Elif Patan: Merhabalar Eda Hanım, bize biraz sanat hayatınızın nasıl başladığından bahseder misiniz?
Eda Sivri: Merhabalar Elif Hanım, küçük yaşlardan bu yana resme ilgi gösteren biriydim. Hocalarımın bu durumu farketmesiyle Güzel Sanatlar Lisesine giriş yaparak resim alanında kendimi geliştirmeye başladım. Ankara’da Gazi Üniversitesini kazandığımda ise resimlerle birlikte heykel de yapmaya başladım. Bu süreçte beni destekleyen ve gelişimimde etkili olan hocam Necmettin Yağçı’nın da katkısıyla sanat alanında hızlı bir ilerleme katettim.
Bir süredir dünyayı etkisi altına alan Covid-19, sanatı ve üretim sürecini de etkiledi. Sizin de bazı çalışmalarınızda Covid-19’dan etkilendiğinizi görüyoruz. Esinme süreci nasıl gerçekleşti?
Bir hastalığın dünyayı sararak insanlığı kısıtladığı bir döneme girdik. Alışık olduğumuz özgürlüğün kısıtlanması tüm sanatçılar gibi beni de etkiledi. Hem olumsuz hem de olumlu yönleriyle bir bütün olarak ele almaya çalıştığım pandemi döneminde benim de en çok dikkatimi çeken yüzlerimizin kapanmasına neden olan maskelerdi. Ancak özgürlüğü kısıtlanan ya da toplum içinde eriyen insanın da görünmeyen maskeleri var aslında. Almanya’dan gelen mülteciler ve virüsle alakalı resim üretme teklifiyle birlikte üretim sürecim pandemiye kaydı.
Almanya’da yakın bir zamanda çıkacak bir kitap çalışmasında resimleriniz yer alacak. Proje hakkında bilgi verir misiniz?
Almanya’dan benimle iletişim kurulduğunda, bir kitap için resim yapmam istendi. Kitabın konusu mülteciler, göç, pandemi ve virüstü. Burada yapılmak istenen duyarlı hareketin bir parçası olmak adına teklifi kabul ettim ve kitap için resimler yaptım. Bu konular üzerine düşünmek insanlığımın ve duyarlılığımın farklı bir yönünü keşfetmemi sağladı. Kitap çıktıktan sonra sergi yapılması yönünde bir projenin olduğunun da haberini vereyim.
Aile fotoğraflarından etkilenerek yaptığınız mini resim seriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hepimizin aile fotoğraf albümü vardır. Anılarla doludur ancak görünen bir yerde değil de bir sandık içinde gizli tutulur. Ben de ailemin sandığında gizli tuttuğu anıları aldım ve kendi üslubumla yorumladım. Anılarımı, sanatımla da ölümsüzleştirdim. O anılarda farklı, tarif edemediğim bir hissi yakaladım. O his, bana ilham verdi.
Çalışmalarınızın manifestosundan bahseder misiniz? “Çember” adlı çalışmanızın manifestosu nedir?
Resimlerimde yaşamın kendisinden besleniyorum. Gördüğüm, tutku duyduğum ya da eleştirdiğim her şey bir şekilde resimlerimde yer ediniyor. Ancak genel üslubumun eleştiri üzerine kurulu olduğunu söyleyebilirim. 13 yaşımdan bu yana insanları inceliyorum. Karakterlerini analiz etmeye çalışıyorum. Farklı karakterlere sahip pek çok insan tanıdım kimisine kızdım ama saygı duymayı öğrendim kimisiyle aynı tutkuyu paylaştım. Korkularımızın ve endişelerimizin kimi zaman altı çok boş oluyor. Toplum ve insan olarak biz de eksik olan şeyin eleştirisini yaptım. “Çember” adlı çalışmam bu noktada devreye giriyor. Aslında çalışmam insanın kendi olmaya çalışmasıyla alakalı. Var olan sistem içinde kendine yer edinmeye çalışan ya da eriyen bireyleriz. Kimilerimiz ise sistemin dışına çıkmayı başarmış ve o özgür alanın tadını çıkarıyor. Hepimiz o özgür ruha ulaşabiliriz, çizgilerin ötesine geçme cesaretimiz olsun yeter.
“A Midsummer Night’s Dream” isimli karma bir sergide yer alıyorsunuz. Sergi hakkında bilgi verir misiniz?
8 Ağustos – 18 Ağustos tarihleri arasında La Visione Art Gallery’de gerçekleşen karma sergiye davet edildim ve daveti kabul ettim. Sergide dört çalışmam yer alıyor. Bunlardan ikisi tuval üzerine yağlı boya diğer ikisi ise kağıt üzerine yapıldı. İnsanın ruh hallerinden etkilenerek yaptığım resimlerimin yanı sıra pandemi döneminde insandan bağımsız düşünülemeyen maskenin yaşamımızla bütünleşmesini konu olan “Covid-19” adlı çalışmam da yine galeride sergileniyor.
Gelecek çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yakın bir zamanda Gazete Sanat’ta online bir kişisel sergim olacak. Şu anda bu projenin hazırlığı içindeyim. Ekim ayı içerisinde Almanya’da bahsettiğim kitap yani “Söylemin Gölgesinde” çıkacak. 27 Ağustos – 31 Ağustos tarihleri arasında Bodrum’da gerçekleşecek “Mnemosyne” adlı karma sergide yer alacağım. Ayrıca ilerisi için kişisel bir sergi planı da içindeyim.
Eda Hanimi tebrik ediyorum. Basarilarinin devamini dilerim. Guzel ve anlamli resimlerinin devamini bekleriz. Allah yolunu acik etsin.
Çok güzel, takip edeceğim.
Edacığım yolun açık olsun tebrik ederim
Tebrikler edacığım başarılar