Karl&Ein Art Gallery 21-30 Kasım tarihleri arasında “Traces” isimli karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Traces, geçmişin insan üzerindeki etkilerini sorguluyor. İnsanın şu anına ya da geleceğine yön veren tüm izler, geçmişten geliyor. Peki sahip olduğumuz izler bize ne katıyor? Küratörlüğünü Elif Patan’ın üstlendiği “Traces” isimli karma sergi 30 Kasım tarihine kadar Beşiktaş Akaretler’de bulunan Karl&Ein Art Gallery’de ziyaret edilebilir.
Tuğçe Şen, sergiyi şu sözlerle anlatıyor; “Zihin, benliğin bulunduğu yerdir. Zihni ilham olarak kullanan her sanatçı kendi yaklaşımında benzersizdir. Traces sergisinde benlik duygusu ve zaman algısı ile bir dizi kabul edilmiş gerçeği sorgulayacağız.”
“Uykuda Yaşayanların Kısık Sesi” eseriyle sergiye katılan sanatçılardan Osman Yakız, “Başlangıç, hayatımızdaki her eylem için en önemli ve en değerli adımdır. Bu metafordan yola çıkarak çalışmalarımda cenin kullanımı sıfır noktasını ifade ederken, bu noktanın etrafındaki devinim ise temsil ettiğim formun şekillendiricisidir. Çalışmalarımdaki renkler, insanoğlunun belleğindeki üzüntü, öfke ve travmanın temsiliyken zayıflığa başkaldırıp kaos ve düzenin içinde çözüm aramaya başladığı o “an”ı gösterir. Bu noktada sanat, kendi sorunsallarım arasından sıyrılıp herkes ve her şeyin problematiğini, varoluş savaşımını ortaya koymaktadır” diyor.
Toplumsal/Siyasi/Dini/Duygusal baskılar, ekonomik zorluklar, salgın hastalık, etnik çatışmalar gibi etkenlerin bireye verdiği ilk hasar endişe olarak beliriyor. Bu hasarlar ise nihayetinde insanda iz bırakıyor.
“Her algı, düşünce, tavır veya duygulanma bireysel tecrübelerimizin sonucudur ve artık üzerimizde iz bırakır. Seramik tutkumla, var olanın çevresiyle olan etkileşiminden ortaya çıkan bu yoğun izleri sembolleştirmeye ve somutlaştırmaya çalışıyorum. Kasım ayında Karl&Ein Art Gallery’nin ev sahipliği sayesinde dünyalarının paramparça olduğunu düşünen bu kadınların üzerlerindeki izleri görmek ve onlarla iletişime geçmek mümkün olacaktır” diyen Selin Tunaoğlu dört adet eseriyle sergide yer alıyor.
Traces sergisinin katılımcıları arasında; Alev Dumlupınar, Ali Düzenli, Aleyna Keven, Buket Deliklitaş, Cansel Altunay, Çağla Saydağ Karter, Didem Malkoç, Dilara Galip, Deniz Çobankent, Ezgi Kara, Fatih Aslantaş, İsa Kaya, İrem Aydın Melek Akkaya, Müberra Karamanoğlu, Nihal Gürgen, Osman Yakız, Orçun Beslen, Remzi Karabulut, Selin Tunaoğlu, Sude Hekimoğlu, Su Taşkın, Tibet Tüzüntürk, Tuğçe Şen, Ulaş Yeğiner, Yaman Yaman, Yener Özer yer alıyor.
Sergiye katılan sanatçıların sergi hakkındaki yorumları;
“Sanat, bana profesyonel iş hayatımdan, günün stresinden kaçış yolu ve kendime ulaşabileceğim anı sağlayan bir araç, yol. Yaşadığım anın ben de bıraktığı değil, bırakmasını istediğim izleri, resimlerime yansıtarak, olumlama yaparak kendimi şımartıyorum.” Alev Dumlupınar
“Düşünmeyi ve kontrol etmeyi bırakıp, duygularınızın yol göstermesine izin verdiğiniz o an paha biçilemezdir. Şiir, resim akar. Bu çılgınlığa dalmaya izin verir. Duygularınızın şekilden forma, formdan dokuya ve renge dönüşmesi, akmasına izin verin. Tıpkı hayatın kontrolsüzce akması gibi.” Çağla Saydağ Karter
“Renklerimin ve fırçamın su ile her buluşmasında oluşturduğu lekelerin izleri beni her defasında başka bir sanat serüvenine sürüklüyor. Fırçamdan kağıdıma dökülerek oluşan izler, gözümden çok ruhumun izlerini taşıyarak sizlerle buluşuyor.” Buket Deliklitaş
“Sanat benim için hem içsel hem de dışsal gözlemlerimi en yaratıcı ve çarpıcı bir biçimde ifade etme yoludur. bu sergiye katıldığım eserlerimde de yaşanmışlıkları ve yaşanabilecekleri resmetmeye çalışmış olup, serginin sanatçılar için bu açıdan olumlu olduğu kanısındayım.” Ulaş Yeğiner
“Çalışmamın adı ‘Moment of Peace’. Benim için çok anlamlı bir çalışma çünkü eserle kendimi özdeşleştirebiliyorum. Çalışmamda gördüğünüz adam, her şeyden anlık olarak kaçıp, anlık rahatlık bulmaya çalışıyor. Hayatın bıraktığı kötü izlerin etkisinden kurtulmaya çalışıyor.” Ali Düzenli
“Yaşam, nefes almaktan çok daha fazlasıdır. Binlerce yıl devam eden bir döngü, doğanın kutsallığının bir göstergesi, insanlığın doğayla bir olduğunun kanıtı, Doğa ananın yeniden doğuşu, iyileştirici gücü ve bilge kutsallığı…” Sude Hekimoğlu
“İnsanın ruhsallığıyla, ötekiyle ve dünya ile olan temasının ifadesini, one-line tekniği ile dijital olarak ürettiğim resimlerde, çizginin kendini buluşu ya da kendinden uzağa düşüşü üzerinden içsel çatışmaların yansıması olan tüm figür, çizgi, renk ve dokularda bulmaya çalışıyorum.” Didem Malkoç
“Bana göre sanatta teknikten çok anlatım ve ifadenin gücü her zaman ön plandadır. Nasıl yaptığımızdan daha çok ne yaptığımız önemlidir. Eserlere ruhumuzu katabiliyorsak değerlidir. Asıl önemli olan çizgidir.” Fatih Aslantaş
“Kelimelerin örtüsü arasında kaybolan sessizliğin peşine düştüm. Bir bakışı, dudaktaki bir kıvrımı, bir elin uzanışını tuvalime vuruyorum. Kullandığım her renk, her çizgi söze dökülememiş olanın sesi olsun diye.” Müberra Karamanoğlu
“Sanatta kişinin iç dünyasından esinlenerek üretim yapıyorum. Yaptığım çalışmalardan renklerin psikolojik etkilerinden yararlanarak izleyicinin de resmin bir parçası haline getirmek, böylelikle izleyiciyle kişisel düzeyde yakınlık elde ederek, kendi derin bilinçaltına çekilmesini sağlamaktadır.” Dilara Galip
“Topaç ekseninde soyutlamalara gitmek, kimi zaman orada döne döne kaybolmak sanatımı ve öykümü besliyor. Bu oyuncağın dünya ve insan gibi hareket halindeyken bende anlam bulması, tanımlamaktan çekindiğim resmimin gizilgücü olabilir bir yanıyla.” Remzi Karabulut
“Doğa ile korku, kabus, kaos, stres ve huzursuzluğu bütünleştiriyorum. “Traces” karma sergisinde “Ağaç Kökleri” serisinden dört eserimle yer alacağım. Ağaç kökleri ruhumuzun derinliklerini, görünmeyen benliğimizi temsil ediyor. ” Nihal Gürgen
“Kişinin geçmişinden taşıdığı izler vardır; kiminin yüzündeki çizgiler, kiminin tuvalindeki darbeler. Geçmişin izlerini taşıyan herkese dair, ardından izler bırakan yollardan geçsin hayatınız.” Aleyna Keven
“Metal kültürüyle absürt bir şekilde savaş ve çocukluk konularını ele alan işim, ismini Black Sabbath grubunun “War Pigs(Savaş Domuzları)” şarkısından alıyor. Çocuklukta dikkatimi uçması, üzerindeki detayları ve kısaca “havalı ve güçlü” olması nedeniyle cezbeden savaş makineleri ve aslında bu araçların hizmet ettiği korkunç emeller ve emirler bu işimde klasik tarz ve postmodern inneon renkleri ve asimetrik kompozisyonuyla birlikte ele alınıyor.” Tibet Tüzüntürk
“Nokta; kalemin kağıda bıraktığı izdir. tanımı olmayan, sadece tarifini yapabildiğimiz, boyutsuz ve her şeyin başlangıcı bu iz şimdi Traces sergisinde bireysel estetik algısıyla birleşti. İnsanlığın tarihi boyunca bıraktığı izleri anlattığım “Yaratılış” eserimle ben de Traces sergisindeyim.” Ezgi Kara
“21. yüzyılda kadının toplumda hala utanılması, saklanılması, ötekileştirilmesi gerektiği savunuluyor. Ben bir kadın olarak toplumun bana dayattığı bu rolü “Konuşan Kadınlar” serime hayat vererek karşılıyorum. Sanat, benim için özgürlük demektir. Olaylara özgür bir bakış açısıyla cevap vermeyi sanata dönüştürdüm.” Cansel Altunay
“Inner Surrow” serisi benim için çok kıymetli. Ellerimle günlerce alanı tarayabilmek adına ördüğüm iplerle kaotik bir ortam oluşturdum. İplerin ellerimle olan iletişimi ana noktaydı. Bu çalışma, hüzün, kasvet ve kimsesizlik gibi duyguların katartik bir şekilde dışavurumuydu.” Su Taşkın
Karl&Ein Art Gallery, haftaiçi her gün ve Cumartesi günleri saat 11.00 – 19.00 arasında ziyarete açıktır.
Adres: Vişnezade Mahallesi, Şair Nedim Caddesi, no:73 Akaretler/Beşiktaş İstanbul
İlk yorum yapan siz olun