Bu yazımda sadece Gaziantep’in göz bebeği değil, Türkiye’nin de en önemli mekanlarından birisi olan, her dönem yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği Zeugma Mozaik Müzesinden ve müzenin dünyaca ünlü parçası olan Çingene Kızı mozaiğinden bahsedeceğim. Bunun için de en başta Zeugma kentinin tarihine kısa bir göz atmak yeterli olacaktır.
FIRAT’IN KIYISINDA ENDAMLI BİR ŞEHİR: ZEUGMA
Kentin tarihi milattan önce 300-400’lere kadar dayanmaktadır. Kent, Buyük İskender’in önemli generallerinden ve daha sonra da Seleukos (Selevkos) İmparatorluğu’nu da kuracak olan Seleukos Nikator tarafından kuruldu. Şehir ilk başlarda Seleukeia Euphrates ismi ile anılmaktaydı. (Latince ve Yunancada bu isim “Fırat’ın Silifkesi” anlamına gelmektedir). Daha sonralarda şehrin karşı kıyıyla bir köprü vasıtası ile birleşmesiyle birlikte bu kente “köprü, geçit” anlamına gelen Zeugma ismi verilmiştir.
Zeugmalılar zenginlik içerisinde yaşayan bir halk olarak bilinmektedir. Bu zenginlik müthiş sanatlarına da yansımış ve günümüze kadar ulaşan mozaikleri de kültürel bir sanat mirası olarak bizlere bırakabilmişlerdir. Bunların yanı sıra çok güçlü bir orduya da sahip olan Zeugmalılar, bir o kadar barışa da önem vermekteydiler. Şehrin koruyucu tanrısı olan Mars’ın tasvir edildiği heykelde de bu durumu görebiliyoruz. Mars bir elinde mızrak bir elinde ise bahar dalı taşımaktadır. Bu durum ise “Savaş ve Barış” temsiliyeti oluşturduğu yönünde yorumlanmakta.
MOZAİKLERDE NELER ANLATILIYOR?
Zeugma Mozaik Müzesinde yaklaşık olarak 1700 metrekarelik mozaik vardır ve bu mozaiklerin yapımı da çeşitli dönemlere ayrılmaktadır. Bundan dolayı mozaiklerin aslında tek bir tema etrafında oluştuğu söylenemez. Yine de genel olarak Yunan ve Roma tanrılarının figürlerini ve tasvirlerini görmekteyiz. Mozaikleri bir bütün olarak ele aldığımızda şüphesiz müzenin en ilgi çekici kısımlarından birisi, müzede hem Roma figürlerinin hem Yunan figürlerinin ve bunlarla birlikte Hristiyanlık inancına ait figürlerin bir arada bulunması.
Poseidon ve Dionysos (Roma Mitolojisinde “Bacchus”) gibi bilinen mitoloji tanrılarının yanı sıra Akhilleus (Ahilevs, Truvalı Aşil) ve Odysseus gibi karakterlerin mozaikleri de müze içerisinde bulunmaktadır.
DÜNYANIN FAZLA İLGİ ÇEKEN ESERLERİNDEN: ÇİNGENE KIZI
Herkesin hakkında fikir sahibi olmasa dahi en az bir kez olsun gördüğü Çingene Kızı ise sadece Mozaik Müzesinin değil, Türkiye’nin en çok ilgi duyulan eserlerinden bir tanesi olma özelliğini taşıyor. Sanılanın aksine çok büyük boyutlarda olmayan bu mozaik genelde görenlerin ilk bakışta şaşırmasına sebep oluyor. Nitekim bu şaşırma hissi yerini kısa bir süre sonra büyüleyiciliğe bırakıyor ve mozaik, bakan kişinin neredeyse etrafındaki sesleri bile duyamayacağı bir odaklanma sağlıyor. Peki bu eserin sırrı ve bu kadar ünlü olmasındaki sebep ne?
Öncelikle bu eser müzedeki mozaikler arasında belki de en küçük taşlarla yapılmış eser. Bundan dolayı çok ince dokunuşlarla ve emekle hazırlanmış olduğu kendini ilk bakışta belli ediyor. En önemli özelliği ise bu mozaiğin “üç çeyrek” adlı tekniği barındırıyor olması. Üç çeyrek tekniği ile tanınan ve Çingene Kızı ile de böyle bir ortak özellik barındıran bir başka eser “Mona Lisa” tablosunda da olduğu gibi, Çingene Kızı da hangi yönden bakarsanız bakın sizinle göz teması kurma hissiyatı vermekte.
Eseri ilginç kılan bir diğer durum ise mozaikteki kişinin kim olduğunun bilinmemesidir. Kazı ekibinden bir arkeologun, kazı sırasında, bulunan bu mozaikteki kişinin saçlarındaki örgülerden dolayı Çingene’ye benzetilmesi ile Çingene Kızı olarak kalmıştır. Kim olduğunun bilinmemesinin yanında cinsiyeti bile tespit edilememiştir ve tartışma konusudur.
ÇİNGENE KIZINDA TASVİR EDİLEN KİŞİ KİM?
Bu konu ise sık sık tartışmalara yol açan ve hala uzmanların arasında görüş birliğine varamadığı bir konu olarak varlığını sürdürmektedir. Tarihçiler ve arkeologlar bu konu üzerinde 3 hakim görüş iddia etmektedirler. Bunlardan birincisi tasvir edilen görüntünün Büyük İskender’den ilham alındığı yönündedir. İkinci görüş ise tasvir edilenin Yunan Mitolojisinde yeryüzünü temsil eden Gaia (Gaea, Roma Mitolojisinde “Terra”) olduğu yönündedir.
Üçüncü görüş ki üzerinde en yoğun durulan durum, tasvir edilenin bir Maenad yani “Çılgın olanlar” denilen, Dionysos’un kadın takipçilerinden biri olduğudur. Bu üçüncü görüş üzerinde yoğun olarak durulmasını destekleyen bir diğer argüman ise mozaikler arasında sık sık Dionysos tasvirlerine rastlanmasıdır. Buradan anlaşılıyor ki Zeugmalılar Dionysos’a tıpkı Mars’a olduğu gibi fazlasıyla önem veriyorlardı.
İlk yorum yapan siz olun