İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ressam Oya Başaran Çıkın ile sanat yaşamı üzerine söyleşi

Oya hanım merhabalar,  sanat hayatınıza baktığımda istikrarlı bir ilerleyiş görüyorum. Ayrıca pek çok eğitimde almışsınız. Siz de her sanatçı gibi çok erken yaşlardan sanata ilgi duyarak mı bu yolculuğun ilk adımlarını attınız?

Evet! Sanata Çocukluğumdan beri merakım vardı. Büyük ablam Gülden Ercins Tatbiki Güzel Sanatlar’da okurken ben onun sanat tarihi kitaplarını karıştırır ve okurdum. Resim sanatına karşı ilgim her zaman oldu. Sokakta boş bulduğum duvarlara her fırsatta renkli tebeşirlerle resim yapardım. Bu benim kendimi ifade etme ve özgür kılma şeklimdi.

Mustafa Pilevneli ve Ergin İnan gibi sanatın önde gelen isimlerinin atölyelerinde çalıştığınızı biliyorum. Merak ediyorum söz konusu iki atölyenin size neleri kazandırdığını?

Şunu diyebilirim ki Mustafa Pilevneli hocamın emeklerini ve bana katmış olduğu eğitimi, bilgiyi asla yadsıyamam. Bu mesleğe başladığım ilk günden itibaren, resime nasıl bakılması gerektiğini, ışığı ve gölgeyi, derinliği ve sanata ait tüm akımları, derslerimizde yaşarak ve hissederek öğrendik. Mustafa Pilevneli’nin öğrencisi olmak bence bir ayrıcalıktır.

2002 yılında ilk kişisel serginizi Barış Manço Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiniz. Nasıl bir deneyimdi?

Herşeyin ilki nasıl bir heyecan katıyorsa insan hayatına, ilk kişisel sergim de bana çok heyecan ve bir o kadar da deneyim kazandırmıştı.

Kişisel serginizin ardından 2002 ile 2021 arasında bir boşluk görüyorum. Ardından 2021’de yeniden sizi pek çok farklı sergide görüyoruz. Bu boşluğun sebebi nedir? Hayatınızda farklı yoğunluklar mı oluştu yoksa sanatsal bir keşifte miydiniz?

Kendimi bulma sürem neredeyse 20 seneyi buldu. Bu kadar zaman içinde bende boş durmadım tabi kendimi sanat alanında beslemeye çalıştım. Dünya da görmek istediğim yerleri görmek de diyebiliriz buna… Bu zaman zarfında evlendim ve şimdi 8 yaşında bir de kızım var.

Merak ettiğim bir başka konu bir eserin oluşum süreci. Sizi neler besliyor? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Bir eseri oluşturma aşamasına gelmeden önce hangi malzemeleri kullanmam gerektiğini düşünüyorum. Bu malzemeler doğrultusunda yeni teknikler keşfediyorum . Bu bulmuş olduğum keşif beni asıl ortaya çıkarmak istediğim resime doğru bir yolculuğa çıkarıyor. İşte o zaman ben istediğim resmi yapmış oluyorum. Resimlerimde çoğunlukla hayvan figürleri kullanıyorum. Bunun tek sebebi estetik ve görsel açıdan gözü doyurması, adete lezzetli bir görsel şölen tadında renkçilik sunmasıdır.

Bunun yanı sıra özgürlüğüne düşkün biri olduğum için, özgürlük demek bende hep denizi ve tekne hayatını aklıma getirmiştir. Bundan ötürüdür ki tekne ve yelkenli resimlerimi de geometrik soyutlama anlatmaya çalışıyorum.

Çalışmalarınız manifestosundan da bahseder misiniz?

Süprematizm (Geometrik Soyutlama) akımı diyebiliriz. Doğadan esinlenerek varolmuş olanı kendi uyarlamamla yeniden bir boyut kazandırarak bir bütüne ulaşmak.

İnsanlığın varolduğu zamandan itibaren sanat hep vardı. Bu bir resim olarak karşımıza çıktı ya da bir heykel olarak… İnsanoğlu hep kendini sanatla ifade etmek istedi. Bu güne kadar da böyle gelişti. Evet sanat, sanatçının kendini ifade etme şekliydi. Ancak bir sanatçı kendi duygu ve düşüncelerini yalın olarak anlatabilirse, kendini doğru şekilde ifade edebilir. Ben de bu yolu seçtim. Yalın olmak ve mümkün olduğu kadar sadelikten yana olmayı temel ilke edinmek.

Resimlerimde geometrik semboller kullanıyorum. Bu semboller ile oluşturmak istediğim resmi ortaya çıkarıyorum. Bu akıma ‘ Geometrik Soyutlama’ Süprematizm denebilir. Bu akım Kasimir Malevichn’in bir kısım çalışmalarına verdiği isimdir. Süprematizm, Duyguların yalın renkler kullanılarak geometrik sembollerle ifadesidir. Kullanmış olduğum geometrik sembolleri farklı materyallerden oluşturuyorum. Bu materyaller bazen bir keçe, kalem, mukavva, gazete ya da dergi kağıdı olabiliyor. Bir devamlılık sağlamak içinde kendime en yakın olduğunu bildiğim suluboya tekniğini kullanarak resimlerimde bir bütün oluşturmak istiyorum. Resimlerimde genelde hayvan figürleri kullanıyorum. Bunun sebebi ilk olarak görsel anlamda renklerinin beni cezbetmesi. Doğaya bağlı birisi olarak sonsuz bir şekilde faydalanmak beni mutlu ediyor. Bir o kadar özgür ruhumu tatmin etmek içinse rüzgara yelken açan ve dalgalarla mücadele eden bir tekneyi de resmetmekten mutluluk duyuyorum.

Profesyonel anlamda Marmara üni. Tatbiki Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünü 93 senesinde kazandığım zaman sanat, benim hayatıma tam anlamıyla girmiş oldu. Çocukluğumdan beri süregelen resime olan yatkınlığım ve sevgim artık resmiyet kazanmış ve kendimi özgür olarak ifade etme imkanı bulmuştum. 93 senesinden bu zamana kadar bir çok Ressam üstadımla tanışma ve çalışma imkanına sahip oldum. Onların resim alanındaki bilgi ve birikimleri ile kendimi geliştirdim. Bu gelişimde, resim hayatımda olduğu müddetçe asla bitmeyecek.

Ulu önder Atatürk’ün dediği gibi ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.’  Sanatın ve sanatçının kendini özgür hissettiği nice güzel günlere.

Son olarak okuyucularımız sizin yeni bir projede görecek mi? Yakın tarihli bir sergi planınız var mı?

Evet ! 25- 28 Kasım tarihleri arasında Selanik’de ART_ THESSALONIKI’de bir sergimiz olucak . https://art-thessaloniki.helexpo.gr/en . Bu güzel ropörtaj için çok teşekkür ederim. Sanatla dolu bir sene olması dileğiyle Sevgiler.

***

E mail : oyabasaran@gmail.com    oya_cikin@icloud.com

instagram https://www.instagram.com/moonart1819

***

*

*

*

*

*

*

*

*

*

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir