleri toplayan koleksiyonerler zamanla nümismatiğe olan ilginin ve bilginin artmasına ön ayak olmuşlardır. Antik kaynaklar ilk koleksiyonerin Roma imparatoru Augustus (M.Ö 27-M.S 14) olduğunu belirtmektedir. Daha sonrasında gelişen koleksiyonculuk hobisi Orta Çağ’da iyiden iyiye ivme kazanmıştır. Şair Petrarch nümismatik konusunda ciddi çalışmalara imza atmıştır. H.Goltz81526-1583), J.Vaillant(1632-1706), J.Pellerin ve J.Eckhel ile D.Sestini (1750-1823) hazırladıkları sikke koleksiyonculuğu katalogları ile nümismatiğin gelişmesine ciddi derecede katkıda bulunmuşlardır.
Nümismatik konusunda ilk bilimsel anlamdaki çalışmalar 18.yy da başlamıştır. 1792-1798 yıllarında J.Eckhel “Doctrina Numorum Veterum” isimli çalışmasını yayımlamıştır. T.Mionnet 1806-1813 yılları arasında 6 ciltlik bir Grek ve Roma sikkeleri kataloğu yayımlamıştır. F.Imhoof ve Blumer 1900’lü yılların başında Anadolu medeniyetlerinin sikkeleri hakkında “Kleinasiatische Münzen” adlı çalışmayı yapmışlardır.
Türkiye’de nümismatik bilimiyle ilk ilgilenenler Abdüllatif Suphi Paşa ve Osman Hamdi Bey olmuşlardır. Yaptıkları çalışmalarla Türk nümismatiğine yön vermişler ve Türk nümismatiğin gelişmesine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Yine İsmail Galip Bey(1847-1895) ,Behzat Butak(1891-1963), Cüneyt Ölçer(1925-1990) ünlü Türk nümismatlarıdır.
2.) Nümismatiğin Çalışma Metodolojisi
Nümismatik genel olarak kağıt ve madeni paralarla ilgilense de biz bu makalede nümismatiğin daha çok madeni para yönü üzerinde duracağız. Sonuçta para ilk çıktığı zaman madeni para formundaydı ve kağıt paraların ortaya çıkması için 1800’lü yıllara kadar zaman geçmesi gerekiyordu. Benim fikrimce nümismatiğin madeni para yönü çok daha ağırlıklı ve çok daha önemlidir.
Peki nümismatik paraları nasıl inceler? Birazda bu konu üzerinde duralım.
Nümismatik her türlü madeni para ve jetonla ilgilenebilmektedir. Nümismatik bilimi; madeni paralar,hatıra paralar,jetonlar,askeri madeni paralar,madalyalar,madalyonlar vb. gibi tüm madeni nitelikteki parçalarla ilgilenebilir.
Hatıra para nedir dediğinizi duyar gibiyim. Hatıra paralar darphane tarafından özel günler için çeşitli madenlerden imal edilmiş ve belirli miktarlarda üretilmiş olan madeni parçalardır. Çoğu dünya ülkesinin darphaneleri belirli günler,olaylar,kişiler veya herhangi bir tema için hatıra paralar üretmektedir. Bizim ülkemizin darphanesi de belirli temalar için hatıra paralar üretmektedir.
Nümismatik bilimi madeni paraları incelerken madeni paraların fiziksel özellikleri,görsel özellikleri,nadirliği,maden değeri ve ayarı(saflığı),kondüsyonu vb. gibi özellikleri ile ilgilenmektedir.Çoğu zaman şöyle bir görüş söz konusu olmaktadır “Para ne kadar eski ise o kadar değerlidir.”. Halbuki bu görüş yanlıştır. Paranın değerli olması için gereken tek şey nadirliğidir. Bir para ne kadar nadirse o kadar da değerlidir. Yani 1000 yıl önceden kalma bir madeni para da değersiz olabilir eğer nadir değilse. Ama gel gelelim 5 yıllık bir madeni parça eğer sadece 2.000 tane gibi bir basım sayısına sahipse işte bu parça nadirdir ve oldukça değerlidir. Burada madeni paranın değerini belirleyen şey elbetteki nadirliği olmaktadır. Madeni paranın nümismatik değerini ortaya koyan iki önemli skala nadirliği ve kondüsyonu olmaktadır.
Kondüsyon nedir? Kondüsyon bir madeni paranın durumunu gösteren bir belirteçtir. Bir madeni paranın kondüsyonu o paranın ne kadar iyi fiziksel ve görsel özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Madeni paranın ne kadar sürede dolaşımda kaldığı, ne kadar süre kullanıldığı, saklanma koşulları, paranın başından geçen olaylar (kulplanma-kulptan sökülme) gibi özellikler paranın kondüsyonunu belirleyen en önemli etkenler olmaktadır. Kısacası kondüsyon terimi bir madeni paranın ne kadar haraplanıp haraplanmadığını gösteren bir belirteç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Amerikan Nümismatik Birliği’nin Madeni Para Kondüsyon Skalası:
-UNC(Uncirculated) (Çil)
-AU(Almost Uncirculated) (Çil altı)
-XF(Extra Fine) (Çok çok temiz)
-VF(Very Fine) (Çok temiz)
-F(Fine) (Temiz)
-G(Good) (İyi)
Bu gördüğümüz skalaya göre madeni paraların kondüsyonları belirlenmektedir. Madeni para kondüsyonu belirlemek biraz öznel bir konu olarak görülmekte ama skalalara sadık kalınarak ve büyütme altında yapılan incelemeler sonucunda bilimsel bir kondüsyon belirleme söz konusu olabilmektedir. Aynı zamanda bu alanda faaliyet gösteren birkaç derecelendirme firması sayesinde daha net ve daha bilimsel bir kondüsyon belirleme söz konusu olmaktadır. Söz konusu derecelendirme firmalarından en önemlileri Amerika’da bulunan PCGS ve NGC firmalarıdır. Bu iki kuruluş madeni paraları bu konuda uzmanlaşmış kişilere mikroskobik olarak inceletmekte ve madenin paranın kondüsyonunu belirlemekte. Sonrasında da parayı plastik bir kapsüle mühürleyerek paranın dış etmenlerden etkilenmesini engellemektedir.
Bu konu özellikle dikkatleri üzerine toplayan bir konu. Zira madeni paranın nadirliği ve fiziksel özellikleri kadar saklanma koşulları da çok büyük önem arz etmektedir. Bu konuda madeni paranın imal edildiği maden de büyük önem taşımakta. Örneğin bakır paralar çok çabuk okside olabilirken altın paralar bu konuda oldukça stabillerdir ve yıllarca fiziksel özellikleri hiç bozulmadan saklanabilmektedir. Bakır ve gümüş paraların korunmasına özellikle özen göstermek gerekmetedir. Zamanla oluşacak oksidasyon ve korozyondan madeni paraları özenle saklamak ve korumak gerekmektedir. Madeni paraları korumak amacıyla özel karton kapamalar, plastik kapsüller, dosyalar vb. alet edevat kullanmak şart olmaktadır. Paraları hiçbir koruma olamadan normal oda şartlarına bırakmak onları oksidasyona ve korozyona mahkum etmek demek olmaktadır. Yine aynı şekilde paraların çıplak elle bilinçsiz bir şekilde ellenmesi de kalıcı parmak izlerine sebep olmakta ve paralara ciddi hasarlar vermektedir. Paralara dokunulacak ise eldiven ile dokunulması gerekmektedir. Yine aynı şekilde paraları doğrudan gün ışığı ve nem gelmeyecek şartlarda saklamak oldukça önemlidir.
Paraların temizlenip temizlenmemesi konusu da ciddi bir merak konusu olmaktadır. Bu konudaki genel geçer fikir açık ve nettir. Hiçbir para hiçbir şekilde temizlenmemelidir. Bazı özel durumlarda bu işin uzmanları tarafından temizlik yapılması söz konusu olabilir ama başka hiçbir şekilde paraya herhangi bir müdahalede bulunulmamalıdır. Parayı temizlemek veya paraya herhangi bir fiziksel müdahalede bulunmak onun tarihi dokusuna zarar vermek ve aynı zamanda nümismatik açısından önemini de öldürmek demek olmaktadır. O yüzden hiçbir madeni para ne olursa olsun temizlenmemeli, kulplanmamalıdır.
4.) Nümismatik Hakkında Çalışma Yapan Topluluklar
Türkiye’de bu konu hakkında çok fazla çalışma yapan dernek ve topluluk bulunmamaktadır. Koleksiyonerler daha çok tek başlarına hobilerini icra etmektedir. Nümismatik konusunda araştırmalar ve yayınlar yapan iki önemli topluluk Türk Nümismatik Derneği (TND) ve İzmir Nümismatik Derneği(İND)’dir.
Kaynakça:
Yazan: Kadir Cesur
[…] Haldun’dan telif ettiği ve Selefkiyan ve Eşkâniyan hükümetlerinin tarihini incelediği eserini “Tekmület-ül-İber” adı ile yayımladı. […]