Bu yazımda sizlere insanın içine işleyen, kimi zamanlar kulaklarımızın vazgeçilmezi olan, Selçuk Alagöz’den bidiğimiz “Malabadi Köprüsü” şarkısının hikayesinden bahsedeceğim.
Ufakça köprünün geçmişinden bahsetmek istiyorum. Malabadi Köprüsü Diyarbakır’ın büyük ilçelerinden biri olan Silvan’da yer almaktadır. Artuklu Beyliği’nden kalma olan bu köprünün yapımı 1147 yılında Timurtaş Bin-i Gazi tarafından yaptırılmıştır. Dünyadaki taş köprüler arasında en büyük kemere sahip olan bu köprü hakkında Evliya Çelebi şöyle der: “Kemeri öyle geniş ki, Ayasofya’nın kubbe aralığından bile büyük”. Köprü hakkındaki detaylı yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Malabadi Köprüsü’nün Hikayesi
Neredeyse her tarihi eserin olduğu gibi, Malabadi Köprüsü’nün de hikayesi hatta hikayeleri vardır. Aslında en bilinen hikaye aşık Bad ve onun büyük aşkını içeren hikayedir. Bad, karşı kıyıdan bir kıza aşık olmuştur. Birbirlerini severler fakat uzaktırlar. Bir gün kız daha fazla bu mesafeye dayanamaz ve Bad’ın yanına gitmeye karar verir, bunun ise tek yolu karşı kıyıya yüzmektir… Kız nehre atlar fakat karşı kıyıya ulaşamadan suya kapılır ve kayıplara karışır.
Bu olayın hüznü ile Bad, hışım ile dönemin Silvan Bey’inin yanına gider ve durumu ona anlatır. İsteği ise açıktır: Kıyıları birleştiren bir köprü yapalım ve sevenler artık daha fazla birbirlerine uzak kalmasınlar. Silvan Bey’i bu isteğini kabul eder ve köprü yapımına başlanır. Kemer açıklığının fazla geniş olmasından dolayı Bey’in adamları köprü yapımını yarıda bırakır ve Bey, Bad’ı yanına çağırır. Köprünün yapımının devam edemeyeceğini, tamamlamak isterse kendisinin tamamlamasını ister. Bad ise köprüyü tamamlamasına karşılık Silvan Bey’inin elini bileğinden kesmesini, tamamlayamaz ise kendisinin kolunun kesilmesini ister. Bad bu köprünün yapımını tamamlar ve Silvan Bey’i sözünde durup elini keser. Köprünün ismi de aslında burdan gelir. “Bad’ın evi” anlamına gelmektedir.
Malabadi Köprüsü Şarkısının Hikayesi
Gelelim Selçuk Alagöz’ün muazzam hikayesinde yer alan Malabadi Köprü’sünün hikayesine. 1. hikayeyle de benzer olarak Xerib adındaki genç, karşı köyden Fatma adında bir kıza aşık olur. Fatma da Xerib’e sevdalıdır ve her gün Malabadi Köprüsü’nün üstünde buluşurlar. Xerib bir gün Fatma’yı şeyh babasından istemeye gider. Babası, Fatma’yı Xerib’e vermez ama aşıkların Malabadi Köprüsü üzerindeki buluşmaları durmak bilmeden devam eder. Fatma’nın babasının bu buluşmalardan haberi olur ve bir gün adamlarıyla köprüye pusu kurup, iki aşığı beklerler. Xerib ve Fatma yine bir seher vaktinde köprüde buluşurlar ve “tabancalar patlar; sevgi susar, sevgililer susar.” Malabadi Köprüsü ise işte o an aşka mezar olur…
Selçuk Alagöz ise bu hikayeyi müziğe aktararak 1975 yılında, B yüzünde de “Deliyim Seviyorum” adlı şarkı bulunan çok ünlü Malabadi Köprüsü 45’liğini doldurup yayınlar. 70’li yılların en çok dinlenen şarkılarından biri olur. Murat Göğebakan ve Pilli Bebek’in de yorumladığı bu muhteşem hikayeli şarkı, uzun yıllarca da kulaklarımıza gelmeye devam edecek gibi görünüyor. Şarkının sözleri şu şekilde:
Malabadi köprüsü
Malabadi köprüsü
Orada başladı bitti şu garibin öyküsü
Malabadi köprüsü
Malabadi köprüsü
Orada başladı bitti şu garibin öyküsü
Karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi
Aşkı uğruna her gün o köprüye giderdi
Siirt’in dağlarında uçan kuşu vururdu
Fatma’yı okşadıkça kalbi sükûn bulurdu
Of garibim of
Of garibim of
Karar hakkı şeyhteydi, Fatma’nın babasında
Katı ve insafsızdı bu aşkın karşısında
Kararlıydı zalim şeyh onları öldürmeye
Yine bir seher vakti pusu kurdu köprüye
Tabancalar patladı sevgililer susmuştu
Malabadi köprüsü aşka mezar olmuştu
Of garibim of
Of garibim of
İlk yorum yapan siz olun