İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

13 Medeniyetin Şahidi, “Amasya ve Tarihi”

Merhaba değerli okuyucular. Dünyanın en güzel misket elması, Kral Kaya Mezarları, Ferhat ile Şirin Efsanesi, Kurtuluş savaşı’nın önemli adımını teşkil eden Amasya Genelge’si, Maydonoz / Madenüs köprüsü, Osmanlı şehzadeleri, kısacası 7 bin yıllık tarihi ile Anadolu’nun tarihi kadar eski olan “Amasya ve tarihi” hakkında bildiklerimi bu hafta sizler için derleyerek yazıyorum. Emin olun, bu yazıyı hazırlamak zaman ve emek gerektirdi. Amasya’nın tarihi, Kalkolitik çağdan çok daha önce başladığından Anadolu’da geçmişten günümüze şahitlik eden birçok eser ve iz bulunmaktadır.

Amasya şehri, Mezopotamya yazılı belgelerinde “Hatti Ülkesi” olarak bilinen Anadolu’da güçlü bir uygarlık kurmuş olan Hattilere ait önemli yerleşimlerden biri idi. Roma İmparatorluğu döneminde ise eyalet statüsünde olan Amasya, aynı zamanda eyaletler arası yol sisteminin de merkezi konumuna gelmiştir.

Karadeniz bölgesinde yer alan, İç Anadolu’ya gayet yakın, etrafı dağlarla kaplı küçük şehirlerimizden biridir “Amasya”. Özellikle Kral mezarları, şehrin içinden geçen Yeşilırmak ve eski evleri ile ünlüdür. 7 bin yılın üzerindeki eski tarihi boyunca bilim adamları, sanatkarlar, şairler yetiştirmiştir. Osmanlı şehzadelerinin eğitim gördüğü bu şehrin kirazı, şeftalisi ve bamyası, gezip görülecek pek çok tarihi ve doğal güzelliği bulunduğunu da ayrıca eklemeliyim.

Ülkemizin sınırları içinde en yüksek ve en düşük hava sıcaklıklarının bu şehirde gözlemlendiğini duymuş muydunuz? Belki de bu sebepten “Roma Dondurması” ile meşhurdur.

Bu arada unutmadan…

“Bardak gibi dizilmek” özdeyişinin aslında 13 medeniyetin hüküm sürdüğü şehzadeler şehri oluşundan kaynaklandığını “Amasya bardağı gibi dizilmişler” anlayışından ileri geldiğini daha önce duymuş muydunuz?

Barış Manço’ nun “Dağlar Dağlar” şarkısının sözlerini Amasya’da askerlik yaparken bu şehri çevreleyen dağlara hitaben yazdığı rivayet edilmektedir.

Antik Amasya Kenti’nin su ihtiyacını karşılamak üzere, “Ferhat ile Şirin Efsanesi”ne konu edilmiş olan, halk arasında ki isimiyle “Ferhat Su Kanalı” bu şehirde yapılmıştır. Bu kanalın tarihi, gerçekten çok ama çok eskilere dayanmaktadır. Geç Hellenistik dönem, Erken Roma Dönemi hatta İsa Peygamber dönemiyle dahi ilişkilendirilmektedir. Kanalın bulunduğu mevkide, Ferhat ile Şirin Müzesi bulunmaktadır. Bu müzede ise Ferhat ile Şirin’in yanı sıra Mimar Sinan ile Mihrimah Sultan, Romeo ve Juliet’ten Leyla ile Mecnun’a, Kerem ile Aslı’dan Mevlana Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre’nin “ilahi aşk”ına kadar birçok efsanevi aşka atıfta bulunulur.

Gururla söylemeliyim ki, Amasya ilimiz ikinci fetret devri denilebilecek Ulusal Kurtuluş Savaşında da kurtuluş mücadelesinin önemli bir ilkesi olan “Ulusun bağımsızlığını ancak ulusun azim ve kararı kurtaracaktır” kararının alındığı merkez olması açısından da tarihi bir görev üstlenmiştir.

Büyüleyici atmosferi olan, emekli olduktan sonra yerleşilebilecek Amasya ilimizde, koruma altında olan irili ufaklı bilinen 21 “Kral Mezardan” sadece birkaç tanesi günümüzde hayatta kalmayı başarabilmiştir.

Halkın, Maydonoz ya da Madenüs diye isimlendirdiği köprü bir çok kez sel sularıyla boğuşup zarar görmüştür. Roma Döneminde yapılmış ahşap bir köprü iken Osmanlı döneminden sonra betondan yapılmıştır.

Gezmeniz, mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir diğeri ise Amasya’da yaşamış olan şehzadelerin, aslına uygun resimlerinden yola çıkarak yaptırılan heykelleri ve kendi dönemlerini yansıtan kıyafetlerin sergilendiği “Şehzadeler Müzesidir”.

Amasya Arkeoloji Müze bahçesi içerisinde ise Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait taş eserler sergilenmektedir. Onüç farklı medeniyete ait arkeolojik ve etnografik sergilenen eserlerin sayısı yaklaşık 24 bini bulmaktadır.

Aynalı mağara, Amasya’ da yaşadığına inanılan, Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan Mitra Rahibi TES’in anıtsal mezarı, duvarlarda yer alan renkli resimleri ile bezendiğinden Hristiyanlık dünyası adına oldukça önemli ziyaret yerlerinden biridir.

Yapımından 75 yıl sonra önemli bir deprem yaşayan Amasya saat kulesi bu depreme rağmen ayakta kalabilen sembollerden biridir. Rengi zümrüt yeşili olan Borabay gölünden
Kayın, Sarıçam, Sedir, Kestane ağaçlarından kısa da olsa, bahsetmeden geçemedim. Doğa yürüyüşü ve inziva için oldukça uygun alanlardan biri olduğunu düşünüyorum.

7 bin yılın üzerindeki eski tarihi boyunca krallık başkentliği yapmış, bilim adamları, sanatkarlar, şairler yetiştirmiş Amasya hakkında, Kral Kaya Mezarları’ndan Şehzadeler Müzesi’ne kadar görmeniz gereken yerleri sizler için derledim. Karadeniz’ in en güzel şehirlerinden Amasya, tarihler ve çağlar boyunca yaşananların izini taşıyan, tarihi eser ve mekanlarla dolu bir belde olmuştur.

Onlarca tarihi eserin bulunduğu ancak sizler için sadece bir kaçını tanıtmaya çalıştığım bu yazı ile ilgili görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Yeniden görüşene dek yüzünüzde gülümseme ve mutluluk eksik olmasın. Hoşçakalınız.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir