Yazan: Yekta Majiskül
Belki başlıktaki soruyu “Kafka’nın uyruğu nedir?” biçiminde de sorabiliriz ama çerçeveyi tamamen hukuki boyuta taşıyıp daraltmanın gereği yok. Hemen hepimizin başvurduğu internet ansiklopedisi Wikipedia, Türkçe sürümünde Kafka için şöyle diyor: “Almanca konuşan Bohemyalı, roman ve hikâye yazarı.” Aynı sitenin Almanca sürümünde ise şöyle: “Avusturyalı-Çek bir yazardı.” İngilizce sürüm daha ayrıntılı: “Franz Kafka Yahudi, Avusturyalı ve Çek kökenli, eserlerini Almanca yazan Praglı bir romancı ve yazardı.” Kâğıda basılı eski kuşak ansiklopedilerden Larousse “Almanca yazan Çek yazarı” diyor, yakın tarihli bir İngilizce yaşamöyküleri ansiklopedisinde ise “Çek doğumlu Alman romancı ve kısa öykü yazarı.” Kafka basan bizim yayınevlerimizde durum daha da karışık, uyruk olarak Yahudi diyenine bile rastgeldim.
Aslında pek çok Orta Avrupalının 20. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı hikâye üç aşağı beş yukarı aynı, hangi devletin uyruğu oldukları konusu epeyce karışık. Benzer yazgıyı yaşayanlar arasında tarihçi Eric J. Hobsbawm da var.
Kafka’nın babası Bohemya taşrasından Prag’a taşınmış bir köylüydü, annesiyse orta sınıf bir Prag yerlisi. Kafka Prag’da doğdu – tartışmaya açık olmayan ender noktalardan biri. Doğduğu şehir Bohemya Krallığı’nın başkentiydi ama Bohemya bağımsız bir devlet değildi, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’na bağlıydı. Dolayısıyla Franz Kafka ömrünün son yılları hariç, bir Avusturya – Macaristan İmparatorluğu vatandaşı olarak yaşadı.
1918’de Çekoslovakya devleti kuruldu. Devletin küçük parçasını oluşturan Slovakların konumuzla hiç ilgisi yok, bizim ilgilendiğimiz bölüm Çekler yani günümüzde Çekya denen devlet. Çekoslovakya devletinin kuruluşu ilan edildiğinde Prag’daki Çekler çok mutluydu elbette ama azınlık durumdaki Almanlar ve Yahudilere ne düşündüklerini soran olmadı: Onlar bir günde Çekoslovakya vatandaşı oluverdiler. Kafka o gün Avusturya – Macaristan İmparatorluğu vatandaşı olmaktan çıkıp Çekoslovakya vatandaşı oldu, ölümüne dek Çekoslovak kimliği ve pasaportu taşıdı.
Çekoslovakya’nın kurulduğu günlerde Avusturya – Macaristan İmparatorluğu dağıldı, tıpkı o sırada Osmanlı İmparatorluğu ve daha yakın tarihte Yugoslavya’nın başına geldiği gibi bir devletten birkaç devlet doğdu. Nedir, Kafka’nın küçülüp Viyana çevresine toplanmış bir devlete dönüşen Avusturya ile bağlantısı kopmadı. Kafka ölene dek emekli maaşını Avusturya resmi makamlarından aldı. O ünlü fotoğraf, son vesikalık fotoğrafı, yaşadığını kanıtlayıp maaş almayı sürdürmek için Viyana’ya gönderdiği bir belgedir.

İşin hoş tarafı, Almanca yazan Kafka’yı Almanlardan önce Avusturya’nın sahiplenmesidir. Eski uyrukları Kafka’nın Berlin’de kısa süre oturduğu eve anma yazısını Almanya değil Avusturya makamları çakmıştır. Kafka’nın ölüm yeri de yine Avusturya’da, Viyana yakınlarındaki Kierling köyüdür; o eski sanatoryumdaki dairesi günümüzde bir Avusturyalı sivil toplum örgütünün yönetimindedir.

Kafka doğduğu yerde, Prag’da toprağa verilmiştir – bu da tartışılmayacak diğer bir nokta. Onun şöyle dokunup geçtiği yerler bile Prag’ın en çok fotoğraf çekilen noktalarıdır. Sosyalist sistemin çöküşünden itibaren Prag Kafka’yı cansiperane sahiplenmiş, kentin simgelerinden biri yapmıştır.
Bu arada değişik nedenlerle sık sık yolunu düşürdüğü ve kısa süre ikamet ettiği Berlin, biraz geç de olsa Kafka’nın anısını yaşatıyor. Üstelik tüm eserlerini Almanca yazan Kafka, Alman edebiyatının zirvelerinden biri olduğu için Almanya’nın sahiplendiği yazarlardan. Ne Çekya ne de Avusturya’da Kafka’nın yazdıkları Almanya’daki denli sık ve yoğun basılıyor.
Çekya ve Avusturya uyrukluk açısından, Almanya ise kendi dilini kullanan bir yazar olması açısından Kafka’yı birbirlerine bırakmazken, bu üç devlet yetmezmiş gibi, yazarı sahiplenen başka ülkeler de var. Kafka’nın edebi mirasının çoğunu yanında götüren Max Brod’un yönlendirmesiyle İsrail, yazarın Yahudiliğini öne sürerek “Kafka bizimdir” diyenler arasında. Yetmedi, Nazi soykırımından kurtulabilen ender akrabaları yıllarca ABD’de yaşadıkları ve o dönemde telif haklarını ABD yayınevlerine verdikleri için, ABD de Kafka üzerinde uyrukluk açısından değilse bile hiç olmazsa mülkiyet açısından hak iddia edenlerden – ABD söz konusu olunca mülkiyet uyrukluktan daha önemli elbette!
Kafka nereliydi sorusuna verilecek yanıt, sonuç çizgisinde epeyi güç. Belki en doğrusu ne oradan ne ötekinden demek, dolayısıyla onu belli bir etnik kümeye ya da uyruğa hapsetmemek.
Devam edecek…
1. Fotoğraf: Prag’daki Kafka Meydanı tabelası (Fotoğraf: Yekta Majiskül)
İlk yorum yapan siz olun