Değerli ve başarılı bir oyuncu olan Sevtap Çapan’la güzel bir söyleyişi gerçekleştirdik. Yaşamı, tiyatroyu ve sanatı konuştuk. Hayatını işine adamış mütevazı, sevecen bir oyuncu kendisi. Onu; Kuşatma Altında Aşk, Türk Usulü, Gelinlik Kız, Kara Melek, Mühürlü Güller, Zeytin Dalı, Affet Beni, Evimin Erkeği, Çılgın Dostlar ve Kalbim Seni Seçti gibi sinema ve televizyon filmleri ile dizilerinden tanıyorsunuz. Aynı zamanda 1994 yılından beri birçok tiyatro oyununda rol almış bir isim. Şuan da sergilenen “Bankta İki Kişi” ve “Günışığına Mektup” adlı tiyatro oyunlarındaki performansıyla da seyircisiyle çoğu zaman interaktif bir iletişim kuran oyuncu.
Kendinizi bize tanır mısınız?
İstanbul doğumluyum. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin ilk öğrencilerindenim. 4 yıllık tiyatro bölümü mezunuyum. Son sınıftayken Savaş ve Barış oyunundaki Nataşa Rastova rolüne seçilerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda profesyonel oyunculuk hayatıma başladım. Ardından sinema ve televizyon dizilerinde rol aldım. İyi projelerde, iyi yönetmenler ve yapımcılarla önemli rollerde boy gösterdim. Sadece oyunculukla değil, sanatın mutfak kısmıyla da ilgiliydim hep… İlk boşluğumda senaryo ve tiyatro metinleri yazmaya başladım. Yazarlığını yaptığım dört oyunun ikisi, İ.B.B.Ş.T’ de repertuara alındı. Dublaj yapmak her zaman ilgimi çekmişti. Üç sene önce stüdyolara dönüş yaptım. NTV ve Saran Dijital Stüdyoları’nda Seslendirme Sanatçısı kadrosunda yer almaktayım. Tecrübelerimi ve birikimimi aktarabilmek ve sanat anlayışıma uygun bir çalışma ortamı sağlayabilmek amacıyla 2017 yılında kendi tiyatromuzu kurduk. Profesyonel Artı Sonsuz Firmasının kuruluşu olan Tiyatro P.A.S ’ın Genel Sanat Yönetmeni ve oyuncusu oldum böylece… Beykoz yerel gazetesi Özgün Haber ve Bursa Mora Dergisi’nde Köşe Yazarlığı yapmaktayım. Yoğunluğum nedeniyle Mora Dergisi’ne vakit ayıramıyorum şu sıralar fakat köşe yazarlığına ilk bu dergi ile adım attım. Ayrıca Türk Kadınlar Birliği Beykoz Şube Kurucusu ve Başkanıyım. Sosyal sorumluluklarımıza sahip çıkmamız ve gelişime katkı sağlamaya dört koldan devam etmemiz gerekiyor çünkü… Bir de Hamdi Gültekin tarafından kaleme alınan “AKTRİS SEVTAP ÇAPAN” ismini taşıyan, oyunculuğum ve sanat yaşamım üzerine bir kitap yazılmıştır. Yazar kitapta anılarıma birebir benim söylemimle yer verdiği için daha da özel bir kitap oldu. Rehber kitap olarak değerlendirilmesi ayrı bir mutluluk benim için… Oyunculuk üzerine çeşitli okullarda eğitimler verdim ve halen vermekteyim.
Tiyatronun hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?
Kendimi tanıtırken sanırım tiyatro ve sanat haricinde pek bir şeyden bahsetmedim, (gülüyor) dolayısıyla hayatım tiyatro… Benim için tutkunun, kendini ifade etmenin, hayatı anlamlandırmanın, kendimi geliştirirken başkalarına da ışık tutabilmemin bir yolu tiyatro…
“ Bankta İki Kişi” ve “ Günışığına Mektup” adlı tiyatro oyunlarında hazırlık aşaması ne kadar sürede tamamlandı?
Bankta İki Kişi bir ay gibi bir sürede çalışıldı. Oyun metnine karar verme aşaması hariç. Günışığına Mektup biraz daha uzun bir zaman aldı. Metne karar verdikten sonra üç aylık bir prova süreci yaşadık. Çünkü sahnede tecrübesi az iki oyuncumuz vardı. Eğitim ve prova bir arada idi.
Tiyatro da aldığınız bir rolde hiç günlük hayatta ben buyum dediniz mi?
Kendi karakterime yakın roller oynamadım. Hiç denk gelmedi. Genelde klasik yabancı eserlerde yer aldım. Nataşa idim, Juliet’ tim, İsmene’ydim, Linda idim. Yerli oyunlarda ise yine klasik ya da yeni dönem oyunlarda rol aldım fakat hiçbirinde ben buyum demedim. Ama bir şekilde hepsi elbette ki bendim. Daha doğrusu bende var olan – var olabilecek olan versiyonlar…
Tiyatroda bir rolle seyirciyi etkilemenin sizce en temel nedeni nedir?
Samimiyet… Bunu elde etmenin formülü ise role inanmaktan geçer… Ben (Oyuncu) role inanırsam seyirci de bana inanır. İnanmak yetmez. Oyuncunun rol ile bütünleşmesi seyirciyle rol arasındaki bütünleşmeyi sağlar. Bu da yetmez. Süreklilik gerektirir. Oyuncunun oyunun içinde kalmayı sürekli olarak becerebilmesi… Böylece en inanılmaz anda dahi seyirci de oyunun içinde kalır. Ve yan unsurların role uygunluğu, partnerle doğru etkileşim, kostümün şekli, rengi, dekor tasarımının role sağladığı imkân, ışıkla rol ve rollerin duygu ve durumlarını destekleyen atmosfer yaratımı…
Bu yıl için yeni projeleriniz var mı?
Evet! Projeden bol bir şey yok hatta. Önemli olan içimize sinmesi ve doğru koşulların oluşturularak hayata geçirilmesi elbette… Bir komedi oyunu hazırlığı içindeyiz. Metne karar verdik ve geri kalan detaylarla ilgiliyiz şu an. “Ben Serisi” adı altında tek kişilik oyunların hazırlığı içindeyiz. İlk oyunumuzun metni hazır, diğerleri yazılacak. Ben Serisi – Kurtuluş Kahramanları’nın ilk oyunu Mehmet Dağıstanlı’nın kaleminden “BEN KARA FATMA” oyununu Belgi Paksoy ‘un dramaturjisi eşliğinde sezon bitmeden seyirci ile buluşturmayı planlıyoruz. Kara Fatma’yı ben canlandıracağım hayırlısıyla… Aynı tasarım ekibimizle birlikteyiz yine… Bir özel çalışmamız daha olacak. Seriden ayrı yine tek kişilik bir oyun fakat farklı bir konsepte sahip… Özel bir kitaptan sahneye uyarlayacağız. Sürpriz bir yazar… Oyuncumuz da sürpriz olsun. Onun hazırlığına da başladık.
Çok keyif alarak izlediğiniz film ya da okuduğunuz kitap neydi?
Son dönemde “Dangal” filmi, bir hint filmidir, çok keyif alarak izlediğim filmdir. Gerçek bir olaydan alınmıştır hikâyesi… Bizim ülkemizde de önemli olan bir sporu konu almakta film. Güreş sporunu… Hindistan’daki ilk kadın güreşçilerin başarısını… Hatta biz niye insanımızın başarılarını konu alan filmler çekemiyoruz diye beni üzen bir yönü de oldu filmin. Kitap okumaya vakit ayıramıyorum. Bol, bol tiyatro metni okuyorum.
Dizi teklifi geldiğinde ilk önce neye dikkat ediyorsunuz?
Dizi film teklifi gelsin de şu an bir şeye dikkat etmeyebilirim (gülüyor). Latife yapıyorum elbet. Senaryonun konusu, bana teklif edilen rolün ağırlığı, uygunluğu, projede yer alan diğer isimler, oyuncu, yönetmen, yapımcı ve en son teklif edilen ücret… İlk dikkat ettiğim konusu ve rol kısaca…
Tiyatro ve dizi oyunculuğunuzun dışında sesinizle de birçok karaktere renk kattınız, toplumun kulağında sesinizle yer etmiş birkaç ünlü ismi sayar mısınız ?
Şu anda duymaya alışkın olduğumuz ünlü isimlerin sesleri maalesef farklı dublaj sanatçıları tarafından seslendiriliyor. Nicolas Cage’ i mesela Uğur Taşdemir’in sesinden dinleyemeyebiliyoruz zaman zaman. Şöyle cevaplayabilirim. Drew Berrymore’ u son dizisi “Santa Clarita Diet” dizisinde benim sesimden dinleyebilirsiniz. Ama aynı sanatçının Türkçe dublajlı başka bir filmindeki ses benim sesim olmayabilir.
Son olarak şunu sormak istiyorum, mesleki hayatı başarılarla dolu örnek bir sanatçısınız ve birçok ödül aldınız. Ödül alırken yaşadığınız o anki haklı gururu ve hissettiklerinizi bizimle ve okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Teşekkür ediyorum öncelikle… Ben ödüllere pek inanan biri değilim aslında… Kendim almadıktan sonra (gülüyor). Böyle dememin sebebi ödül veren kuruluşların sayısı o kadar çok arttı ki… Eskilerden bugüne kadar istikrarlı bir şekilde sürdürülen bazı ödüller ise jüri üyelerinin yoğun seyir yüküyle bölünüyor. O kadar çok oyun var ki! Her bir jüri üyesinin aynı oyunu seyredememe durumu da mevcut… Dolayısıyla kişisel önermeler, yönlendirmeler kaçınılmaz oluyor jüri içinde… En iyiler seçiliyor ama her oyun seyredilemiyor ki… Bir de ilişkiler, etkileşimler maalesef bu alanda da mevcut. Benim kimseyle bir ilişiğim yok bu anlamda… O yüzden ödüle layık görüldüğüm an evet, bu benim için haklı bir gurur oluyor. Tutkumun, emeğimin, oyunculuk yeteneğimin göz ardı edilmemesinin mutluluğunu coşkuyla yaşadığım ölümsüz bir an oluyor. Ödül, yolumda yürümek için cesaretimin, emeğimin, umudumun, sanat aşkımın somut bir kanıtı oluyor benim için… Aynı yolda yürüdüğüm sanatçı dostlarımın bana inancının da tazelenmesi diye düşünüyorum. Ve ailemin gözündeki mutluluk ise en sevdiğim kısmı oluyor. “Aferin Kızım”
Tiyatro oyunları ve provaları bunun yanında seslendirme ve dublaj çalışmaları arasındaki yoğun temposundan bize vakit ayırdığı için Gazete Sanat olarak Sevtap Çapan’a teşekkür ediyoruz.
İlk yorum yapan siz olun