İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Psikoloji Literatüründe Mitlerin Yeri: İkarus’un Uçuşu ve Düşüşü

Mitoloji insanlığın geçmişten bugüne geçirdiği gelişimin aşamalarını ve düşünme atılımlarını gösteren önemli bilgi kaynaklarından biridir. Mitoloji, insanın evrensel bilinç ile iletişime geçme isteğinden beslenir ve neden, nasıl gibi sorulara yanıt arar. İnsan, var oluşundan itibaren hep arayış içinde olmuştur. Soru sormuş, gerekli cevapları kendisine sağlayacak verilere ihtiyaç duymuş ve hayal gücünün eseri olan bu cevap ve verilere inanma eğiliminde olmuştur. Başta düşünen ve bir anlam arayan insanın ürünü olan mitler, zaman ve mekan sınırlarını aşarak evrensel boyut kazanmışlardır.

Psikolojinin bir bilim dalı olarak var olmasından önce mitler vasıtasıyla insanların doğasına, içtepilerine, yaşam dinamiklerine ışık tutulduğunu söylemek mümkündür. Mitoloji ve psikoloji arasındaki bu anlambilimsel ortaklık psikoloji terminolojisinde mitsel ögelerin kullanılmasını mümkün kılmıştır. Mitolojik öğeler, semboller insanın varoluşsal oluşumuna ışık tuttukları ve anlatım kolaylığı sağladıkları için psikoloji alanında kullanılmıştır. Bu noktada psikoloji literatüründe geniş bir kullanım alanına sahip olan mitsel ögeler, psikomitolojinin temelini teşkil etmektedir. Psikomitoloji, insanın kendi bilgisi olan psikolojiyi, masalların ve mitlerin unsurlarını kullanarak aktarma yöntemi olarak tanımlanabilir.

Pieter Brueghel, İkarus’un Düşüşü Sırasında Bir Manzara, 1558

Bu psikomitolojik terimlerden yalnız birinin öznesi olan İkarus, Yunan mitolojisinde kral soyundan gelme olduğu düşünülen heykeltıraş, mimar ve mekanik araçlar yapan Daidalos isimli Giritli bir zanaatkârın oğludur.

İkarus ve Daidalos’un talihsiz serüveni Daidalos’un, Girit kralı Minos’un eşi Pasiphae’ye bir boğa ile çiftleşebilmesi için bir düzenek yapmasıyla başlar. Kral Minos, eşinin yaşadığı bu sapık ilişkiyi ve bu ilişki sonucu doğan Minotaur’u (yarı insan yarı boğa yaratık) gizlemek ister. Minotaur’un hapsedileceği yer olan Labyrinthos’un yapımını da yine Daidalos üstlenir. Labyrinthos içinden hiç kimsenin çıkamayacağı şekilde karmaşık bir yapıdır ve Minatour bu labirentin merkezine hapsedilir.

Theseus’un Minotaur’u öldürmek için gelişi ve Minos’un kızı Ariadne’nin labirente kolayca girip yolunu kaybetmeden Minotaur’u öldürebilmesi için Theseus’a bir ip yumağı verişi ile olaylar gelişir. Minotaur Theseus tarafından öldürülür. Bunu sineye çekemeyen Minos, labirenti inşa eden Daidalos’u sorumlu tutarak oğlu İkarus ile birlikte onları o labirente hapseder.

Daidalos uzun uğraşlarına rağmen oradan kaçmanın bir yolunu bir türlü bulamaz. Burada geçirdikleri uzun bir süre sonunda Daidalos’un aklına bal mumu ve tüylerden kanatlar yaparak havalanmak ve labirentten kaçmak fikri gelir. Bu fikri başarılı bir şekilde hayata geçiren Daidalos ile oğlu İkarus nihayet havalanarak labirentten kaçarlar.

“Dedi ki: Minos bana karayı da,  
Denizi de yasaklayabilir, gökyüzü açıktır oysa.  
Oradan giderim; orası bağlı değil Minos’a, dünya gibi,  
Bilinmez bir sanata vermiş kendini,
Yardım  dilemiş doğadan, kuş tüylerini dizmiş yan yana.  
Uçlarını balmumuyla birleştirdi kanatların,  
Bağladıktan sonra eğdi yavaştan uçlarını,  
Bir kuş kanadına döndürdü.”

Dönüşümler 8. Kitap, Ovidius

Orazio Riminaldi, Daidalos ve İkarus, 1625

“Usta kişi iki kanadı takmış, başlamış sallamaya havada,
Oğluna da öyle kanatlar takmış
Gökle yer  arasında orta yolda git,
Tut sözümü lcarus, demiş.  
Sapma orta yoldan, ağırlaştırır kanatları sular inersen alçaklara
Güneş yakar yükselirsen.  
Belli bir bölgede uç, ne Bootis’e, ne Helis’e,  
Ne de yalın kılıçlı Orion’a bak.  
Ardımdan gel.”

Dönüşümler 8. Kitap, Ovidius

Daidalos, İkarus’a uçarken çok alçalırsa deniz köpüğünün tüyleri ıslatarak ağırlaştıracağını, çok yükselirse de güneşin tüyleri birbirine bağlayan bal mumunu eriteceğini söyleyerek onu uyarır. İkarus bu uyarılara rağmen uçmanın cazibesi, başarısından duyduğu gurur, özgürlük sarhoşluğu ve doğayı yenme arzusu ile yükseldikçe yükselir. Güneşe fazlasıyla yakınlaşan İkarus güneş tanrısı Helios’un gazabından nasibini alır ve o balmumu kanatlar eridiğinde İkarus denize düşer, boğularak ölür.

“Atak uçuşuyla sevince kapılan Icarus,  
Bıraktı kılavuzunu tutuştu gökleri aşmak  
Daha yükselmek isteğiyle.
Güneş yumuşattı  kanatların bağlarını, eridi mumlar,  
lcarus salladı çıplak omuzlarını,
Onu tutan kanatlar yok, artık duramazdı havada daha,  
Babasının adını çığırırken dolmuş ağzına mavi sular
Sürüklenmiş adıyla anılan yere.”

Dönüşümler 8. Kitap, Ovidius
Herbert James Draper, İkarus İçin Ağıt, 1898

Talihsiz İkarus’un bu hazin öyküsü psikolojide bir kişinin doyumsuz hırsına ve her şeyde aşırılığa ulaşma ihtiyacına odaklanan bir kavram olan “İkarus Kompleksi” ile karşılık bulur. En basit haliyle kibir olarak tanımlanabilecek bu kompleks, yukarıda bahsettiğimiz klasik trajedide kahramanın düşüşüne yol açan yegane unsurdur. Psikanaliz ve kişilik teorisinde ilk kez Henry A. Murray tarafından aşırı hırslı karakterleri tanımlamak için kullanılan bu terim, ruhsal hırsın kişilik sınırlarını aşarak bir tepkiye yol açtığı kişileri ifade eder. İkarus’un düşüşü, ılımlı olmanın kıymetini anlatmak ve insanları anlık tatmin arayışına karşı ikaz etmek için didaktik bir masal haline gelir. İkarus Kompleksi kavramı, idealize edilmiş hedef ile gerçeklik arasındaki uçurumun büyümesi durumunda çabanın başarısızlıkla sonuçlanma olasılığının kuvvetli olduğunu ortaya koyar. İkarus, tutkuların esiri olmamak ve becerilerini rasyonaliteye uygun bir biçimde kullanabilmek, orta yoldan gitmek konularında insanlara yol gösteren bir mitolojik kahramandır.

İkarus’un uçuşu, kimseden yardım almaksızın, kendi çabasıyla iş görebilmek ya da yaşamını kendi kazanmaya başlamak, işini herhangi bir destek olmaksızın yapmak, yürütmek gibi anlamlara gelen “kendi kanatlarıyla uçmak” deyimine esin kaynağı olmanın yanında, kişinin yasak olana ve izin verilmeyene karşı duyacağı olası bir çekimi de ifade eder.

***En üstteki görsel Jacop Peter Gowy, İkarus’un Uçuşu, 1635-37

Referanslar:
Donna Rosenberg, Dünya Mitolojisi - Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2000
Publius Ovidius Naso, Dönüşümler I-XV, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2019
Emet GÜREL, Canan MUTER, "Psikomitolojik Terimler: Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması", Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017 

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir