İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ses Getiren 8. Kısa Film Yarışmasıyla Sabancı Vakfı

Sabancı Topluluğu’nun sanayi ve ekonomi alanında eriştiği gücünü, sosyal ve kültürel alanlarda toplumla buluşturduğu Sabancı Vakfı, temelleri 1974 yılında atılan ülkemizde bir aile tarafından kurulan en büyük vakıflarından birisi olma özelliğini taşıyor. Merhum Hacı Ömer Sabancı’nın sağlığında bir yaşam felsefesi olarak kabul ettiği “Bu topraklardan kazandıklarımızı bu toprakların insanlarıyla paylaşmak…” ilkesiyle hayata geçirilen ve geride bıraktığımız 50 yıl boyunca Türk toplumuna; eğitim, kültür – sanat ve sosyal değişim başlıkları altında çok sayıda miras bırakan Sabancı Vakfı’nın çalışmalarına örnek olarak;  başta Sabancı Üniversitesi olmak üzere ek 43 Eğitim Kurumu, 19 Öğrenci Yurdu, 15 Öğretmenevi, 15 Kültür Merkezi, 7 Sosyal Tesis, 5 Spor Tesisi, 4 Sağlık Kurumu, 4 Kütüphane, 10 Katkı Sağlanan Kalıcı Eser verilebilir.

Ayrıca vakfın kuruluşundan bu yana başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan öğrencilere verilen Sabancı Vakfı Bursu da vakfın en öne çıkan çalışmalarından bir tanesi.

Sosyal Değişim çatısı altında; Sabancı Vakfı Hibe Programı, 2009 yılından bu yana yaşadıkları çevrede karşılaştıkları sorunları çözmek için uğraşan ve topluma cesaret veren kişilerin desteklendiği Fark Yaratanlar programı, 2022 yılında temelleri atılan Geleceğini Kuran Genç Kadınlar projesi Sabancı Vakfı’nın toplumda yaratmak istediği eşitlik ve adalet temeli üzerine temelleri atılan başlıca projeler.

Sabancı Vakfı sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamak ve sanatı herkes için erişilebilir kılmak amacıyla pek çok kültür-sanat faaliyeti yürütüyor.

Türkiye’nin en uzun soluklu tiyatro festivali olan Devlet Tiyatroları – Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, 1998 yılından bu yana tiyatroseverlerle buluşmayı sürdürüyor.

Müzik alanında; Şef Cem Mansur’un liderliğinde Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO), 15 yıldır Sabancı Vakfı tarafından destekleniyor. 16-24 yaşları arasındaki konservatuvar öğrencilerinden oluşan ve Türkiye’nin en dinamik orkestrası olma özelliğini taşıyan TUGFO, genç müzisyenlerin profesyonellik kazanmadan önce orkestra deneyimi kazanmalarının yanında, yurt içi ve yurt dışındaki festivallerde konser verme ve orkestralar arası değişim programlarından yararlanma gibi fırsatlar sunuyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve katkılarıyla 1994 yılında Sabancı Topluluğu ile başlayan Metropolis Antik Kenti kazıları da, 2003 yılından beri Sabancı Vakfı önderliğinde devam ediyor. Sürdürülen kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılan Metropolis Antik Kenti, İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Yeniköy ve Özbey köyleri arasında bulunuyor.

Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması

Toplumsal gelişmenin bireylerin potansiyelinin ortaya çıkartılması ve ilham veren hikayelerin toplumla paylaşılmasıyla mümkün olacağı anlayışıyla çok sayıda faaliyeti destekleyen Sabancı Vakfı, Kısa Film Yarışması’nı 8 yıldır düzenliyor.

Yarışma ile sinemanın yaratıcı bakış açısından, etki gücünden yararlanarak toplumsal konularda farkındalık yaratmayı hedefleyen vakıf, bu kapsamda her yıl toplumda farkındalık ve ortak bir bilinç uyandıracak bir tema belirliyor.

Şimdiye kadar sırasıyla “Mülteci Kadınlar”, “Çocuk İşçiler”, “Ayrımcılık”, “Dijital Yalnızlık”, “Değişen İklimler, Değişen Hayatlar”, “Yeni Dünyada Yeni Meslekler”, ‘’Ne Eğitimde Ne İstihdamda Yer Alan Genç Kadınlar’’ temalarıyla düzenlenen yarışmanın bu yılki teması ise “Su Krizi” oldu.

Geçtiğimiz günlerde Sabancı Center’da düzenlenen ödül töreniyle büyük ilgi gören projenin detaylarını, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve 8 yıldır Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nın Sanat Direktörlüğünü üstelenen Zeynep Atakan’a danıştık.

Nevgül Bilsel Safkan

Nevgül Hanım, Sabancı Vakfı olarak toplumun yaralarını iyileştirmeye yönelik farklı alanlarda fayda sağlayan çok sayıda çalışmaya imza atıyorsunuz. 8 yıldır devam eden Kısa Film Yarışması da bunlardan bir tanesi. Sanatın gücünü kullandığınız bu proje ile ilgili neler söylemek istersiniz?

50 yıldır tüm bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum yaratma idealiyle, eğitim, sosyal değişim ve kültür-sanat alanlarında; kadın, genç ve engellileri odağımıza alarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.  50 yıl boyunca ülkemizin her köşesinde, yüz binlerce insanın hayatına dokunacak projeler ve faaliyetler yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz.

Kültür-sanatın toplumun dönüşmesinde çok önemli bir araç olduğuna inanıyoruz. Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması da toplumsal sorunlara sinema yoluyla ışık tutmayı amaçladığımız ve genç sinemacıların kariyer yolculuğunda onlara destek olmaktan gurur duyduğumuz bir projemiz.

Projeyi başlattığımız 2016 yılından bu yana her yıl, küresel çapta farklı bir sosyal meseleyi konu ediniyoruz. Yarışmamızın çok kısa bir süre içerisinde sinema alanında üretim yapmak isteyen genç sanatçılar için önemli bir platform haline gelmesi bizi çok mutlu ediyor. Genç yönetmenler, her sene tema açıklandıktan sonra o yılın konusuyla ilgili araştırma yapıyor. Bunun sonucunda da görüyoruz ki bizim gündem yaratmak amacıyla seçtiğimiz tema, sinemacılar tarafından da benimseniyor ve onların kendi yolculuklarında karşılık bularak bize kısa film olarak geri dönüyor. Biz de bir temanın yıllık döngüsü içerisinde konuyu besleyecek ve hem genç sanatçıların hem de tüm toplumun farkındalığını geliştirecek çalışmalar gerçekleştiriyoruz.

Bugüne kadar 8 farklı küresel sorunu ele aldığımız Kısa Film Yarışmamızda 2.000’e yakın kısa film başvurusu aldık.  Sinemanın kitleleri etkileme gücünden ve dönüştürücü yönünden yararlanarak toplumsal sorunlara dikkat çektik.

Hatta 2023 yılının sonunda ne mutlu ki Avrupa’nın en saygın sinema kuruluşlarından Avrupa Film Akademisi tarafından Kısa Film Yarışması ile sürdürülebilirliğin kapsamını çevresel sürdürülebilirliğin ötesine taşıyarak, ilham veren ve sorumluluk bilincini teşvik eden kurum ve kuruluşlara takdim edilen Sürdürülebilirlik Büyük Ödülü’ne layık görüldük. 9 Aralık’ta Berlin’de gerçekleştirilen 36. Avrupa Film Ödülleri’nde Mütevelli Heyeti Başkanımız Güler Sabancı, Sabancı Vakfı adına ödülü kabul etti. Bu güzel gelişmeyle birlikte, dünyanın geleceği ve toplumsal gelişim için sinemanın rolünü ve önemli bir araç olduğunu bir kez daha gördük.

Global bir krizi sahiplendiğiniz ‘Kısacası Susuzluk Çekiyoruz’ temasıyla  gerçekleştirdiğiniz 8. Kısa Film Yarışması’nın konusunu belirlerken kriterleriniz neler oldu?

Her yıl küresel çapta farklı bir sosyal meseleyi tema olarak belirliyoruz. Bu yıl da dünyamızı ve insanlığı tehdit eden, hayatın devamlılığı için en önemli kaynağımız su konusuna dikkat çekmek istedik ve bu konuya odaklandık. Sloganımızı da “Kısacası Susuzluk Çekiyoruz” olarak belirledik. Yakın gelecekte çok daha büyük sorunlara neden olacak ve ülkemizi de tehdit eden bu krize karşı elimizi çabuk tutmalıyız.

Çünkü iklim acil durumuna bağlı olarak tetiklenen birçok krizi aynı anda yaşıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu Ocak ayı içerisinde “2024 Küresel Riskler Raporu”nu yayınladı. Kısa ve uzun vadeli küresel riskler kategorisinde ne yazık ki çevresel risklerin öne çıkmaya devam ettiğini görüyoruz. İklim değişikliğiyle bağlantılı olarak aşırı hava olayları, dünya sistemlerindeki kritik değişim, biyoçeşitlilik kaybı ile ekosistemin çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve kirlilik ise önümüzdeki on yıllık süreçte karşılaşılması beklenen en önemli 10 riskten 5’ini oluşturuyor.

UNESCO’nun Dünya Su Raporu’na göre dünyada yaklaşık 2 milyar insan temiz içme suyu kaynaklarına düzenli erişemiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 yılında paylaştığı son veriler, yetersiz su, sanitasyon ve hijyen nedeniyle her yıl 1,4 milyon kişinin hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.

Böyle bir felaket tablosuyla karşı karşıyayken, kurumlardan bireylere en acil seviyede harekete geçmemiz gerekiyor. Biz de sinema yoluyla bu krizi gündeme taşımak istedik ve temayı açıkladığımız günden bu yana toplumda farkındalık geliştirecek çalışmalar gerçekleştirdik.

Su Krizi’nin önemini anlatmak üzere kurguladığınız bu yılki yarışmada, sizin hedeflediğiniz biçimde filmlerle karşılaştınız mı?

Aslında sadece bu sene değil her sene belirlediğimiz konu ekseninde gerçekten çarpıcı işler görüyoruz. Su krizi temasında da beş dakikaya sığan ve izlerken düşünmeye sevk eden çok etkili kısa filmlerle karşılaştık. Böylesine hassas bir meseleyi yansıtan hikayelerin farklı türlerde ele alındığını gördük. Hepsi de yola çıkış noktamızdaki hedefimizi destekler boyutta izleyiciyi sorgulamaya yönlendiren ve alışkanları değiştirmeye yönelten filmlerdi. Bu meseleyi benimseyen tüm sinemacıları bir kez daha tebrik ediyoruz.

Zeynep Atakan

8 yıldır sinema sanatçılarını desteklemek ve sinemanın toplumda yarattığı güçten yararlanmak amacıyla Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nı düzenliyor ve ses getiren projelere imza atıyorsunuz. Bu yıllar içerisinde sizlere gelen başvurularda ne gibi değişiklikler gözlemlediniz?

Fark yaratan bir kısa film yarışması için çok çalıştık. Çünkü ‘kısa film’, ‘öğrenci filmi’ ya da bir amatör geçiş alanı olarak algılanabiliyor. Ya da teması olan bir yarışma olduğumuz için ‘kamu spotu’ olabiliyor. Bu nedenle seçme kriterlerimizi çok titizlikle hazırladık. Vakıf bana bu anlamda büyük bir güven duydu ben de bunun sorumluluğu ile tüm süreci yönetiyorum. Bu noktada, çok detaylı filmleri izleyen danışma kurulumuz var. Ayrıca finale kalamayan filmlere de yarışma sonrası geri bildirim veriyoruz. Bu detaylı çalışma sonunda da her yıl, daha güçlü filmler gelmeye başladı. Yani artık dünyanın her yerine gidebilecek yaratıcı kriterlere sahip filmler geliyor. Bu arada iyi bir fikir ve yaratıcılık arıyoruz ve belirtmeliyim ki teknik nedenlerle hiçbir filmi elemedik. Yani yaratıcı her işin mutlaka önemli bir yeri oluyor yarışmamızda.

Bugüne kadar; Mülteci Kadınlar, Çocuk İşçiler, Ayrımcılık, Dijital Yalnızlık, Değişen İklimler, Değişen Hayatlar, Yeni Dünyada Yeni Meslekler, Ne Eğitimde Ne İstihdamda Yer Alan Genç Kadınlar gibi zorlu konuları tema olarak seçerek yarışmalarınızı gerçekleştirdiniz. Sizce bugüne kadar gerçekleştirilen Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışmalarıyla toplumda nasıl dönüşümlere elçi oldu?

O kadar çok dönüşüme şahitlik ettik ve etmeye devam ediyoruz. Birçok yeni kuşak yaratıcının kariyerine büyük katkı sağlandı. Ama daha önemlisi bu temalarla film dünyada ve Türkiye’de film festivalleri olduğu kadar, konu ile ilgili konferans, panel, sosyal alanlarda gösterildi. Temalar o kadar evrensel ki, tüm filmlerimiz dolaşıma ve gösterilmeye devam ediyor.

‘Kısacası Susuzluk Çekiyoruz’ temasıyla bu yıl gerçekleştirilen Kısa Film Yarışma jürinizi seçerken kritlerleriniz neler oldu?

Jüri seçme kriterlerimiz çok açık. 2 farklı jürimiz var. Bir tanesi ana jürimiz. Yarışmanın başladığından beri var olan, filmleri yaratıcı kriterleri ile değerlendiren ulusal ve uluslararası sinema alanında yetkin ve deneyimli kişilerden oluşuyor. Bunun yanı sıra son 3 yıldır seçilen tema konusunda yetkin kişilerden oluşan bir ‘sosyal etki’ jürisi var. Bu jüri de tamamen o yılın teması ile doğrudan ilgili kimselerden oluşuyor. Burada da amaç en iyi mesajı veren filmi seçmek.

Bu yıl ödül alan filmler hakkında neler söylemek istersiniz?

Benim için finale kalan 12 filmde çok değerli. Ve bana göre hepsi çok iyi. Birincilik ödülünü bir animasyon çalışmasının almasını çok önemli görüyorum. Zira yine ezberleri bozan, cesaretli ve güçlü bir karar.

Yarışmada bir yaş sınırı yok diye biliyoruz. Yarışmalarınızda ağırlıklı olarak hangi yaş aralığından katılımcılar yer alıyor?

Yarışmayı oluştururken sınır koymamayı tercih ettik. Çünkü sinema yaşsız ve zamansız bir sanat alanı. Bugüne kadar da her yaş grubundan başvuru oldu ve finale kalanlar oldu. Ama ortalamaya baktığımda 20-40 arasında ağırlıklı başvuru alıyoruz. Ama 16 yaşında da, 60 yaşında da finalistlerimizin olduğu yıllar olabiliyor. ‘

Türkiye’de kısa filmlere bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kısa filmlere bir ‘tür’ olarak bakılmalı ve bu konuda daha çok dağıtımı ve dolaşımı olmalı. Kesinlikle ‘öğrenci filmi’ ile karıştırılmamalı.

Röportaj: Pelin Ateş

GAZETE SANAT

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir