Türk klasik müziği çalışmalarına kalıcı bir örnek ve etki oluşturmak, geleneksel mehter müziğini çok sesli bir formla birleştirip 21. yüzyıl frekansına uygun bir şekilde dünyaya tanıtmak fikriyle yola çıkan Anatolia Filarmoni Senfoni Orkestrası, yeni nesil mehteran kayıtlarını Bulgaristan Ulusal Radyosu Stüdyo 1’de dünyaca ünlü müzisyenlerle tamamladı.
Dünyanın en eski askerî bandolarından ve Osmanlı Devleti’nin sembollerinden Mehteran, Anatolia Filarmoni Senfoni Orkestrası’nın 21. yüzyıl frekansına uygun dokunuşuyla yepyeni bir boyut kazandı. “Barış Savaşçıları”nın müziği olarak yepyeni bir formda bestelenen ve yorumlanan eserlerin kayıt ekibinde Hollywood filmlerine imza atan dünyaca ünlü müzisyenler de yer aldı. Bu Proje kapsamında film müziği bestecisi, orkestra şefi, piyanist ve aranjör Ayhan Özel ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Ayhan Bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Ayhan Özel. 25 yıllık müzik üretim ve icra deneyimine sahibim. Çocukluğumdan bu yana piyano kültürünün içindeyim, İtalyan bir hocadan aldığım dersler beni klasik müziğe karşı hem ilgili hem de bilgili hale getirdi. Multidisipliner bir hayat tarzını her zaman benimsiyorum, bu anlamda birçok alana dair ilgiliyim ve bu sadece ilgiyle kalmıyor, eğitim almaya hayatım boyunca devam ediyorum. Müzik benim için bir tutku, bir yaşam tarzı, hatta bir varoluşsal mücadelenin tamamen merkezinde bir alan. Falset Anatolia Filarmoni Orkestrası’nda piyanist, aranjör, composer ; Mızıka-i Türk-i Filarmoni Orkestrası’nda piyanist, aranjör olarak görev aldım. The Story of Water soundtrack, Theme of Human Soundtrack, Behind the Desert Soundtrack, Son Çağ Soundtrack, Story of Loneliness Soundtrack, Silent Rebellion Soundtrack içerisinde yer aldığım projelerden bazıları.
Mehteranı 21. yüzyıl frekansına uyarlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Türkiye’de yaşayan herkes gibi ben de çocukluğumdan bu yana mehteran müziklerini dinlerdim. Fakat mehteran müziğini yapma fikri 2019’da bir ajansın “Batı formunda mehteran müziği yapar mısınız?” şeklindeki teklifiyle başladı.
Bu proje ile neyi hedefliyorsunuz?
Uzun yıllardır uluslararası bir takım şirketlere, yardım kuruluşlarına ve projelere film müziği ve belgesel film müziği yaptım. Bu anlamda müziğin hep mutfağında çalıştım ve birçok deneyim edindim. Bu süreçte dünyada isim yapmış birçok kişi ile çalışma ve tanışma fırsatım oldu. Bu deneyimler müzik projelerinde farklı ve yenilikçi düşünmeyi refleks haline getirdi. İşte bütün bu deneyimler yeni nesil mehteran eserlerinin üretilmesi ve stüdyo aşamasının olmasında önemli bir ilham kaynağı oldu benim için. Anatolia Filarmoni Senfoni Orkestrası olarak yaşadığımız bu kadim Anadolu topraklarında dünyanın en eski ve köklü askeri bando müziği olan mehteranı, Holywood film müziklerinin yapımında yer almış, dünyanın en yetenekli ve deha müzisyenleriyle birlikte, yeni nesil mehteran formunda dünyaya duyurma çabası içerisindeyiz. Umuyoruz ki bu “Barış Savaşçılarının” sesini 21. yüzyıl müzik frekansına uygun bir formda tüm dünya duyacaktır. Hedefimiz Türkiye’nin zengin tarihi ve kültürel mirasını uluslararası alanda tanıtmaya destek sunmak.
Anatolia Filarmoni Senfoni Orkestrasi ne zaman ve nasıl kuruldu? Projede yer alan isimlerden kısaca bahseder misiniz?
Yaklaşık iki yıl önce başlayan bir proje. Daha önce dünyanın birçok yerinde film müzikleri çalıyorduk, fakat somut olarak bu projeye iki yıl önce başladık. Nikola Petrov projemizde süpervisor olarak yer aldı. Luciano Pavarotti, Sinead O’Connor, Phil Collins, Harry Gregson Williams ve daha fazlası önemli müziyenlerle 1000’in üzerinde projede yer alan ve Avrupa Film Puanlama Akademisi’nde öğretim üyesi olan Vladislav Boyadzhiev Ses mühendisi/Master/Mix olarak bizimleydi. İrlandalı besteci ve vokalist Ronan Scolard Opersyon Direktörü, Avrupa Güzel Sanatlar Akademisi, Avrupa Film Puanlama Akademisi ve Avrupa Kayıt Orkestrasi’nın (ERO) Şef, Besteci, Orkestratör ve Kurucu Ortağı Jeremy Leidhecker İdari Direktör olarak kayıtlarımıza eşlik etti.
Kayıt süreci hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Hollywood film müziklerinde icracı olan birçok müzisyenle ve kayıt ekibi ile çalıştık ve dünya standartlarında çok sesli müzik eserleri ürettik. Bu eserlerin opera sanatçıları tarafından kaydı Türkiye’de oldu. Enstrüman kayıtları ise dünyanın en büyük stüdyolarından birisi olan Bulgarian Recording Studio’da yapıldı.
Kayıtta Hollywood film müzikleri projelerinde yer alan isimler de yer aldı. Bu isimler arasında kimler var ve kendilerinden nasıl yorumlar aldınız?
Bu ekip içinde, Ennio Morricone, Luciano Pavarotti, Sinead O’Connor, Phil Collins, Harry Gregson Williams, Lorne Balfe, Lisa Gerrard, Patrick Doyle, Thomas Bergersen, Pink, Jose Carreras, Bruno Coulais ve daha fazla müzisyenle çalışmış dünyaca ünlü müzik adamları da bulunmakta. Ve bu müzisyenlerin röportajlarının içinde bulunduğu bir belgesel de yapıldı. Hollywood film müziği yıldızlarının tınısına aşina olmuş isimlerin mehteranı çalması ve eserlerin global çapta güçlü bir duygu durumu oluşturduğunu ve dünyanın neresine gidersiniz gidin aynı duyguları telkin ettiğini paylaşmaları bizim için çok değerliydi.
Müziğinizi “Barış Savaşçıları”nın müziği olarak tanımlıyorsunuz bunu biraz açabilir misiniz?
Selçuklu’dan başlayıp Osmanlı’dan günümüze kadar gelen mehteran müzik kültürü, “Savaş” temalıydı… Yeni nesil mehteran eserlerinde insan temasıyla “barış savaşçılarının müziği” imajıyla yer değiştirilmesini ve uluslararası arenada Türkiye’nin barışa katkısının mesajının verilmesini amaçladık.
Yakın ve uzun dönem hedefleriniz neler?
Öncelikle Türkiye’de bu yeni formu kulaklara, doğru platformlarda ulaştırmak ve doğru ifade etmek istiyoruz. Uzun dönem hedefimiz ise bunu dünyaya anlatmak ve ülkemizin bir barış ülkesi olduğunu sanat diliyle ifade etmek.
İlk yorum yapan siz olun