1996’da Illinios, Chicago’da doğdu. 2018’de King’s College London işletme bölümünden mezun oldu. Görsel sanat alanında kendini ifade etmeye oto portre ile başlayan Çakıroğlu, film tutkusu üzerine London Film Academy ‘Filmmaking’ sertifikası kazandı. Kendine ait senaryoları filme çevirmek isteği
üzerine School of Visual Arts New York’ta yönetmenlik yüksek lisansını ‘Paula Rhodes Onur Ödülü’nü alarak tamamladı. 2020’de hikaye ve yönetmenliği kendisine ait olan psikolojik gerilim filmi ‘Cracks’ Los Angeles Film Awards tarafından ‘Best Mystery’ ödülünü aldı. Independent Shorts Awards
Festivalinden ise iki ayrı ödül kazandı – ‘Best Mystery Short’ ve ‘Best First Time Director (Female). Yönetmenliğin yanında nefesini kullanarak akrilik boyalarla soyut resimler ortaya çıkaran Çakıroğlu 2021‘de çeşitli galerilerin karma sergilerinde de yer aldı.

MANİFESTO
Fotoğraflarımdan filmime, hikayelerimden tablolarıma kadar hepsi esasında kendime yarattığım çeşitli dünyalar. Merak ettiğim, karakterlerini benim çizdiğim hayallerini ise hiç bilemediğim…
Oto portre benim için ‘gözlerini içe çevir’ demek. Doğduğu andan itibaren dışarıyı izleyen o gözleri bir kere kendinize çevirdiniz mi fiziksel olarak dahi hissedeceğiniz tarif edilemez bir duygu ile karşılaşırsınız. Beklediğiniz yardım eli kendiniz olursunuz, başkalarında aradığınız, bulduğunuzda da ‘bu muydu’ dediğiniz heyecanları yüzünüzü yıkadığınız bir çarşamba akşamı aynaya baktığınızda duyarsınız.
Boyaları nefesimle karıştırabildiğimi fark ettiğimde başka bir oluş şekline geçtiğimi hissettim. Kontrolden ve plandan öte, sadece nefesimin şiddeti ve yönüne bağlı olan bu sanatı yaparken konuşamadığım her kelime boyaların yönünü etkiledi.

*
*
ESERLER:
*
*
*
Eser satın almak için bizimle iletişime geçin.
*
‘As an artist I enjoy creating work that emphasises self dis(re)covery. I explore one’s inner world through my work; I aim to show every side of the story in order to express it fully. I am fascinated by surrealism and I intend to make movies that cover the juxtaposition of reality and surreality. By bringing opposite poles together, I believe one’s inner chaos can be portrayed more accurately, which feels almost like poetry.
The story behind Cracks is derived from the idea of ‘one must dive in himself in order to be found’. The aim behind forming the story around one character and her alter egos is to portray self discovery.
I am enticed by layered characters and I greatly enjoy exploring new ways of expressing reality through individuality. I write and direct to portray the clash of various and highly dominant elements within the human being: thoughts, feelings, habits, memories and desires. This still can lead to a beautiful romantic story, as well as a long, challenging journey of one’s self discovery.
İlk yorum yapan siz olun