İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Osmanlı’da Sanat

Osmanlı tarihi, üç kıtaya yayılmış ve yüzyıllar boyunca var olmuş bir imparatorluğun büyük coğrafyasında yaşayan farklı inançlara sahip milletlerin kadersel ve yaşamsal birlikteliğidir. Farklılıklarla dolu ve birbirinden bağımsız bunca yaşam eşiğine beşiklik yapmış bir imparatorluğun sanata olan etkilerini  “Osmanlı’ da Sanat” başlığı ile bu hafta sizler için yazıyorum.

Osmanlı’ da gelişen sanat dalları; mimari, edebiyat, minyatür, musiki, tezhip, çinicilik, hattatlık,  cam, seyirlik oyunlar ve tiyatrodur. Zanaat dalları ise; dokuma,  halı, cilt, maden ve ahşap işleridir. 16. yüzyıl ile birlikte lale,  gül, sümbül, bahar temaları, çiçek desenleri   Osmanlı sanatının ana teması olmuştur. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise bu motiflerle birlikte sonsuzluk anlayışının eserler aracılığıyla aktarılmak istenmesidir. Kendinden kendini tekrarlayan dal kıvrımları ve madalyonlar içinde sonsuzluk temasını barındırmaktadır.

Osmanlı sanatının en belirgin özelliği, saraya bağlı sanatçılar tarafından tezhipten madene, çiniden seramiğe, kumaştan halıya kadar tüm eserlerde sağlanmış olan desen birliğidir. Osmanlı eserlerinde süsleme motifleri ise çiçekler, rumi kıvrımları, geometrik kompozisyonlar ve çin bulutu motifleridir.

Kanuni Sultan Süleyman’ın nakkaş başının “Sazyolu” denilen yeni bir üslup  geliştirmesi ile sivri uçlu iri kıvrık yapraklar, kuşlar ve efsanevî yaratıklar sanat eserlerinde görülmeye başlanmıştır.

Duraklama sonrası Lale Devri olarak adlandırılan dönemde “Türk Rokokosu”  olarak adlandırılan üslup yaygınlaşmıştır. Avrupa etkisinde kalınarak Türk üslûbuna uyarlanan barok, rokoko gibi Avrupa mimari sanatının etkilerinin Osmanlı’da izlerine rastlanmasına sebep olmuştur. İstanbul’daki Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız sarayları bu tarz yapılardır.Osmanlılar’ın yetiştirdiği en ünlü mimar sanatçılar ise Mimar Sinan, Mehmet Ağa, Mimar Davut, Dalgıç Ahmet Ağa’dır. En çok gelişen, yapı sanatı olmuştur. Camiler, saraylar, sebiller, çeşmeler dönemin en güzel örnekleri arasında yer alır. 

Çiçek motifleri, renk tonlamaları, meyve  dolu tabaklar, manzara resimleri, Sanatçı Levnî’nin eserlerinde gördüğümüz eğlence ve yaşam biçimini yansıtan  sahneler dönemin sevilen temalarıdır.

Avrupa yaşamına ilginin artması ile Avrupa sanatının etkileri artmaya başlamıştır. Osmanlı sanatında yine bu dönem itibari ile istiridye  kabukları, bereket boynuzları mimariden küçük sanatlara kadar tüm sanat  dallarında yer almaya başlamıştır.

Matrakçı Nasuh ve Nakkaş Osman, dönemin en önemli nakkaşlarından yani minyatür sanatçılarındandır. Hat sanatında ise Şeyh Hamdullah, Ahmet Karahisarî ve Hafız ise dönemin hattat sanatçılarıdır.

Yazıma son vermeden önce belirtmek isterim ki, Osmanlı sanatında İslâm sanatının Tevhid düşüncesi etkendir. Yaratıcının varlığı yani tekliği ilkesi dönemin sanat anlayışını en belirleyici unsurlar arasında yer alır. O çağda çöküntü halindeki Bizans sanatının yanı sıra İran sanatından da etkilenen Osmanlı sanatı, kendine has bir üslup oluşturarak sanat tarihinde kendi özgünlüğünü korumayı başarmıştır. 

Yazan: Tülay Çağlar Kadı

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir