Edebiyat ödülleri tüm dünyada olduğu gibi bizde de uzun yıllardır süregelen ve gelenek halini halan bir etkinlikler bütünü. Romandan öyküye, şiirden denemeye hemen her dalda açılan bu ödüller seçici kurulların değerlendirmeleri neticesinde her sene bir veya birkaç esere veriliyor. Bu oldukça prestijli ve önemli bir olay. Rüştünü ispatlamış yazarların isimlerini alan bu ödüller edebiyatı diri tutmak, nitelikli eserlere işaret etmek açısından da önemli olsa gerek. Şimdi size Türkiye’deki birkaç edebiyat ödülünün isimlerini sıralayacağım ve bunların ortak noktalarını bulmanızı isteyeceğim: Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, Haldun Taner Öykü Ödülü, Metin Altıok Şiir Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı, Sait Faik Hikâye Armağanı, Yunus Nadi Ödülleri, Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri, Tanpınar Ödülleri, Cemal Süreya Şiir Ödülü… Bu liste uzar gider.
Edebiyatımızın birçok türde belkemiği olan bu yazarların isimleriyle edebiyat ödülleri verilmesi oldukça gerekli ve doğal bir durumdur. Edebiyatla içli dışlı olanlarımızın hemen hepsi bu saydığımız isimlerden bir ya da birkaçının eserlerini kendine yol arkadaşı bellemiştir, haklı olarak. Ama ortak noktayı bulabildik mi? Bu isimlerin hepsinin erkek olduğu çok açık. Pek çok kadın romancı, öykücü, şairimizin de olduğunu düşünürsek bu bir eksiklik değil midir? Gazeteci yazar Duygu Asena’nın hatırası adına verilen ‘’Duygu Asena Roman Ödülü’’nü saymazsak kaç kadın yazarımızın adını bu ödüllerde görürüz? Bir de Bursa Nilüfer Belediyesi’nin 2013’te başlattığı ‘’Yılın Yazarı’’ başlıklı öykü ödülü geçen sene Sevgi Soysal adıyla verilmişti. Bu yıl da Nezihe Meriç adıyla başlatıldı. Ama bu etkinlik de her sene farklı bir ismi konuk ediyor.
Burada söz konusu edebiyat ödüllerimizle ilgili bir tartışma açmadığımız bellidir. Asıl kast ettiğimiz şey sözgelimi neden bir ‘’Tomris Uyar Öykü Ödülü’’nün olmadığıdır. Dijital ortamda yaptığımız kabaca bir araştırma neticesinde buna değinen pek bir yazı da bulamadık. Biz burada bu konuya dikkat çekmek ve böyle bir edebiyat ödülü başlatabilecek otoritelere bu konuyu anımsatmak niyetindeyiz. Dar Zamanlar Üçlemesi ile erken dönem Cumhuriyet’ten günümüze kadar uzanan ve toplumsal durumlarımızı anlatan Adalet Ağaoğlu, ‘’Gamlı Prenses’’ gibi adlandırılmasının aksine inatçı, isyankâr, döneminin bohem kuşağıyla uzlaşmayan Tezer Özlü, Sait Faik Ödülü’ne layık görülen ilk kadın yazarımız Füruzan aklımıza gelen ilk isimler.
Peki dünyada durum nedir? Nobel Ödülleri, adını ünlü kimyager Alfred Nobel’den alır. Hugo Ödülü, öncü bir bilim kurgu dergisi olan Amazing Stories’in kurucusu Hugo Gernsback’ten gelir. Edgar Ödülü birçok şairi, yazarı etkilemiş olan Edgar Allen Poe ile alakalıdır. Bu örnekler de uzar gider, lakin burada da aynı durumu görürüz. 5 Ağustos 2019’da aramızdan ayrılan, ölümü henüz çok taze olan ve Nobel, Pulitzer gibi edebiyat ödüllerini kazanan Toni Morrison adına da bir edebiyat ödülü etkinliği açılabilir. Bir diğer istatistik de bugüne değin verilen 114 Nobel Edebiyat Ödülü’nün yalnızca 14 tanesinin kadın yazarlara layık görüldüğüdür.
Anlaşılan o ki bu iş dünyada da ülkemizde de benzer şekillerde ilerliyor. Bahsi geçen ödüllere adı verilen isimlerin hepsi sanatta, bilimde vs. büyük şahsiyetler, bu tartışmasız bir gerçek. Daha da önemlisi bu isimlerle verilen ödüller çok önemli bir edebiyat geleneğini temsil ediyor. Ancak bu ödüllerin yanına kadın yazarların isimleriyle verilen edebiyat ödüllerinin de eklenmesi oldukça elzemdir. Yapıtları ve fikirlerini referans alarak diyebiliriz ki saydığımız tüm bu değerli isimler de bunu talep ederler yahut da etmişlerdi…
Hazırlayan: Mert Bekçi
İlk yorum yapan siz olun