“İnsanın insana verdiği zararlar, insanın insanı tanımasına vesile oldu.”
• Kayahan Bey merhaba. İnternette hakkınızda pek çok bilgiye ulaşmak mümkün, ancak biz yine de sizden dinlemek isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar. Belki de en zor şeydir insanın kendini anlatması. Bir kitap kaleme alırken binlerce kelime kullanıyoruz, ancak kendimizi tarif ederken iki kelime söylemek dahi zor geliyor. Şaka bir yana, İstanbul Üniversitesi Matematik bölümünden mezun oldum. Yine aynı üniversitede Astronomi ve Uzay Bilimleri üzerine çift anadal yaptım. Aynı anda iki branşta eğitim görme fırsatını elde ettim anlayacağınız. Sonrasında branşım gereği çeşitli eğitim kurumlarında matematik dersleri verdim ve hala vermekteyim. Okurken bir yandan pedagojik formasyon eğitimi de aldığım için eğitmenlik benim altın bileziğim oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi radyosunda uzun seneler polisiye ve korku edebiyatı üzerine program hazırlayıp sundum. Tabii bu süreçte yazarlık serüvenim daimi olarak devam etti.
• Yazarlık serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?
Çocukluk hayalim olan yazarlık unvanına, çok genç sayılabilecek bir yaşta, üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken ulaştım. Şu anda irili ufaklı toplamda yirminin üstünde kitabım bulunuyor. Bunların arasında birkaç tane çocuk kitabı da var. Ağırlıklı olarak polisiye ve korku kitapları kaleme alıyor, elimden geldiğince üretmeye ve öğrenmeye devam ediyorum. Zira her yeni kitabımda aslında ne kadar az şey bildiğimi fark ediyorum. Belki de beni sürekli yazmaya iten şey tam olarak bu…
• Korku-Gerilim türündeki yeni kitabınız Kefensizler Mezarlığı, Portakal Kitap etiketiyle okurlarla buluştu. Bize kitabınızdan bahseder misiniz?
Kefensizler Mezarlığı, tarifi zor ilginç bir kitap… Evet, belki söylediğim biraz tuhaf gelebilir ama gerçekten öyle. Kimilerine göre bir korku kitabı, kimilerine göre fantastik bir roman, kimilerine göreyse dramatik bir kurguya sahip… Bana göre bunların hepsi mevcut kitapta… Astronomi tutkunu bir bilim insanının başından geçen trajik olaylar silsilesini anlatıyor. Baş karakterimiz Yıldırım Akarsu, sadece bir bilim insanı değil. O aynı zamanda iflah olmaz bir hayalperest, batıl inançların arasına sıkışmış bir Anadolu insanı… Aynı zamanda da ailesi için her şeyi yapabilecek acılı bir baba… Kitabı okuyanlar farklı duyguları aynı anda yaşayacaklar. Bir yandan yaptıkları için Yıldırım’a kızarken bir yandan da ona acıyacaklar. Kitabın felsefi bir altyapısı da var. Baş karakterimiz sayesinde çokça kendimizi ve yaşadığımız dünyayı sorgulama imkânı buluyoruz. Yıldırım bunu bilimin ışığında yapıyor. Okur ise bildiği en iyi yolla yapacaktır.
• Şanlıurfa-Harran, Ulu Camii ve Harran Rasathanesi’nin kültürel tarihini, uzay bilimiyle birleştirmek fikri nereden aklınıza geldi?
Şanlıurfa benim çok sevdiğim bir şehirdir. Tarihiyle kültürel mirasımıza ciddi katkıları olan güzide şehirlerimizin başında geliyor. Bununla birlikte genel olarak tarihe de çok ilgim vardır. Keza ikinci üniversite programı sayesinde İstanbul Üniversitesi’nde Tarih bölümünde okuyorum şu an. Uzay Bilimi’ne olan ilgimse üniversitede gördüğüm eğitimden geliyor. Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümünde edindiğim bilgilerime Kefensizler Mezarlığı kitabımda yer vermek istedim. Korku edebiyatıyla Astronomi bilimini harmanlayınca ortaya böyle bir roman çıktı. Mesela kitaptaki sadece gece görünen mezarlık fikrini yıldızlardan aldım diyebilirim. Tıpkı yıldızlar gibi sadece gece bakıldığında görünen gizemli bir mezarlıktır Kefensizler Mezarlığı…
• Kefensizler Mezarlığı, 2022’de aynı isimle dijital dizi olarak Kanal D Digital ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Açıkçası bu proje beni çok heyecanlandırıyor. Kefensizler Mezarlığı gerek türü gerekse içeriğiyle senarist ve yönetmenlerin ilgisini çeken bir kitap… Aslında başta sinema filmi olması yönünde konuşmuştuk. Ancak salgınla birlikte maalesef birçok sektör gibi sinema sektörü de bu süreçten olumsuz etkilendi. Bununla birlikte dijital dizi sektörüne ilgi daha da artmaya başladı. Çünkü insanlar salgından dolayı evindeyken, en önemli aktivitelerinden biri haline geldi internet dizileri… Sonrasında Kefensizler Mezarlığı’nı internet dizisi olarak projelendirme kararı aldık. Böylelikle proje çok daha fazla izlenme oranlarına ulaşacaktı. Kitabın şu anda 13 bölümlük senaryosu tamamlandı. Bir aksilik olmazsa 2022 yılı içinde Kefensizler Mezarlığı’nı dijital dizi tutkunlarının beğenisine sunmak istiyoruz.
• Ülkemizde polisiye ve korku edebiyatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hak ettiği yerde olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu soruyu yirmi otuz yıl önce sorsanız, yanıtım olumsuz yönde olurdu. Ancak şu anda durum çok farklı. Özellikle 2000’li yıllardan sonra polisiye ve korku edebiyatına ilgi arttı. Önce yabancı kitaplar ilgi görse de son yıllarda yerli polisiye ve yerli korkuda ciddi yükseliş olduğunu görüyoruz. İnsanlar kendi kültürünü yansıtan kitaplar okumak istiyor, çünkü bizzat kendini görüyor o kitaplarda…
Peki daha önceki yıllarda polisiye ve korku edebiyatına ilgi neden yoktu, diye sorabilirsiniz. Bunun cevabı tarihin içinde saklı… Rönesans ve İkinci Dünya Savaşı, birçok edebi tür için bir anlam ifade etmez. Ancak polisiye ve korku edebiyatı için iki kilit noktadır bu tarihler… Rönesans sonrası tüm dünyada hümanizm hakim olmaya başladı. İnsan, en değerli varlık kabul edildi. Hiçbir hatası olmayan, muhteşem bir yaratık… Öyle ki, bu derece insan sevgisi zamanla hayvanların, ağaçların, denizlerin kısacası doğanın haklarını unutturdu bize. Onlara zarar veren ve bunu suç olarak kabul etmeyen bir nesil yetişti. Haliyle bu dönemde insanın karanlık taraflarını anlatmayı seven polisiye ve korku edebiyatı dışlanan türler oldu. Uzun yıllar bu türler edebiyata bile dahil edilmedi. Ancak İkinci Dünya Savaşı, ‘insan’ denen varlığın çok da mükemmel olmadığını fısıldadı tüm insanlığın kulağına… İnsanın insana verdiği zararlar, insanın insanı tanımasına vesile oldu. İnsanların da karanlık taraflarının olabileceğini gördük mesela. İşte bu savaştan sonra gerçekleri fısıldayan polisiye ve korku edebiyatı yükselişe geçti. Tüm dünyada okunan, sevilen türler haline geldiler. Edebiyatın ciddi birer parçası olarak günümüzde de yükselişlerini sürdürüyorlar.
• Eserlerinizi üretirken nelerden ilham alırsınız?
En büyük ilham kaynağım hayatım ve çevrem… Evet, benim için çevremde gördüğüm her şey doğal bir laboratuvar ortamı… İnsanların birbirleriyle iletişimleri, gittiğim yerler, şehirler bende farklı duygular uyandırıyor. Yazarların, ressamların ve oyuncuların iyi birer gözlemci olması gerektiğine inanırım hep. Çünkü yaşadığımız dünyayı ne kadar iyi tanırsak sanatımızı o kadar inandırıcı kılarız. Kaleme aldığımız cümleler daha bir samimi gelir okura…
• Kefensizler Mezarlığı, 2018 Kayıp Rıhtım Okur Anketi’nde de En İyi Korku Romanı dalında ikincilik elde etmişti. Bu başarı sizde okura karşı bir sorumluluk oluşturdu mu?
Elbette… Ama o sorumluluk her daim benimle birlikte, sürekli yamacımda duruyor. Çünkü ben kitaplarımı ödül alması için kaleme almıyorum. Tabii ki bu tür başarılar beni çok mutlu ediyor. Hatta beni yeni kitaplarımda daha iyi olabilmem için teşvik ediyor. Ancak şöyle bir şey de var: Siz çok başarılı bir roman kaleme alırsınız, çeşitli kriterlerden dolayı kitabınıza ödül verilmez. Peki bu sizin başarısız olduğunuzu mu gösterir? Kesinlikle hayır… Tabii bunun tersi de mümkün… İçinde hiçbir şey olmayan nice kitapların ne prestijli ödüllere layık görüldüğünü gördük. Yani demem o ki, biz kendimizi geliştirmek için her şeyi yapmalıyız. Evet, okurlarımıza olan sorumluluğumuzdan dolayı bunu yapmalıyız. Falanca bir yerin falanca ödülünü almak için değil… Elbette tüm bunlara rağmen kitabınız ödüllere layık görünüyorsa sizden mutlusu olmaz. Kefensizler Mezarlığı’nın yerli korku kategorisinde elde ettiği bu başarı da beni çok mutlu ediyor şüphesiz.
• Kefensizler Mezarlığı adlı eseriniz, basılı bir şekilde yayımlandan önce Wattpad uygulamasında yayımlanmış ve 100 binin üzerinde bir okunma sayısına ulaşmıştı. O zaman ki duygularınızı öğrenebilir miyim? Bir yayınevi çatısı olmadan eserinizin bu kadar çok okunması size neler hissettirdi?
Kefensizler Mezarlığı, nedendir bilinmez hep nasipli bir kitap olmuştur. İsminden midir, yoksa içeriğinden mi bilemiyorum, hep dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Wattpad’de de kısa sürede fark edildi ve çok sevildi. Popüler korku kitapları kategorisinde oldu hep. Binlerce yorum aldı, takdir topladı. Kısa sürede benim kült eserlerimden biri oldu. Elbette insanın kaleme aldığı bir eserin okurlar tarafından bu derece sevilmesi tarifi yapılamayacak bir duygu…
• Kefensizler Mezarlığı’nın devamını yazmayı düşünüyor musunuz?
Kitabın dizi projesiyle uyumlu olacak şekilde bir devam kitabı düşünüyorum açıkçası. Dizi izlenme sayısına göre iki üç sezon yayınlanabilir. Bu doğrultuda aynı ismi taşıyan farklı kurgular planlıyorum zihnimde. Ancak şu anda kurgunun devamı yönünde netleşmiş kesin bir şey yok.
• Son olarak; Yakında gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeleriniz var mı?
Üzerinde yoğunlaştığım sıradaki kitabım polisiye türünde olacak. Yine bir “Şifre Bilimci Milas Ulukan Polisiyesi”… Okurlar Milas’ı, Engin Ar’ı ve Şifreli Dosyalar ekibini çok sevdi, yeni kitap ne zaman gelecek diye çok soruyorlar. 2022 yılı içinde bu kitabımızı da okurlarımızla buluşturmayı hedefliyoruz.
• Bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum Kayahan Bey.
Harika sorularınız için asıl ben teşekkür ederim. Benim için büyük mutluluk… Umarım okurlarımız da şahane sohbetimizden keyif alırlar. Bu vesileyle sevgili Gazete Sanat ailesi olarak sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İlk yorum yapan siz olun