İnceleme: Meryem Ermeydan
Maurice Sendak’ın “Vahşi Şeyler Ülkesinde” resimli çocuk kitabı gerek adı gerekse kitaptaki görseller bakımından yetişkinlerin mesafeli(!) durabileceği bir kitap gibi görünebilir. Oysa yetişkinlerin aksine, çocukların defalarca kez okumak istedikleri kitaplardan bir tanesi olan kitap Caldecott Ödülü kazanarak bir klasik haline gelmiştir. Sosyal ve duygusal birçok kavrama değinen Vahşi Şeyler Ülkesi’nde; Max, çocuk okuyucularının üzerinde ilginç bir tanıdıklık hissi uyandırıyor.
Her şey kitabın ana karakteri olan Max’in, bir akşam kurt kostümü giymesiyle başlar. Max yaramazlık yaparak annesine onu yiyeceğini söyler. Annesi de Max’in bu davranışına karşılık, Max’e akşam yemeği vermez ve onu odasına gönderir. Odasına gönderilen ve (belki de) üzerindeki kurt kostümünün etkisiyle oldukça kızgın olan Max, hayal gücünün denizinde özel teknesiyle gerçekten vahşi şeylerin olduğu bir diyara doğru yelken açar.
Gittiği yerde pençeleri, dişleri ve kızgın sarı gözleri olan büyük canavarlarla karşılaşır. Max çabucak onları etkisi altına alır ve onların kralı olur. Sonunda sahip olduğu güce ve vahşi canavarların eğlenceli, şamatalı yaşamlarına sahip olmasına rağmen, kendini yalnız hisseder ve birinin onu canından çok sevdiği yerde olmak ister. Çok geçmeden, dünyanın en güzel yemeklerinin dünyanın öbür ucundan gelen mis gibi kokularını duyar ve “Vahşi Şeyler Ülkesini”nin hükümdarı olmaktan vazgeçer. Vahşi şeyler, Max’in gitmesini istemezler; Max gidecek diye yeri göğü inletip kükrer, sivri dişlerini gıcırdatır, korkunç pençelerini gösterip ona gözdağı verirler. Max ise kararından dönmez, onlara el sallar ve teknesine binip oradan ayrılır. Sonunda odasına döner. Masasında akşam yemeğini görür. Üstelik yemeği hala sıcacıktır.

Max, yaramazlık yapan bir çocuktur. Fakat hayal gücüyle çıktığı bu macerada, kendi dünyası üzerinde bir tür kontrol sahibi olma isteğini gösteriyor. Hayal gücünü kullanmak, insanların güçlü ve kızgın duygularının üstesinden gelmesi için etkili bir çözüm yolu olabilir.
Çocukluk dönemi birçok içgüdünün birbiriyle savaştığı bir dönemdir. Max de güçlü olma arzusu; en çok sevildiği, en çok ilgilenildiği yerde olma özlemi arasında kararsız kalıyor ve bu iki duyguyla savaşıyor. Bir yetişkin için çocuklardan beklenilen; savaşan içgüdüleriyle ve dünyayla barış halinde olma becerilerini geliştirmeleridir. Max, pek çok öfkeli çocuk gibi, öfkesinin sonunda yorulur ve pişmanlık duyarak hayal dünyasından kendi gerçek dünyasına geri döner.
Kitap boyunca beyaz kurt kostümüyle gördüğümüz Max, kurt kostümünün başlığını çıkardığında geriye kızgınlığından eser kalmaz. Kitaptaki kurt, kızgınlık ve kostüm eşleştirmesindeki duygu ve davranış değişikliği çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Kitabı yüksek sesle okuyarak, çocuklarla bu doğal duyguların çatışması hakkında konuşabilirsiniz. Bir kimsenin aynı anda iki duygusunun olup olmadığını veya duygularının değişip değişmediğini sorabilirsiniz. Bu duyguların neler olabileceği hakkında konuşabilirsiniz. Max, odasına girdiğinde sahip olduğu kızgınlık duygusunu özlem duygusuna nasıl çevirdi?
Max’in kızgın halden sakin hale geçmesine ne yardım etti?
Max, vahşi canavarlara onlardan ayrılmak istediğini söylediğinde canavarlar nasıl hissetti? Canavarlar kendi duygularını nasıl gösterdi?
Max’in, daha önce annesine nasıl davrandığını hatırlayıp hatırlamadıklarını sorup annesinin onu odasına gönderdikten sonra nasıl hissettiği hakkında konuşabilirsiniz.
Kitap Adı: Vahşi Şeyler Ülkesinde
Yazan ve Resimleyen: Maurice Sendak
Sayfa Sayısı: 48
Çeviren: Celal Üster
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları
İlk yorum yapan siz olun