Uluslararası Koro Müziği Federasyonu’nun (IFCM) en büyük etkinliği olan Dünya Koro Sempozyumu kapsamında Devlet Çoksesli Korosu’nun daimi Şefi Burak Onur Erdem ile bu önemli sempozyum hakkında konuştuk.
Röportaj: Pelin Ateş
–Burak Onur Bey, Türkiye’de koro müziği denince hem uluslararası arenada ürettiğiniz projeleriniz hem kurucusu olduğunuz Koro Kültürü Derneği ile bu alanda adını başarıyla duyurmuş isimlerin başında geliyorsunuz. Bu yıl da 25 – 30 Nisan tarihleri arasında; 5 kıtayı temsil eden 28 farklı ülkeden 50’den fazla konuşmacı ve 1000’den fazla sanatçıyı İstanbul’da bir araya getirecek olan Dünya Koro Sempozyumu’nun sözcülüğünü üstleniyorsunuz. Okuyucularımızın sizi daha yakından tanıyabilmesi için kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde dünyanın en önemli koro etkinliğini Türkiye’de ağırlayacak olmaktan dolayı heyecanlıyız. Ben, ülkemizin koro müziği alanındaki profesyonel temsilcisi olan Devlet Çoksesli Korosu’nun daimi şefliğini yapmaktayım. Aynı zamanda Avrupa Korolar Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Koro Müziği Federasyonu Yönetim Kurulu üyesiyim.
–1982 yılından günümüze, dünyadaki koro müzisyenlerini buluşturan Uluslararası Koro Müziği Federasyonu’nun (IFCM) en büyük etkinliği olan Dünya Koro Sempozyumu bu yıl İstanbul’da koro müziğinin kültürel çeşitliliğini Atatürk Kültür Merkezi, ST. Antuan Kilisesi gibi şehrin en özel noktalarından yansıtacak. Bu sempozyumun İstanbul’da olmasının dünya çapında nasıl etkiler bırakacağına inanıyorsunuz?
Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nun İstanbul’da düzenlenmesinin sempozyum temasıyla da örtüşen çok önemli bir özelliği var: “Değişen Ufuklar”… Dünyanın iki kıtada birden ayağı olan tek kenti İstanbul, Doğu’ya baktığınızda farklı bir kültürü Batı’ya baktığınızda bambaşka dinamikleri deneyimleyebildiğiniz büyüleyici bir şehir. Aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de koro müziğini besleyen önemli bir nokta. Bu sempozyumun İstanbul’da düzenlenmesi, koro müziği alanında dünya genelindeki sanatçıları ve uzmanları bir araya getirerek kültürlerarası diyalog ve işbirliği için fırsatlar yaratacak ve Türkiye’nin koro müziği sahnesinin dünya çapında tanınmasına da katkı sağlayacak. Bu etkinlik sayesinde İstanbul, koro müziği için bir buluşma noktası olarak da öne çıkacaktır.
–Türkiye’den 30’dan fazla yurtdışından da 18 koronun yer aldığı bu büyük projede, sizi en çok heyecanlandıran etkinlik hangisi?
Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nun programında birçok heyecan verici etkinlik var, bu nedenle sadece birini seçmek zor. Ancak benim merakla beklediğim etkinlikler arasında ülkemizin geçtiğimiz ay deneyimlediği deprem felaketinin yükünü hafifletmek adına düzenlenen dayanışma oturumları, dünya çapında bestecilerden sipariş edilen eserlerin ilk kez seslendirilecek olması ve kapanış konserinde Türkiye koro müziğinin 100. yılının uluslararası dinleyicilerle buluşacak olması yer alıyor. Bu etkinliklerin, Dünya Koro Müziği Sempozyumu’na katılan sanatçılar ve konuklar tarafından ilgiyle karşılanacağına ve festivale ayrı bir değer katacağına inanıyorum.
–Türkiye ve dünya çapında koro müziği anlayışındaki farklılıklar sizce neler?
Koro müziği, her ülkenin kendine özgü kültürel renklerini yansıtan öğeler barındırıyor. Bizim folklorik çeşitliliğimiz koro müziğimizi besleyen ve diğer ülkelerin koro müziğinden farklı kılan önemli bir zenginliğimiz. Musiki Muallim Mektebi’nden beri gelen 100 yıllık güçlü bir koro müziği geleneğimiz var. Bu zenginliği dünyayla paylaşabilmek, kendi kabuğumuzda kalmamak ve dünyadaki koro müziğiyle bağlantıda olabilmek için Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nun Türkiye’ye gelmesi eşsiz bir fırsat.
–Çok sayıda ülkede konsere imza atmış bir şef olarak, ülkemizde koro müziğine olan ilgi ile dünya çapındaki koro müziğine karşı olan genel yaklaşımı nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye, kültür sanat alanında dünyadaki en özel ülkelerden biri. Birçok kültürel geleneği harmanlayan bu topraklar, sanatın her alanında olduğu gibi koro alanında da özgün içerikler sunuyor. Biz, özellikle Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nda Türkiye’den koroların da katılmasını sağladık. 25-30 Nisan tarihleri arasında dünyanın buluşma noktası İstanbul olurken, bir yandan da Türkiye’den 35 koro bu toprakların sesini dünyaya duyuracak.
–Son olarak gazetesanat.com okuyucularına söylemek istedikleriniz?
Gazete Sanat okuyucularını Dünya Koro Müziği Sempozyumu’na davet etmek isterim. Bu sempozyum, katılımcılarına dünyanın dört bir yanından gelen koroların seslendireceği eserleri dinlemek, koro müziği uzmanlarının atölyeler, repertuvar okumaları gibi etkinliklerde paylaşacağı değerli bilgilere erişmek için muhteşem bir fırsat sunuyor. Ayrıca, festival bünyesinde gerçekleşecek konserler heyecan verici. Grammy ödüllü Estonya Filarmoni Oda Korosu ve Devlet Çoksesli Korosu, festivalin açılış konserini gerçekleştirecek. 5 gün boyunca AKM Opera Salonu’nda dünyanın farklı kıtalarından gelen ödüllü koroları dinleme fırsatı bulacağız. Beyoğlu’nda 11 mekanda 44 konser düzenliyoruz. İstanbul gibi tarihi ve kültürel açıdan zengin bir şehirde böylesine devasa bir etkinliğin bir parçası olmak herkes için unutulmaz bir deneyim olacak.
–Eklemek istedikleriniz…
Müziği seven herkesi, özellikle de siz sanatseverleri 25-30 Nisan 2023 tarihlerinde İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’ne bekliyoruz.
İlk yorum yapan siz olun