Zaman nedir ve ne anlam ifade eder yahut zamanın ilerleyişi nasıldır? Zamanla ilgili sorulabilecek o kadar çok soru ve bir o kadar da farklı yanıt bulunuyor. Fakat şunu çok iyi biliyoruz ki, zaman, herkes için aynı akışta, hızda ya da döngüsellikte değil. Herkes için farklı aktığı gibi farklı anlamlar da taşıyor. Bunu bilmemize rağmen sorgulamalarımız her gün artarak devam ediyor. Elbette ki çoğu zaman, yeni yanıtlar buluyoruz ama sonra da yeni sorgulamalar bu yanıtların ardından geliyor…
Juan Emar’ın Dün adlı romanı da zaman kavramını sorgulatan ve sorgulayan bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Roman yalnızca zaman kavramını sorgulamakla kalmayıp klasik anlatı yapılarını da sorgulayan bir üsluba sahip. Olay örgüsü ve tematik yapısı açısından çok katmanlı ve gerçeklikle hayal arasındaki ince çizgiyi bulanıklaştıran bir yapıda. Hem içeriğiyle hem de anlatım biçimiyle okurunu düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden bu etkileyici eseri, Zeynep Ergin’in çevirisiyle Ketebe Yayınları bizlerle buluşturuyor.
Dün, ana karakter olan anlatıcının, bir önceki gün yaşadıklarını anlatmasıyla başlıyor. Roman boyunca anlatıcı, eşiyle birlikte bir gün içinde art arda yaşadığı “absürt” olayları anımsayarak, bu yaşanan olayları detaylı bir şekilde bizlere aktarıyor. Anlatıcı ve eşinin günü, bir adamın giyotin idamıyla başlayıp, hayvanat bahçesindeki dişi aslanlarla, babunlarla, maymunlarla ve deve kuşuyla yaşadıkları absürt olaylar sonrasında, yeşil ve yeşilin tonlarıyla eserler üreten ressam arkadaşlarının yanına uğramalarıyla devam ediyor. Daha sonra meydandaki şişman adamı gözlemleyen anlatıcı, bu gözlemleri sırasında gözlemlerinden ziyade sorgulamalar yapar hale geliyor. Anlatıcı ve eşi, anlatıcının ailesinin konağına ziyarete gittiklerinde içsel sorgulamalar burada da devam ediyor. Hatta anlatıcının sorgulamaları, içtiği ıhlamurdan evine döndüğü ana kadar çeşitli noktalardan tetiklenerek devam ediyor. “Şu anda”ki kendini bulana kadar…
Dün, zaman kavramı üzerine derin bir sorgulamayı merkezine alan bir roman. Emar, zamanın akışının çizgisel bir hal olmaktan çıkararak, anıların ve olayların birbirine geçtiği, belirsiz bir zaman algısı sunuyor. Romanın adını taşıdığı “Dün” sözcüğü, sadece kronolojik bir geçmişten ziyade, anlatıcının zihinsel ve duygusal dünyasında tekrar tekrar geri döndüğü zamansal döngüye işaret ediyor. Bu dönüşler, geriye dönük bir hatırlama ya da hesaplaşma biçiminde ilerliyor.
Yaşananan olaylardaki belirsizlik, anlatıcının zihninde olduğu gibi bizlere de belirsiz geliyor. Romandaki hatıraların doğruluğu ya da olayların gerçekte yaşanıp yaşanmadığı bilgisinin bilinmezliğini de yazarın kasıtlı olarak yaptığını söylemek mümkün. Zamanın bu şekilde ele alınması, bir anlamda insanın yaşamı nasıl deneyimlediğine ve geçmişle olan ilişkisine dair farklı bir bakış açısı da sunuyor. Romanı sadece bir olay örgüsünden ziyade insanın bilinç akışının bir yansıması olarak da ele alabiliriz.
Romanın olayları, günlük yaşam ile fantastik öğelerin iç içe geçtiği bir atmosferde şekilleniyor. Örneğin; deve kuşu ve dişi aslan anı, hem gerçek bir olay gibi anlatılıyor hem de metaforik ve simgesel bir düzlemde işleniyor. Bu olaylar arasında belirgin bir neden-sonuç ilişkisi kurmak pek mümkün gözükmüyor. Çünkü Emar, olayların anlatımını zihinsel bir düş dünyasına taşıyor.
Gerçekliğin sürekli sorgulandığı bu roman, bizleri de karakterlerle aynı şekilde bir anlam arayışına sürüklüyor. Emar’ın ana karaktere yüklediği belirsizlik, anlatının kendi gerçekliğini de etkiliyor. Bu bakımdan da Dün için, okurun kendi düşünsel süreçlerine ve algılarına meydan okuyan bir metin olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekliğin bu belirsizliği, insan zihninin gerçeklikten nasıl uzaklaşabileceğini, anıların nasıl değişikliğe uğrayabileceğini ve hayal gücünün sınırlarının ne kadar geniş olabileceği üzerine düşündürtüyor.
Juan Emar’ın Dün romanı, klasik anlatı kalıplarını kırarak, bizlere zaman ve gerçeklik kavramları üzerine derin bir sorgulama imkânı sunuyor. Romanın yapısı ve temaları, modernist edebiyatın özelliklerini taşıyor. Zamanın döngüsel yapısı, olayların ve karakterlerin belirsizliği, okuru zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor. Roman, bireyin içsel çatışmalarını ve yaşamın anlamına dair sorgulamalarını derinleştiriyor. Dün, bir anlatı olmanın ötesinde, zamanın ve varoluşun karmaşıklığına dair derin bir keşif romanı.
Yazan: Sedanur Yoldaş
İlk yorum yapan siz olun