İmgelerin eşiğinde kendini görsel şiir tutkunu, şair ve şarkı sözü yazarı olarak tanımlayan Ayça Erdura’nın Eksik Parça Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Kâhinin Ninnisi” raflarda yerini aldı.
Kâhin dilim konuştu: İhanet yeni bir ışıkla eriyecek.
Ayça Erdura şiir ve şarkıların eşiğinden geçse de gölgesinde soluklandığı bu kitabında farklı bir tarza, öyküye yöneliyor. Mitolojinin damarlarından geçen hikâyeleriyle yeni bir dünya yaratıyor adeta. Yazar, beş öyküden oluşan kitabında bir mitopya örgüsüne dahil ediyor okuru. Kâhinin Ninnisi’nde masala yaslanıyor, şiirinden bir parça koyuyor ve bizlerle farklı bir bağ kuruyor. Çeşitli mitolojilerden beslendiği bu kitapta bir de yeni bir dil oluşturuyor Ayça Erdura: Vatananna. Böylece kendi masalını seriyor gözler önüne…
Masallar böyle mi biter hiç diye kendine kızdı. Mutlu son olmalıydı ki hakikatin kanatları kırılsın.
Kitap “Hatırla” diyerek başlıyor. Bize unuttuğumuz şeyleri hatırlatmaya yönelik tersine inşa edilen beş öyküyle aralanıyor sayfalar. Bir ortak aklın, bilincin ürünü olan masallardan, mitlerden faydalanmanın da faydasını burada görüyor yazar, tüm insanlığa hitap edecek evrensel bir anlatı sunuyor. Masalların ve mitlerin insanın doğasına, köklerine ineceği yönündeki inancını da yansıtıyor böylece Kâhinin Ninnisi’ne. Bir de zihnindeki hayal ve gerçeği bir iple birbirine bağlamayı ihmal etmiyor öykülerinde.
Böyle anlatılırdı efsaneler dilden dile, akşamüstleri meydanlarda, çeşme başlarında taşa oturunca, dağda koyunlar otlayınca belli belirsiz gizli ifadelerle.
Edebiyata hep yeniyi isteyen bir şair ve yazar olarak bakan Erdura bu kitabında da belki de hiç rastlanmayan bir işe kalkışıyor: Yazdığı üç öyküye ait çizimler bulunuyor, bunun yanında yine kendisine ait şarkı sözü ve bestesini yaptığı şarkıları sonra bir de seslendiriyor ve öykülerin sonlarına bu eserleri QR kodlarıyla yerleştiriyor. Bunu yapmakla anlıyoruz ki Ayça Erdura belki de bir ilki gerçekleştirerek kendi müzikleriyle okuru hikâyenin tam ortasına yerleştirmeyi arzu ediyor.
Oluk oluk akıyordu suya karışıyordu kan. Bir minnete vaad edilen yerini buluyordu. Nasıl soğuk ılığı yenerse, nasıl sayıklarsa acı ininden, yavaş bile değilken zaman, düşmanken birbirine insan aşk beliriyordu bedelden öte ve uzak arzudan.
Dilden dile dolaşıp da çocukluktan yetişkinliğe bizi büyüten, bize farkındalık kılan, dünyayı ve insanı anlamlandırma çabalarımıza eğlenceli bir cevap olan mitler ve masalların akışını değiştirip okura “bir de böyle bakın” diyen Kâhinin Ninnisi, masalcılığın büyüsüne kapılmışlar ve biraz da gerçeklikten dolaylı yollarla uzaklaşarak ona hayalle ulaşmaya çalışanlar için kendi yerini bulmaya hazır bir şekilde okurlarını bekliyor.
Niyet Adası korkusuzca dans ediyordu ateşin dumanıyla. Sarsılıyordu derinliği uzakların ve göğün mavisi dalgalanıyordu. Sıkışıktı dünyaları, kıskaç burcundaydı düşünceleri, soğuktu kalpleri. Karar verip, kurban seçip ölümden doğmak istiyorlardı.
İlk yorum yapan siz olun