2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan onur derecesi ile mezun oldu. Mezuniyetini takip eden yıl, aynı üniversitenin “Erken Müzik Eğitimi” biriminde öğretmen olarak çalıştı. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de Prof. Ulrich Eichenauer’ın viyola sınıfında yüksek lisansı ile Konsi Bern’de öğretmenlik stajını tamamladı. Yüksek lisansı sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, “Orionio und Zarrautz” adlı müzik tiyatrosu, Strings of Birds Ensemble ve The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher WarrenGreen, Bruno Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verdi. The World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra, Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/orkestralarda ve Young Euro Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, Al Bustan Music Fest, The Turco-British Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık Müzik Festivali gibi etkinlik ve festival konserlerinde yer aldı. Halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile Sanatta Yeterlilik çalışmalarına devam etmekte olan, üyesi olduğu CRR Senfoni Orkestrası ve Orchestra Sion’un yanısıra, oda müziği grupları Trio Pax ve Trio Tını’yla konserlerini, Çağıl Kaya & Moda String Trio adı altında da caz çalışmalarını sürdüren, gazete ve dergilerde editörlük yapan ve Küflü Virgül isimli öykü kitabının yazarı olan başarılı isim Günsu Özkarar ile sanat hayatına dair bir söyleşi gerçekleştirdik.
Mine Alpan: Günsu Özkarar’ı okurlarımıza nasıl tanımlarsınız?
Günsu Özkarar: 33 yaşında hayatla kavgası bitmemiş, her yeni güne nasıl daha iyi bir insan olurum diye uyanan genç bir kadınım. Genç sayabilirim kendimi değil mi?
•Yeni ve ilk kitabınız olan “Küflü Virgül” adlı öykü kitabınızdan biraz bahseder misiniz?
Üç yıldır biriktirdiğim öykülerim bunlar. Biraz daha okurla buluşmasalar küfleneceklerdi artık. İçlerinde dergilerde yayınlananlar da var, Mario Levi ve Yeşim Cimcöz’le çalıştıklarım da… Yayınlamazsam öykülerde gizlenmiş kendi yaralarımı, eksiklerimi geride bırakamayacağımı düşündüm. Artık iyileşmem gerektiğini düşündüm ve üç yılın sonuna yeni öykülerimi de yazmak için küflü bir virgül koydum. Bu kararımda bana destek olan İkinci Adam Yayınları ve kapak resmini çizen arkadaşım Caniş Vardal’a minnettarım.
•Kitabınız kimlere hitap ediyor?
Bunu öngörmem çok zor. Herkes farklı bir tat alabilir. Ama çocuklara değil. Çocuklar için yazdığım ayrı yazılar var. Onun dili bambaşka.
•Sizi etkileyen kitaplar ve yazarlar hangileri?
O kadar çok var ki… Birini söylesem diğerinin hatrı kalır.
•Bir sonraki kitabınızın konusu için ne düşünüyorsunuz?
Konusunu söylemeyeyim, sürpriz olsun ama ismi Bulantı. Bir roman.
•Aynı zamanda viyola sanatçısı olduğunuzu biliyoruz ve bu sanat dalında da oldukça başarılısınız. İlerleyen süreçte bir albüm projesi düşünüyor musunuz?
Ben birçok müzisyenin albümünde yer aldım ama kendi bestelerim olmadığı için bir albüm projem yok.
•Performans sırasında yaptığınız bir ritüeliniz var mı?
Vardı. Viyola kutumun içinde ailemin fotoğrafı vardı. Hep ona bakardım sahneye çıkmadan.
•Eserlerini çalmaktan en çok keyif aldığınız isimler kimler?
Oldum olası Bach’ı sevdim.
•On parmağında on marifet olan birisi olarak bundan sonraki hedefleriniz neler?
Öncelikle çok teşekkür ederim bu güzel bakışınız için. Daha güzel yemekler yapmak istiyorum ve biraz füzyon mutfak öğrenmek. Bir de dün bir arkadaşım bana gitar çaldı. Gitar çalma isteği uyandı içimde.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz…
İlk yorum yapan siz olun