İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tanrıçalardan Meryem’e; Paganizmden Hristiyanlığa

İnanç, insanın kendini arayışı ve evreni anlamlandırmaya çalışmasıyla ortaya çıkar. Bir düşünce ürünü olarak karşımıza çıkan din, bütününde en ilkel halinden en gelişmiş haline kadar birbiriyle iç içe girmiş bir etkileşimin ürünüdür. Zaman ilerledikçe bilginin, şehirlerin ve krallıkların kendini geliştirdiği gibi din de kendini geliştirerek sistemli bir hale gelmiştir. Söz gelimi çok tanrılı bir inanç şekli olarak karşımıza çıkan Paganizm, daha gelişmiş bir din olan Hristiyanlığa yerini bırakırken, “farklı” olmasını umduğumuz iki dine yakından bakıldığında “benzer” olduğu görülür.

Söz konusu benzerliği, Hristiyan dininin kutsal kadını Meryem üzerinden inceleyelim. Meryem, Hristiyan dininin lekesiz kadınıdır. İsa’ya gebe kalırken bekaretini kaybetmediği gibi İsa’nın doğumundan sonra da bekaretini kaybetmez. Doğumu, tıpkı İsa’nın doğumu gibi müjdelenen Meryem, çocukluk ve gençlik döneminde de korunmuştur. Lekesiz ve günahtan arınmışlığı ile yalnızca Hristiyan dininde değil, İslam dininde de yeri kutsaldır. İslamiyet’te Meryem’in peygamber olabileceğine yönelik açık bir kapı da bırakılmaktadır. Şaşırmamak gerekir; Meryem’in Hristiyan dinindeki konumu neredeyse İsa’nın konumuna denktir.

Meryem, kutsallaştırılırken Kült haline gelmiştir. Meryem kültü ile Bakire Tanrıça kültleri arasındaki benzerlik çok fazladır. Paganizmde tanrıçalar için tapınaklar inşa edilirdi. Meryem için de kilise ve katedraller yapıldı. Efes’te bulunan Konsin Bazilikası (Meryem Ana Kilisesi) da buna bir örnek oluşturur. Meryem’e adanan ilk kilise olması nedeniyle önem kazanan Bazilika, Roma tarzı bir anıt olup 2. yüzyıla tarihlenir.

Meryem Ana Kilisesi İç Bölüm

Meryem, Konstanrinopolis şehrinin koruyucusu olarak görüldü. Savaş dönemlerinde Meryem’in resmi şehirde gezdirilerek dualar edilirdi. Meryem’in şehri koruyacağına inanılırdı. Aynı inanış pagan kültürlerinde de mevcut. Sümerler, aşk ve bereket tanrıçası olan İnanna’ya savaş dönemlerinde dualar ederek yardım isterlerdi. Şehrin savunması başarılı olduğunda tanrıça İnanna’nın yardım ettiği söylenirdi.

Meryem, yunan mitolojisinde en çok tanrıça Artemis’e benzetilir. Efesliler, Hristiyanlığı kabul ettiklerinde Tanrıçaları Artemis’in tüm özelliklerini Kutsal Meryem’e aktarmışlardır. Böylece adı ve şekli değişmiş olsa da Artemis’in özü aynı kalmıştır. Artemis, nasıl ki Efesin koruyucusu ise Meryem de İstanbul’un Koruyucusudur.

Meryem Ana Kilisesi Dış Bölüm

İlk Günah mitinde genel düşünce Havva’nın şeytana uyarak hata yaptığı yönündedir. Yeryüzüne indirilen insan edebi bir cezayla cezalandırılmıştır. Hristiyanlıkta Meryem, Havva’nın günahını temizleyen kadındır. İnsanlığın son umudu olan İsa’yı dünyaya getirerek merhametli ve bağışlayıcı bir figür olarak karşımıza çıkar. Sümer tanrıçalarından Ninhursag “ölülere hayat veren” ve “günahların bağışlayıcısı” gibi kadim ünvanlarla anılırdı. Teolojik olarak Meryem de hiçbir oğlunun yakarışını geri çevirmeyen merhametli bir anne olarak görülürdü. Bu açıdan Meryem, Hristiyanlığın dua ve ibadetlerinde çok önemli bir yer edinmiştir.

Sümerli tanrıçalarla Meryem arasındaki benzerlikler bunlarla sınırlı değildir. İştar’ın oğlu kurban olarak öldüğünden İştar, “ağlayan tanrıça” ya da “kederli anne” olarak imgelenir. Meryem, oğlu İsa öldüğünde aynı acıyı yaşamış ve ölüm sahnelerinde kederli anne olarak İştar gibi betimlenir. Michelangelo’nun Pieta heykelinde de Meryem kederli bir anne olarak gösterilmektedir. Oğlunun ölü bedenini kucağında taşıyan Meryem’in başı önünde ve kederlidir.

Michelangelo’nun Pieta Heykeli

Meryem ve Çocuk İsa sahnelerinde Meryem, kimi zaman yol gösterici ya da şefkatli bir anne olarak gösterildiği gibi İsa’ya süt verirken de resmedilir. Emziren anne sahneleri, İsa’dan çok eskiye dayanır. Ancak Hristiyanlıkta emziren anne sahneleri dinen son derece hassas bir konudur. Dolayısıyla özellikle kilise resimlerinde Meryem, İsa’ya biberonla süt verirken betimlenir. Nadiren de olsa emzirilirken de gösterilebilmektedir. Rönesans ve sonrasında Meryem’in İsa’yı emzirirken gösterildiği resimler fazlasıyla yaygındır.

Emziren Meryem

Tahtta Meryem ve İsa sahnelerinin temeli de Eski Mısır da Tahtta İsis ve oğlu Horus’a dayandırılır. Hristiyanlığın kabul edilmesiyle birlikte İsis’in yerini Meryem, oğlu Horus’un yerini İsa alır.

Tahtta İsis & Tahtta Meryem

Dinler arası etkileşimler özünde hiçbir dinin aynı kalamamasına neden olmakla birlikte farklı olanın benzerleşmesini sağlamıştır.

Kaynaklar

DEMİR H. “Bizans Resim Sanatında Meryem Kültü ve Müjde Sahnesi” Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2018

IŞIK ŞEN, V., “Bizans İkonalarından Günümüze Sanatta Meryem ve Çocuk Motifi” İdil Dergisi Cilt:6 Sayı 32, 2017, Sayfa: 1359 – 1383

IŞIK ŞEN, V., “İsis ve Horus’tan Meryem ve Çocuk’a” Düzce Üniversitesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Temel Sanat Bilimleri Bölümü Yüksek Lisans Tezi

KURT FİDAN M., “Ana Tanrıçalardan Bakire Meryem’e; Kadının Mitolojik Öyküsü” II. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongreleri – Bildiriler Kitabı IV, Cilt:3, Muş, Mayıs 2017, sayfa:927 – 944

Yazan: Elif Patan

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir