İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Görkem Yeltan: Mutluluğun yakalanacağı tarafta yol almak için gemiyi kendi belirlediğimiz rotaya çevirebilmek önemli.

7 Haziran tarihinde vizyona girecek olan “Bağcık” filminin yönetmeni Görkem Yeltan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Konservatuar tiyatro bölümü mezunu olan, çeşitli diziler, filmler ve oyunlarda rol alan, oynadığı “Uzak İhtimal” ve “Eylül” filmleriyle en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen sayın Görkem Yeltan ile röportajımıza geçmeden önce dilerseniz başarılarına kısaca bir göz atalım.

İki farklı gazetede çocuk edebiyatına ilişkin makaleleri bulunan Görkem Yeltan’ın yayımlanmış on dokuz çocuk kitabı bulunmakta. Yirminci kitabı “Sarmaşık ve Kaktüs” ise büyüklere yazılmış bir masal kitabı niteliği taşıyor. Şarkı sözü yazarlığının yanı sıra senaryo ekibinde yer aldığı “Uzak İhtimal” filmiyle de en iyi senaryo ödülünü almıştır. Bu film aynı zamanda Rotterdam Film festivalinde en iyi film ödülünün de sahibi olmuştur.

Görkem Yeltan’ın ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu Yemekteydik ve Karar Verdim filmi dünyadaki pek çok festivalde ülkemizi temsil etmiştir. İkinci uzun metraj filmi Bağcık’ın çekimlerini tamamlayan Yeltan, Mehmet Güreli’nin Dört Köşeli Üçgen filminin senaristi ve yapımcılarından da biridir.

Yurtdışında ve ülkemizdeki uluslararası film festivallerinde jüri üyeliği yapan, oyuncu, senarist, yazar, yönetmen, program sunucusu sevgili Görkem Yeltan’ı kendisine sorduk ve başarılı sanat yaşamına dair çarpıcı cevaplar aldık. Okurken bizim kadar heyecan duymanız dileğiyle!

Mine Alpan : Öncelikle  değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. İlk olarak biraz sizi tanıyalım, Görkem Yeltan kimdir ?  

Görkem Yeltan : Kendini tanımakla birlikte tanıtmanın da zor olduğu muhakkak. İnsanın kendini iyi tanıması gerekiyor öncelikle. Bu tanıma da yaşamımızın son anına kadar devam ediyor. Meraklı biriyim ben. Hayata, kendime, sevdiklerime hatta sevemediklerime bile meraklı gözlerle bakmayı seviyorum. Üretimin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir de çalışmanın iyileştirici gücüne inanıyorum. Üniversiteye kadar Ege’de yaşadım, sonrasında İstanbul. Önce edebiyat fakültesi sonra konservatuar. Oyunculuk, çocuk kitabı, senaryo, şarkı sözü, yönetmenlik ve sanatın içindeki, çevresindeki alanlarla birlikte nefes alıp vermeye çalışıyorum. 

-Oyunculuk, yönetmenlik, yazarlık, seslendirme, sunuculuk. Bu işler birbirini nasıl besledi ?  Tüm bu özelliklerinizin yönetmenliğe nasıl bir etkisi oldu ?

-Her şeyin iç içe olduğunu düşünüyorum. Disiplinler arası çalışmalar birbirlerine yol açarken diğer alanları da besliyor. Yönetmenlik pek çok alanın kesişme noktasında duruyor, diğerlere kulak kabartıyor. Diğer çalışmalarımın yönetmenliğe katkılarını ayırt etmemek ve varlıklarını kabullenmemek mümkün değil. 

-10 parmağında 10 marifet diye tabir ettiğimiz başarılı insanlardan birisiniz, en önemli özelliklerinizden biri de yazarlık. Çocuklar için yazdığınız kitaplar ve bu kitaplarla çocuklara vermek istediğiniz mesajlar hakkında kısaca bir bilgi verebilir misiniz?

-Teşekkür ederim, seçtiğim sokaklarda gezinmeye çalışıyorum hayatın içinde. Mesajdan uzak durmayı tercih ederim. Her varoluş, görmek ya da sezmek isteyen için göndermeler taşır kendi içinde. İster o göndermelere ulaşırsınız ve onlar üzerinden başka mesajlara ulaşırsınız, isterseniz görmezden gelir ya da bir süreliğine tadını çıkarmak için de olsa gözlerinizi kapamayı tercih edersiniz. Özellikle çocuk kitabında ne yazık ki didaktik bir yolla birleştirilme çalışması, arzusu vardır ki bu benim için çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda kabul edilemeyecek olandır. Ben cocuklarla ve çocuk kitabı okurlarıyla bir hayal dünyasını paylaşıyorum. Bundan sonrasının okurun seçimlerine bağlı olarak ilerlediğini de biliyorum. 

-Yönetmenliğini gerçekleştirdiğiniz ve 7 Haziran da vizyona girecek olan ikinci uzun metraj sinema filminiz “Bağcık” ın hikayesi nasıl ortaya çıktı ?  

-Bağcık’ın hikayesi çok uzun zamandır anlatmak istediğim bir hikayeydi. Bağcık ismi, Yalçın Akyıldız, Ben ve Asuman Kafaoğlu Büke’nin senaryo çalışma sürecinde ortaya çıktı. Asuman Kafaoğlu Büke bu ismi söylediği anda içimiz öylesine ısındı ki bu isme, hemen dosyamızın ismini “Bağcık” olarak değiştirdik. Hem aile bağı üzerinden hoşumuza giden bir göndermesi vardı hem de hikayemizin içinde çocuklardan birine ayakkabı bağlamayı öğreten bir amca vardı, oraya da uzanıyordu. Yönetmenliğini üstlendiğim iki filmde de isimlerimizin filmlerimizi temsil biçinini seviyorum. Anne ve babalarını kaybeden kız kardeşlerin anneannelerinin yanına gönderilmeleri öncesinde, amcaları ve kasabada yaşayan bir plates hocasıyla kurduğu bir aile bağı söz konusu filmin ana hikayesinde. 

-Bağcık filminin hazırlık sürecinde nereler yaşadınız ?  

-Dört Köşeli Üçgen filminin çekimleri sırasında bir yandan da Bağcık için hazırlıklar yapıyorduk Mehmet Güreli, Yalçın Akyıldız ve ben yapımcı olarak. Senaryo ekibi olarak filmimizi mekanlarımıza göre yazmıştık. Sanat yönetmenimiz Başak Çakır bu filmde benim düşündüklerimi hemencecik yakalayan ve ileriye götürmeyi sağlayan yetenekli bir gözdü. Renkler büyük önem taşıyordu benim için Bağcık’ta. Başak Çakır da renklerin arasında dans etmeyi bilen, iyi bir ressamdı. Görüntü yönetmenimiz Ercan Özkan’la bir önceki filmde 4:3 çalışmıştık, Bağcık’ta anamorfik lenslerle sinemaskop çalışacağımız için heyacanlanıyorduk. Sualtı çekimleri için yine önceki filmde çalıştığımız Mert Gökalp bize katılmıştı. Ekip yavaş yavaş birbirini sevenlerle, bir arada üretmek isteyenlerden kuruldu. Oyuncularla dans provaları Senem Kalender tarafından üstlenilmişti. Oyuncularımız baştan beri o rolleri oynamasını arzu ettiğimiz oyunculardı. Senaryo danışmanımız Nilüfer Uğur Dalay ile proje danışmanlarımız Emre Arda ve Ümmü Burhan da her daim yanımızdaydı. Hep birlikte Bağcık’ı ortaya çıkarmanın güzelliğini yaşadık çekim dönemimizde. Bir aile gibi. Bodrum’un kokusu, rengi de eşlik etti bize.

2015 yılında yönetmenliğini gerçekleştirdiğiniz ilk uzun metraj sinema filminiz olan ve aile hesaplaşmasını anlatan “Yemekteydik ve Karar Verdim” in ardından yine 7 Haziran’da vizyona girecek olan “Bağcık” filmi de bir aile hikayesine odaklanıyor.  Her iki filminizde aile temalı, bunun özel bir sebebi var mı ?

-İlk filmde var olan ailenin içine bakmak istemiştik, şimdiyse yeni bir aile bağının iplerinin atılışını izlemek istedik. Aileyi ve aile filmlerini, hikayelerini severim ben. Sonraki filmler için hazırlıklarımızı sürdürürdüğümüz şu günlerde, yine aileyle birlikte gezinmek mutlu ediyor beni.

-Son olarak bir soru sormak istiyorum. Yönetmenlik yapmak isteyen ve sinema sektörüne girmek isteyenler için önerileriniz olur mu ?

-Mutluluğun yakalanacağı tarafta yol almak için gemiyi kendi belirlediğimiz rotaya çevirebilmek önemli.

Bir yorum

  1. […] “Bağcık” Filminin Yönetmeni Görkem Yeltan: Mutluluğun yakalanacağı tarafta yol al…“Bağcık” Filminin Yönetmeni Görkem Yeltan: Mutluluğun yakalanacağı tarafta yol almak için gemiyi kendi belirlediğimiz rotaya çevirebilmek önemli.Mine Alpan tarafından7 Haziran tarihinde vizyona girecek olan "Bağcık" filminin yönetmeni Görkem Yeltan ile çok keyifli bir… Yorum yapın […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir