Asurlular eski Anadolu uygarlıkları içerisinde en önemli uygarlıklardandır. Mezopotamya’da Taş Devri ile Maden Devri arasında geçiş döneminde var olmuşlardır. Bakır, kalay ve altın madenlerinin yanı sıra çetin çevresel koşullara rağmen hayatta kalmak için geliştirdikleri savaşçılıkları ve sanat anlayışı ile tanınmaktadırlar.
Kralı ölümsüzleştirmek amacıyla yapılmış olan figürlü kabartmalar, tapınaklar ve kültler Asur’ ların sanat anlayışını gözler önüne sermektedir. Ev ve Tapınaklara yapılan duvar süslerinin yanı sıra heykeller, pişmiş topraktan seramik eşyalar, tasarlanarak ortaya çıkmıştır.
Mezopotamya ve Anadolu bölgesi, bu dönemlere ait zengin buluntulara ev sahipliği yapmaktadır. Örneğin tekerleğin icat edildiğini insanlar arasında iş bölümü oluşturarak sosyal yapı içinde yaşamaya başladıklarını yine günümüze miras kalan tarihi ve sanatsal figürlerden anlamaktayız. Asur medeniyeti resim ve heykel, çömlekçilik, marangozluk, mimarlık sanatlarında oldukça ilerlemişlerdir.
Duvar resimlerinde daha çok, yaşam, ölüm, mücadele gibi temaları fazlasıyla resmederek, insan, hayvan figürleri, ölü gömme ve av törenlerinin betimleri ile bahsi geçen yaşamsal öğe anlayışını günümüze taşımışlardır. Kabartmalarda ise kral daha belirgin ve ön planda yer alır. Saray duvarlarına savaşları, avcılığı, din ya da saray yaşamını konu alan sahneler yerleştirmişlerdir. Kötü ruhlardan korunmak, için saray girişlerine “Lamaşşu” heykeller ile dönemin sanat ve yaşam anlayışı hafızalara daha belirgin biçimde kazınmaktadır. Aslan betimlemeleri, Asur sanatının belli başlı motiflerindendir. Asurlularda aslan avı geleneği kralın gücünü simgeler. Mücadele eden kral resimlerin çoğunda heybetli, sakallı ve kıvırcık saçlıdır. Savaşçılık özelliklerini sanatlarına da yansıtan Asur Sanatı yaşamsal şartların zor olması hayatta kalabilmek için askeri gücü ve savaşı daima önemsemişlerdir.
Asur ve Babil uygarlıklarının ortaya çıkmasında Sümer medeniyetinin etkisi oldukça büyüktür. Babil ile Asur Sanatında, Sümer Sanatının derin izleri görülür. Tapınaklarını ve saraylarını pişmiş kil tuğlalarla yapılmış, kent merkezlerine tanrılar adına tapınaklar yerleştirmişlerdir. Bu döneme ait, Ziggurat adı verilen, yapılarda mavi çinilerle kaplanmış tapınaklar var olmuştur. Kutsal kitaplarda bahsi geçen, Babil Kulesi’nin ziggurat olduğu kabul görmüş örüşler arasında yer alır.
Asur sanatında kral motiflerinde genellikle büyük gözler, sert ve acımasız yüz ifadelerine özellikle uzun saçlar ve sakallara rastlarız. Asur tapınaklarının ve saraylarının kapılarını, insan yüzlü aslan veya kanatlı boğa heykelleri korurdu. Kentlerin mimarisi ise, planlı biçimde kurulmuş, geniş caddeleri ile refahı vaat etmekteydi.
* En tepedeki Asur medeniyeti ve kralına ait görmüş olduğumuz betimlemede ise;
1.Yıldız
2. Ölçü
3. Ay
4. Güneş
5.Taç motifi, yer almaktadır.
KAYNAKÇA
Sanat Tarihi Ansiklopedi GÖRSEL YAYINLAR 1981
ASUR TARİHİNİN ANA DEVRELERİ Dr. Hüseyin SEVER
www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/asur
Yazan: Tülay Çağlar Kadı
İlk yorum yapan siz olun