İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Murat Parasayar: Her oynadığım değişik rol beni zenginleştiriyor

1966 yılında Bursa’da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun olduktan sonra 1987 yılında mankenliğe başlayıp çok sayıda reklam filmi, katalog ve defile çalışmasında görev aldı. 1993 yılında yayınlanan “Barışta Savaşanlar” dizisindeki  rolüyle ekranlara adım atan ve oyunculuktaki başarısıyla dikkatleri üzerine çeken, ardından sayısız birçok film ve dizide rol alan başarılı model, sunucu ve aktör Murat Parasayar’la  gerçekleştirdiğimiz söyleşide oyunculuk hayatını, mesleğindeki değerleri ele aldık. Keyifli okumalar dileriz…

Mine Alpan: Modellikten oyunculuğa geçiş nasıl oldu?

Murat Parasayar : Mankenlik yaparken reklam filmlerinde oynamaya başladım. Bazıları çok dikkat çekiciydi. Sonra dizi teklifleri gelmeye başladı. Baştan, yapamayabilirim  diye düşünüp kabul etmedim, sonra TRT’den bir dizi teklifi geldi. 2. derece rol olunca cesaretle denemeye karar verdim, 3 bölümünde oynadım. Sonra benzer iki işte daha oynadım, modellikte de devam edip dikkatleri çekince 1992’de ilk başrol dizim “Barışta Savaşanlar da  rol aldım. ( Yerli Top Gun ) çok üst düzey bir işti. Devamında mankenlikle, oyunculuğu birlikte yürüttüm.

Başarıyla hayat verdiğiniz rollere nasıl hazırlanıyorsunuz?

-Öncelikle senaryo yada teksti ilk okuduğunda bir şeyler oluşmaya başlıyor kafanda. Ayrıca karakter detayları ortaya çıktıkça; kostüm, dönem, mekan şartları da sana yardımcı oluyor. Onun gibi düşünmeye başlıyorsun, yönetmende seni kafasındaki karakterle destekliyor, özellikle tiyatroda okuma provalarında kafandaki sorulara cevaplar buluyorsun. Sonrasında yapılan sahne provalarında karaktere can veriyorsun, rolü seversen bu süre kısalıyor ve çok heyecanlı bir şekilde karakter oyunda can buluyor. Diğer karakterle birlikte gelişiyorsun.

Oyunculuğunuzu nasıl tarif edersiniz?

-Keşfedildikçe büyüleyen tropical ada gibiyim ( Gülüyor )  yeni roller, yeni maceralar yaşatıyor bende. Kendimde yeni güzellikler, renklilikler keşfediyorum. Beni izleyenlerde bendeki bu renkleri farklılıkları görüp etkileniyorlar. Her oynadığım değişik rol beni zenginleştiriyor.

Birçok dizi ve film de  oynadınız, sizde etki bırakan bir rolünüz oldu mu?

-Özellikle “ Kurtlar Vadisi Pusu”  da canlandırdığım Sarp rolü bende ve izleyicide çok olumlu etkiler bıraktı. Acımasız, sert, güçlü, korkusuz, sportmen, hırslı bir işadamını oynadım. Fiziğime çok uygun olması avantajdı. Ayrıca spor geçmişimin de etkisi oldu. Sokaktaki tepkilerden, rolümün başarısını gördüğüm için çok mutluydum. Tiyatroda en son oynadığım “Binbir Gece Masalları”ndaki Kral Şehriyar rolü de sahnede beni çok etkiledi, duygu geçişleri harikaydı.

Size göre, yapımcılar nasıl bir seçicilikle  senaryoları seyirciyle buluşturuyor?

-Öncelikle o dönem ne ilgi çekiyorsa ona yöneliyorlar, reyting öncelikli onlar için. Bir dönem doğu dizileri, bazen tarihi dönem dizileri, yurtdışında tutmuş dizilerin uyarlanmaları. Bizdeki sıkıntı senaryoların uzadıkça konulardan kopup reyting peşinde olaylara yönelmeleri, bazen çok basitleşen konular, uzayan diziler görüyoruz.

-Oyunculukta, kamera karşısında olmakla tiyatro sahnesin de olmak arasında ki farkı kendi adınıza nasıl tanımlarsınız ?

-Ben, ilk kamera karşısında oyunculuğa başladım. Kısa sahneler ve bunların planları çekiliyordu. Tekrar şansım vardı, hedef o ve bir sonraki sahneye hazırlıktı, tiyatroya sonradan başladım. Tiyatroda okuma provasıyla başlıyorsun ezberden sonra ayağa kalkıyorsun, sahne trafiğine çalışıyorsun ve en az 1 aylık çalışma sonunda oyun ortaya çıkıyor. Seyirci karşısında baştan sona bir bütün halinde kesintisiz 1. perde 2. perde olarak canlandırıyorsun, yani tekrarı yok ve başlangıç ile sonunda bitiş. Canlı performans çok heyecanlı, çok keyifli. Ama bence oyunculuk sonuçta bir role hayat vermek. Dizi, tiyatro, reklam hepsinin ayrı bir cazibesi var. Ama tiyatro daha ağır basıyor.

Tiyatro oyuncusu olmak için çalışan yeni jenerasyona hangi önerilerde bulunursunuz ? Sizce onları nasıl bir yolculuk bekliyor?

-Öncelikle çok çalışsınlar, iyi dinlesinler. Çalıştıkları önemli oyunculardan faydalansınlar, disiplinli olsunlar, şımarmasınlar, kendilerini eksik oldukları konularda geliştirsinler. Zor bir yolculuk bekliyor yenileri. Çok oyuncu adayı var, aradan sıyrılmak için çaba şart, yaptıkları işi sevsinler ve bunu göstersinler. Mutlaka bir fırsat çıkacaktır, iyi değerlendirsinler.

Karakterinizin en belirgin özellikleri neler?

-Dürüstümdür. Düz karakterim, dolambaçlı işleri sevmem. Mükemmeliyetçi ve titiz biriyim. Doğru bildiğimin peşinden giderim. Haksızlığa dayanamam karşı gelirim, kendimde eksik gördüğüm şeyleri geliştirmek için araştırır ve çalışırım, güçlüden yana olmaktansa haklıdan yana olmayı tercih ederim. 

Gazete Sanat okurları için üç film ve üç kitap önerinizi bizlerle paylaşır mısınız ? 

Kitaplardan; İngilizce sevenler için, Michael Connelly tarafından yazılan  “The Lincoln Lawyer” bir avukatlık hikayesi, şu anda okuyorum.

Kişisel gelişim sevenler için,  Barış Muslu tarafından hazırlanan  “Neuro Format”  ve Jack Ensign Addington tarafından kaleme alınan “ % 100 Düşünce Gücü”.

Filmlerden; Yönetmenliğini Frank Darabont’tun gerçekleştirdiği “Yeşil Yol” ile yönetmenliğini  Todd Phillips’in gerçekleştirdiği “Joker”.

Bu güzel röportaj için değerli aktör Murat Parasayar’a teşekkür ediyoruz. 

Röportaj: Mine Alpan

2 Yorum

  1. Selin Pençe Selin Pençe 07/05/2020

    Severek takip ettiğimiz bir oyuncu Murat Bey. Gazetesanat’a ve söyleşiyi yapan Mine Hanım’a teşekkür ederiz.

  2. Mine Alpan Mine Alpan 09/05/2020

    Selin hanım ilginize çok teşekkür ediyorum. Gazete Sanat sitemizi takipte kalın, nice röportajlarda keyifli okumalar dilerim. Sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir