İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diyarbakır Malabadi Köprüsü ve Efsanesi

Merhaba değerli Gazete Sanat okuyucuları. Köprüler ve kemerler taşıdıkları sembolik anlam nedeniyle oldukça duygu yüklü olduklarından, bu hafta sizlere ülkemizin mimari şaheseri olan “Malabadi Köprüsü”nden bahsetmek istiyorum.  Öyle ya, bilindiği üzere köprüler ve kemerler iki farklı noktayı birleştirerek ağır yükü taşıyan, dengeyi insanoğluna hatırlatan metaforlar, eski mimari tabirle ise kantarlardır.

Yazıma başlamadan önce halk arasında anlatılan efsanevi “Malabadi Hikayesi”nden bahsetmek isterim. Rivayetlere göre, Bad isminde bir genç karşı kıyıdan bir kıza aşıktır. Nehrin üzerinde köprü bulunmadığı için aşıklar bağırarak seslerini birbirlerine duyurmaya çalışırlar. Günün birinde genç kız dayanamaz ve Bad’ın yanına doğru yüzmeye başlar ancak genç kız sevdiğine ulaşamadan suda boğulur. Bunun üzerine sevdiği kıza kavuşamayan Bad, dönemin Silvan Bey’ine gider ve bir köprü yaptırması gerektiğini söyler. Teklifi kabul eden beylik ağası köprünün yarısı tamamlandıktan sonra anlaşmadan vazgeçer. Bad’ın ısrarları üzerine  bey ağası yeni bir antlaşma daha yapmaya karar verir. Antlaşmaya göre Bad, beye şu şartı koşar; “Köprünün kalan yarısını tamamlarsam, senin sağ elini bilek hizasından keseceğim.” Aynı şekilde Silvan Bey’i de Bad’a köprüyü tamamlayamazsa sağ kolunu keseceğini söyler. Her ikisi şartları kabul eder ve Bad köprünün kalan yarısını yapmak için kolları sıvar. Bad köprünün kalan yarısını tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. Daha sonra köprüye, ‘mal’ (ev) ve Bad ismini birleştirerek ‘Malabadi’ adı verilir

Malabadi Köprüsü dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsüdür. Mükemmel mimarisi ile insanı büyüleyen, Diyarbakır ve Batman’ı birbirine bağlayan bu köprü, “UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde” yer almaktadır.

İnşa edildiği dönemin özelliklerini yansıtan Malabadi Köprüsü’nün üzerinde bulunan insan, güneş ve arslan figürlü kabartmalar, bu mimari şaheseri oldukça özgün kılmaktadır. Artuklu Medeniyeti’nin mimari şaheseri olarak da kabul edilen Malabadi Köprüsü bir zamanlar, yolcuların seyahat ederken kullanması için, köprü kemerinin her iki yanında bulunan, kervan ve yolcular için iki barınak odasına da sahip olmasıyla bilinir.

Köprüyü özgün kılan bir diğer özellik ise köprünün zamane inşaat tekniklerinde kulanılan malzeme ile yapılmış olmasıdır. Kullanılan horasan harç tekniği nedeniyle köprü’nün özgün yapısını kaybetmediği ve günümüze kadar ulaştığı söylenmektedir.

Köprünün kendine has bir de türküsü olduğunu biliyor muydunuz?

…“malabadi köprüsü, malabadi köprüsü,
orda başladı bitti şu garibin öyküsü,

karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi,
aşkı uğruna her gün bu köprüye giderdi”…

Evliya Çelebi ise köprü hakkında şunları söylemiştir: “Köprünün iki tarafında kale kapıları gibi demir kapıları vardır. Bu kapıların içinde sağ ve solda köprünün temeli beraberliğinde kemerin altında hanlar vardır ki gelip geçenler, sağdan ve soldan geldikleri vakit misafir olurlar. Köprünün kemeri altında birçok oda vardır. Demir pencereler şahnişinlerine misafirler oturup kemerin karşı tarafındaki adamlarla kimi sohbet eder, kimi ağ ve oltalarla balık avlarlar. Bu köprünün sağ ve solunda da nice pencereli odalar vardır. Köprünün sağ ve solundaki bütün korkuluklar Nehcivan çeliğindendir. Ama demirci ustası da var kudretini sarf ederek bir tür sanatlı kafesli korkuluklar yapmış ve doğrusu elinin ustalığını göstermiştir. Doğrusu, üstad mühendis var kuvvetini sarfederek bu köprüde öyle sanatlar göstermiştir ki, bu işçiliği geçmiş mimarlardan hiç birisi göstermemiştir. Malabadi Köprüsü’nün altına Ayasofya’nın kubbesi girer”

Maketlerin yer aldığı Miniatürk Tarihi eserler maket müzesinde, “Malabadi Köprüsü”nün birebir ayrıntılar ile tasarlandığı formu yer almaktadır.  Kendine has hikayesi, inşaat tekniği, türküsü hatta figür ve kabartmaların yer aldığı Türkiye Tarihi Mimari Eserlerden “Malabadi Köprüsü” ile ilgili anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Her yazının sonunda yer alan sanat özdeyişi ile yazıma ara veriyorum.

Değerli yorum ve önerilerinizin bizleri mutlu edeceğini unutmayınız! Yeni bir yazı da görüşmek ümidiyle, hoşçakalınız.

”Milletimizin güzel sanatlar sevgisini, her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.”

M. Kemal Atatürk

1. Görsel kaynak: http://www.selcuklumirasi.com/architecture-detail/malabadi-koprusu

Yazan: Tülay Çağlar Kadı

Bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir