- Daha önce grup müziği de yapmış bir müzisyensiniz. Grup olmak ve solo devam etmek arasındaki farkların size göre avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Grup olarak müzik yapmanın yapılan müziğe olan katkısı kuşkusuz. Özellikle müzik üzerinde düşünürken farklı fikirlerin bir araya gelmesi işi çok farklı noktalara taşıyabiliyor. Fakat grup olmanın da zorlukları var. Herkesin aynı amaç doğrultusunda ilerleyebilmesi, grup içi iletişim ve müzikal bakışların ortak paydada buluşabilmesi çok önemli. Bunlar sağlanabildiğinde başarılı bir grup olabiliyorsunuz.
Bana göre solo devam etmenin güzel olan ve olmayan yanları var. Güzel yanları bazı kararların daha hızlı alınabilmesi ve kesişmeniz gereken bir ortak zevk kümesi şartının olmayışı. Güzel olmayan yanı ise yalnızsın işte… Zor değil mi yalnızlık? Yaratıcılık sürecinde tıkandığınız noktalar olabiliyor… Bunları aşmak da yine size kalıyor.
- Bu ara şarkılarınızı yayımlama periyodunuz daha sık ve daha etkinsiniz. Basında da yer alan haberleriniz dikkat çekiyor. Siz bu son döneminizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Artık hislerimi müziğimle daha rahat dışarıya vurabildiğim bir dönemin içerisine girdim diyebiliriz. Herhangi bir kaygı içerisinde olmadan, yalnızca içimden gelenleri çalıp söylüyorum. Bu hisleri benimle birlikte yaşayan, sahiplenen insanların olduğunu ve çoğalarak büyüdüğünü görmek de beni mutlu ve motive ediyor. Her yeni şarkıda, daha da yoğun duygular paylaşabilmek adına çalışmaya devam ediyorum.
- Sizi yakından tanıyanlar kendi müziğiniz dışında müzisyenlere katkılarınızı biliyor ki bunun en somut örneklerinden birisi İrfan Alış’la birlikte hala devam etmekte olan “OLTA” dayanışma projesi. Olta dayanışma nasıl başladı, proje ile ilgili gelecek planları neler bahsedebilir misiniz?
Peyk ve İrfan Alış ile 2015 yılından süre gelen bir dostluğumuz var. Hatta ortak çalışmalarımız neticesinde “Son mu” ve “Meydanlar” isimli iki şarkı da kaydedip yayınladık. Onlarla yolumun kesişmiş olması benim için büyük şans. Hepsi birbirinden kıymetli insanlar ve aynı zamanda çok iyi müzisyenler.
Sevgili İrfan Alış ile yaptığımız sohbetlerde “müzisyenlerin birbirlerini destekleyebileceği kolektif yapı oluşturabilmek” üzerine fikrini paylaşırdı. Bir gün beni arayıp, bu fikrini artık hayata geçirmek istediğini paylaştı. “Umut denizine atılmış bir olta” mottosu ile yola çıkıldı. Ben ve birbirinden kıymetli müzisyen arkadaşlarımın da bu fikri sahiplenmesi ve çalışmalara başlaması ile “Olta Dayanışma”nın temelini atan “Olta-1” albümü 2020 yılı Ağustos ayında yayımlandı.
İlk albümün ardından sırası ile; Olta-2, Olta-3, Olta-4, Olta-5, Olta-6 Hafıza, Türküler Yetişti İmdada, 8 Beliz, 9 Rota albümleri yayınlandı. Özetle toplamda 9 albüm ve 111 şarkı, 14 aylık bir süreçte yayına girmiş oldu. Bu albümlerden elde edilen gelirler de, ihtiyaç sahibi müzik emekçisi arkadaşlarımız ile paylaşıldı. Ufak da olsa çorbada tuzumuzun olabildiğini görmek inandığımız ve içerisinde yer aldığımız fikrin doğruluğunu bir kez daha hissettirdi bizlere…
Değerli müzisyen arkadaşlarımız, farklı konularda gönüllü olarak destek veren dostlarımız ve kıymetli dinleyicilerimiz sayesinde “Olta Dayanışma” 10.albüme kadar geldi. İstikrarlı bir şekilde yoluna devam ediyor ve her geçen gün yeni müzisyen arkadaşlarımız kolektif yapıya dahil oluyor.
Olta-10 ve Olta-11 albümleri ile ilgili çalışmalar devam ediyor…
“Olta Dayanışma” sosyal medya hesaplarından tüm güncel gelişmeleri takip edebilirsiniz. Dayanışma içerisinde yer almak ve şarkıları ile destek vermek isteyen müzisyen dostlarımız oltadayanisma@gmail.com mail adresi üzerinden iletişime geçebilirler…
- Siz aynı zamanda mühendissiniz ve bu alanda çalıştığınız bir işiniz var. Ülkemizde bu duruma çok sık rastlar olduk. Türkiye ve şartları müzisyenlerin başka eğitim alanlarına ve meslek edinmesini zorunlu kılıyor gibi de bir izlenimimiz var. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyiz? Mühendis müzisyen Barış Çapkın’ın yapabildikleri, imkanları ve şu anki konumu sizce sadece müzisyen olan Barış Çapkın’da da olur muydu?
Tamamen nasıl mutlu olacağınızı anlamanız ve tercihleriniz ile ilgili… Herkesin bu konuya bakışı farklı olabilir. Ben çok yönlü olmayı seviyorum. Başarı elde etmenin verdiği hisler ile mutlu olabilen biriyim. Kendimi zorlamayı seviyorum. Dolayısı ile hem mühendislik hem de müzik alanında hedef belirlediğim noktalar için çalışmaya devam ediyorum. Beni öldürmeyen şey güçlendiriyor yani özetle…
“Sadece müzisyen olan Barış Çapkın’da daha da iyi imkanlar olurdu” diye düşünmüyor değilim… Ama tabi bu işin duygusal tarafı. Reel düşündüğümüzde doğru yerde ve doğru zaman içerisinde bulunduğumu düşünüyorum.
- Klip senaryolarınızdan albüm kapağınıza kadar çok farklı ve detaylı bir çalışmanın yapıldığı özenini hissedebiliyoruz; belli ki Barış Çapkın’ın çalışmalarının mutfağı da kalabalık. Çalışma ekibinizden bahsedebilir misiniz?
Farklılık peşinde koşan, klişelerin peşinde yürümeyen ve başarı odaklı insanları işin içerisine dahil etmeyi seviyorum. Rahat çalışabildiğim ve birbirimizi iyi anladığımız insanlardan bahsediyorum. Ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelip, tüm enerji ve inancımız ile samimi ve kaliteli işler ortaya koymaya çalışıyoruz.
Şarkılarımın söz ve müzikleri bana ait. Kayıt, düzenleme ve mix işlemleri yine benim tarafımdan evdeki stüdyomda yapılıyor.
Mastering işlemi Selim Sayarı’ya emanet. İşine çok hakim ve saygıdeğer birisidir. Son dokunuşu yapar ve şarkı yayınlanmaya hazır hale gelir. Ayrıca fikirlerine de çok güvenirim.
Kliplerimin senaryoları eşim Ayşe Çapkın tarafından yazılıyor. Aynı zamanda stil danışmanlığımı da yapıyor. Ayrıca yeni şarkı demolarını da ilk dinleyen ve yorumlayan kişi olur kendisi 🙂 Hemen hemen her konuda süreçlere dahildir ve desteği benim için çok çok kıymetlidir. Bu açıdan da çok şanslı olduğumu söyleyebilirim.
Klip yönetmenim Yunus Sönmezay (Tünel Kolektif). Kendisi aynı zamanda müzisyen olduğu için birçok konuda aynı pencereden bakabiliyoruz. Aşırı çalışkan ve titiz bir arkadaşımdır…
Albüm kapakları Tahir Keskin tarafından çiziliyor. Gerek kişiliği gerekse işine olan özverisi ve yeteneği ile çalışmaktan memnun olduğum bir arkadaşım. Şarkının hissiyatına ve içeriğine uygun kapakların olması konusunda özen gösteriyoruz.
Dijital dağıtım ve PR çalışmalarımı “OnAir Sahne” üstlenmiş durumda. Büyük bir aile ve bu ailenin bir parçası olmaktan keyif aldığımı söyleyebilirim. Müzisyen çıkarlarını ön planda tutarak ve aynı zamanda müzisyeni bağımsız kılarak sağlamış oldukları katkılar paha biçilemez. Beyza Uzüğüten Cumbul ve Burak Demirsaran’a da buradan teşekkürlerimi iletiyorum.
Beyza Uzüğüten Cumbul aynı zamanda tüm stratejik planlamalarımızı yaptığımız ve her yeni şarkıyı nasıl daha yukarıya taşırız konusunda kafa kafaya verdiğimiz değerli bir insan, değerli bir dost. İşin beyin takımında yani. Sektördeki tecrübesi ile sağladığı katkı tartışmasız. Özellikle ORGANİK dinleyici kitlesine ulaşmak adına çok kafa patlatıyoruz kendisiyle ve görüyoruz ki doğru kararlar ve ekip bilinci ile her yeni şarkıda biraz daha ileriye gidiyoruz…
Aslı Atasoy bu ekibin çok önemli yapı taşlarından. Ulusal PR konuları ile kendisi ilgileniyor. Birlikte çalışmaya başladığımız günden bu yana samimiyetle ve yaptığımız işlere olan inancı ile bu büyük ailenin bir parçası. Entelektüel kişiliği ve sektördeki tecrübesi ile bizi daha fazla kişiye ulaştırmak adına çok efor sarf ediyor.
Büyük bir aileyiz. Herkes alanında profesyonel ve en önemlisi herkes bir inanç etrafında toplanmış durumda. Kişisel çıkarlardan ziyade ortak bir amaç doğrultusunda hareket edebilmek ve inanmak yaptığımız işleri samimi ve doğal kılıyor. Yapmacıklığı sevmiyoruz. Neysek oyuz…
- NTV kültür – sanat programı Gece ve Gündüz’de yayınlanan röportajınızda çalışma ortamınıza da kısaca değinmiştiniz. Stüdyonuzdan ve çalışma ortamınızdan ve dahi şarkıları hazırlama sürecinizden de bahsedebilir misiniz?
Evimin çatı katını stüdyoya çevirdim. Kontrol odasına ilave olarak küçük bir kayıt odam var. Bu stüdyo ortamımı mevcut haline getirmek 7-8 yılımı aldı. Bu süreç içerisinde yeni ekipmanlar edinerek ve mevcutları daha üst seviyeye çekerek günümüzde dinlediğiniz kayıtları çıkarabilir hale geldim. Aynı zamanda kayıt teknikleri konusunda da edindiğim kitaplar aracılığıyla kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Mühendis olmamın da etkisi büyük tabii. Bir işin mantığını anlamak ve yorum katabilmek için sürekli araştırma içerisinde olmak gerekiyor.
İşin teknik tarafı sonsuz bir boşluk… Sürekli öğrenecek şeyler bulabiliyorsunuz kendinize. Şarkı yazmanın yanında bu teknik konularda da yeni şeyler öğrenmek ve denemek de büyük haz veriyor. Şarkılarımı kendim kaydedip, mixliyorum. Çünkü kayıt aşamasında, şarkıların en son halinin nasıl duyulması gerektiği ile ilgili bir fikrim oluyor her zaman. Tercihlerimi şu an için kendi yaptığım mixlerde daha iyi yansıtabildiğimi düşünüyorum. İlerleyen dönemlerde ne olur nasıl ilerler bilmiyorum. Ama şu an için bu şekilde…
Normalde çok sosyal bir insanımdır. İnsan ilişkilerim kuvvetli ve iletişimim güçlüdür. Fakat şarkı yazdığım dönemlerde kendimi sosyal ortamlardan soyutluyorum ve yalnız olmayı tercih ediyorum. Bu yazdığım şarkıya daha odaklı olmamı sağlıyor. Şarkı yazımı ve tüm kayıtları tamamladıktan sonra da tekrar dışa açıyorum kendimi.
Herkesin anlayabileceği dilden sözlerle duygularımı aktarmaya çalışıyorum. Bunun beni daha açık ve samimi yansıttığını düşünüyorum. Anlatmak istediğimi mümkün olduğunca açık ve lafı dolandırmadan anlatmak her kesimden insana hitap etmemi sağlıyor. Müzik herkes için…
Yazdığım şarkı, yaptığım kayıt önce beni heyecanlandırmalı. Bir başka sanatçının yaptığı şarkıyı formülize edip kullanmak ve yeni şarkılar türetmek bana göre değil. Bunun çok örneğini görüyoruz ki bu beni mutlu etmez. Kendim olmak istiyorsam içimden gelenleri çalıp söylemeliyim diye düşünüyorum.
Bir şarkı yazarken ya da herhangi bir bölümünü kaydederken odanın içinde kalkıp dolaşmaya başlamışsam doğru yoldayımdır. Geriye yalnızca o şarkıyı hayata geçirmek kalıyor.
Bu yalnızca şarkı için geçerli değil klip ve albüm kapağı için de geçerli olan bir durum. Kendi yoluma bakıyorum ve bu yolda nasıl daha özgün olurum konularına kafa yoruyorum. Başkalarını taklit etmek bana göre değil.
Desteğe ihtiyacı olan birçok müzisyen arkadaşıma da prodüksiyon desteği veriyorum. Şarkı yazımında ve kayıt süreçleri konularında gerekli desteği verip ortaya kaliteli bir iş çıkarmalarına katkı sağlıyorum. Asıl amaç onları motive etmek ve yeni şarkı üretmelerinin önünü açabilmek. Tabii buradaki ilk kıstasımız hiç bir zaman maddiyat değil. Bir şarkı ile ilgili prodüksiyon sürecini yöneteceksem o şarkının ilk önce beni heyecanlandırması gerekli. Yoksa vaktimi harcamıyorum.
- Yeni projelerinizi de öğrenerek bu güzel sohbetimizi bitiriyoruz. Dinleyenlerinize ve bu sohbetimizi okuyanlara son bir mesajınız var mıdır?
Yeni şarkıların kayıtları tamamlanmak üzere. Elimizde her zaman bir adım sonrasının planı ve içeriği mevcut olacak şekilde ilerliyoruz. Güzel haberler ve içerikler var yakın zamanda paylaşacağımız. Üretmeye ve duygularımızı paylaşmaya devam edeceğiz. Umuyorum ki zamanla daha büyük kitlelere de ulaşacağız…
Beni takip eden, şarkılarımı dinleyen tüm arkadaşlarıma sevgilerimi iletiyorum…

İlk yorum yapan siz olun